• resmi ilanlar

Mesaj Defteri

Mesaj yaz
  • Taner Kaltalı11.01.2010 14:00:00

    Ekim ayında güya teslim olan 34 teröristten 2 tanesi bu gün gözaltına alınmış. Bana göre AKP’nin açılımı ve teröristlere gösterdiği müsamaha affedilir bir şey değildir. Ciddi devlet anlayışı ile bağdaşmaz. Gelenler zaten pişman olduklarını bile bildirmediler. Önderlerinin isteğiyle geldiklerini söylediler. Açılım ABD ve AN’nin planıdır. Bir ayrıştırma politikasıdır. Bunun hesabı AKP’ye sandıkta sorulacaktır.
  • Gönül Ülkü Kara11.01.2010 14:00:00

    Sedaş yetkililerine sesleniyorum. Çakmaklar Yolu üerindeki konutlarda kullanılan elektrikte sık sık voltaj değişimleri olmakta, voltaj bazen düşmekte ve bazen de yükselmektedir. Voltajı stabil halde tutmak Sedaş’ın görevidir. Evlerimizde kullandığımız elektrikli cihazlarımız sık sık arızalanmaktadır. Bu konunun en kısa zamanda çözümlenmesini istiyoruz.
  • Ceren Duyar 11.01.2010 14:00:00

    Bolumuzun sahip olduğu Bolu barınağına her gidişimde içim acıyor. Temizlik yaptırmak için sık sık sıkılan suya maruz kalan annesiz yavrular, hasta oldukları her hallerinden belli yetişkin hayvanlar... gezinti alanları ve sadece göze hitap eden bir çok gelişme olduğu kesin. Gezinti alanlarında da hala bir tane hayvan bile görmedim gezinen. :( Hayvan barınaklarının olması gerektiği şekil malesef bu değil. Bolu halkını kandırmaya çalışmak Bolu Belediyesinin düştüğü en büyük yanlış bu anlamda. Oraya gidip bir hayvan bari kurtarsanız ne büyük sevap kazanmış olacaksınız, bir bilseniz. Bolu Barınağı tam bir hayvan hapishanesi durumunda. Kimseyi kandıramazsınız. Oradaki hayvanları oraya kapatmanızın tek sebebi oy kaygısı. İnsanlar şikayet etmesin diye onları oraya kapatıp ölmelerini seyretmekten başka bir şey yapmıyor yerel yönetimler. Bir barınak içindeki hayvanların türüne özgü yaşam şartlarını sağlayabilmelidir. artık Allah rızası için daha fazla kişi ilgilensin şu barınakla. Bu ildeki hayvan koruma derneğinin bile uğramadığı bir yer Bolu Barınağı. Bu derneğin hala nasıl buranın veteriner hekimini ve Bolu Belediyesini bu anlamda övdüğünü anlamakta zorluk çekiyorum. Yosa bu derneğin ismi mi değiştirilmeli? Belediyeci severler derneği olsa nasıl olur acaba?
  • HEPAR10.01.2010 14:00:00

    DAVUT BEYE...yazmıştım ama sitede bir sorun var galiba silinmiş ....böyle bir parti var zaten HEPAR yani hak ve eşitlik partisi simgeside anadolu kartalı......BİZE KATILIN...
  • Kamyoncu vatandaş10.01.2010 14:00:00

    tüm şöför esnafı arkadaşlarım ,yapmış olduğumuz seçim sonrası eski tas eski hamam usulü oldu,belediyeden ceza yiyip oda başkanına saçak altında ağır söz söyleyenler sizdiniz ve yine aynı oluşuma oy verdiniz..demekki herkes hakettiği şekilde yönetiliyor!
  • ceren bilden09.01.2010 14:00:00

    Bu aralar kimse 5-6 tl’lik bişey almıyo.Bazı sınıflarda bile yılbaşı çekilişi yapılmadı.Öğretmenleri ’’ekonomik kriz var’’diyor.Ama o geçti varsada türkiyede %30.Ona ramen bir kişi dedimi bu ekonomik kriz değil, hayır demedi.Ben diyorum gelin böyle diyenlere aslında ne olduğunu bildirelim.El ele verip yenelim.HAYDİ TÜRKİYE
  • Davut 08.01.2010 14:00:00

    GENE AYNI!! GENE AYNI!! GENE AYNI!! Bolu’nun yetişdirdiği "ünlü Türk büyüğü" Nihat Alpat Öztürk’ün, şehrin en iyi yerine bir heykelinin ya da büstünün dikilmesini öneriyorum. Yahu! Bu şehirde başka insan yok mu? Yeni yüzler göremeyecek miyiz hiç? Gene aynı!! Gene aynı!! Gene aynı!!!
  • Ali Kocabıyık08.01.2010 14:00:00

    Ben gazetemiz Bolu Express’den bir araştırma yapmasını, her bir esnaf odasının seçim tarihlerini bu sayfalardan duyurmasını istiyorum. Bu şekilde tam bilgi sahibi olarak mevcut oda başkanlarının yerine işe yarayacak kişilerei seçebiliriz.
  • arif olan anlar 08.01.2010 14:00:00

    ben esnaf olan arkadaşın sözlerine sonuna kadar katılıyor ve bolu’daki aslında hiçbir oda başkanının maaşını hakedecek kadar ter dökmediğini ve hiç bir işe yaramadıklarını belirtmek istiyorum... aslında bu adamlarda biraz gurur olsa o sandalyelerde oturmazlardı diye düşünüyorum...
  • hepar(hülya)08.01.2010 14:00:00

    Sayın Yaşar hocam yazı dizilerinizi büyük bir zevkle takip ediyoruz anadolu kartalları olarak. sıradaki yazınızı sabırsızlıkla bekliyoruz. Yüreğinize ve kaleminize sağlık diliyorum.
  • Davut08.01.2010 14:00:00

    Sayın Yaşar Aksan; Sızlanıp durmayın... Bi parti kurun, ismi olsun; "Anadolu Partisi.." Ambleminiz Kartal olsun...Gayet de iyi bir amblem olur... Halkın karşısına o tasvir ettiğiniz kadrolarla çıkın... İktidara gelirseniz buna itirazımız yok... Sadece Demokrasiler "boyun ölçüsünün" alındığı rejimlerdir. (*Bu lâf da siyasi literatüre benim bi katkım olsun...)
  • Zafer M.Altunay07.01.2010 14:00:00

    Ülkemize kalıcı zararlar veren AKP iktidarından bir an evvel kurtulabilmek için CHP ve MHP’nin birlikte hareket etmelerinin, seçimlerde ortak adaylar belirlemelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum. AKP ülkeye onarılması güç zararlar veriyor. Açılım dedikleri ayrıştırma planının büyük şehirlerimizi ne hale getirdiği ortada. Başkentte asker-polis karşı karşıya... Dış güçler ve yerli işbirlikçileri ordumuza sürekli çamur atıp, zarar vermeye çalışıyorlar. Umarım ilimizin vekilleri bu durumu bizim gibi görüp analiz ediyorlardır. Seçim dönemi geldiğinde AKP’ye unutamayacağı bir ders vermek gerekecek...
  • Muhittin Güçlü07.01.2010 14:00:00

    Değerli hemşehrilerim; son zamanlarda gelen zamlar hepimizi canından bezdirdi. İçkiye, sigaraya, akaryakıta, vergi ve harçlara sürekli zam yapıldı. Bizler artık tepkisiz bir toplum olduğumuzdan, kafalarına göre sürekli zam yaparak, bütçe açıklarını kapatmaya çalışıyorlar. Gelin birlikte hareket ederek, özel araç kullanmamaya, zorunlu hallerde toplu ulaşım araçlarını kullanmaya geyret edelim. Böylelikle hem doğaya daha az zarar vermiş oluruz, hem de cüzdanımızın boşalmasını önleriz. Saygılar...
  • selin Gürpınar07.01.2010 14:00:00

    Her gün zam çıkıyor karşımıza, devletimiz sağolsun. Vatandaş ne yapacağını şaşırdı. Elektrik zammını hazmedemeden, doğal gaz zammı, sigara zammı, ekmek su derken maaş olduğu gibi faturalara gidiyor. En temel ihtiyaçlara bu kadar zam sanırım yalnız bizim ülkemize has bir durum. Avrupaya açılalım derken Afrikalılara dönmek üzereyiz.
  • Baran Yücesoy07.01.2010 14:00:00

    BDP AÇISI Geçen sene okurlarımdan çok sayıda eleştiri aldım. Bu eleştirilerin çoğu ?çok sert yazdığım? yönündeydi. Evet olabilir ama ben duygu ve düşüncelerimi kaleme alıyorum. Bunları kaleme dökerken de ?aman bu sert oldu, bu yumuşak oldu? diye düşünmüyorum. Çünkü düşünürsem eğer, kendimi ifade edemem. Kendimi ifade edemezsem de yazı yazmamın bir anlamı kalmaz. Fakat eğer ?birileri? için yazı yazıyorsam kendimi ifade etmem gibi bir sıkıntım kalmaz. Böylece düşünmeme de gerek kalmaz, basit bir mantıkla yorumlarsak tabii. Zaten bu basit mantıkla düşünme alışkanlığımız bizi buralara getirmedi mi? Olayların sadece görünür yüzüne bakıp, sorumluluklarımızdan kaçtık. Oysa bütün olup bitenler görünmeyen yüzündeydi. Zaten Türkiye?de sorun, bence, sorumluluk alması gerekenlerin sorumluluk almaması, sorumluluk almaması (sorumsuz olanlar) gerekenlerin ise meydanı boş bulup, eşeğin kulağına su kaçırana kadar sorumluluk içerisine girmesi ve tabii olarak çaplarının dışına çıkıp her şeyi yüzlerine gözlerine bulaştırmaları. 2010 yılında en azından bazı şeylerin kalıbından çıkarılmasını umuyorum. Çünkü sorumluluk alması gerekenlerin her nedense bir ?kalıp? sorunu oluyor. Kendilerine biçildiğini düşündükleri kalıpların dışına çıkmaya korkuyorlar. Çapsızlıkları nedeniyle belli bir kalıp biçilmesi gerekenler ise ne kalıp bıraktı ne çap. Hani derler ya cahil cesareti, işte böyle. Sözü nereye getireceğimi merak edenler azdır, çünkü yazılarımı takip edenler benim yolumla DTP?nin yolunun illaki bir yerde kesişeceğini iyi bilirler. Ben artık eskimesi ve BDP adını alması nedeniyle DTP?yi farklı bir şekilde değerlendirmek istiyorum. Aslında keşke DTP harflerinin üzerinde ^ şeklinde bir işaret olsaydı da, DTP noktalarından oluşan açıyı ifade eden bir matematik teriminden daha fazla bir şey olmasaydı. Ama maalesef çok daha fazlasını ifade ediyor. Dar mı, geniş mi, dik mi, genişliği bir türlü tespit edilemeyen ve dik açı ile dar açı arasında sürekli gidip gelen ama bir türlü geniş olmayı beceremeyen bir açı bu DTP. Açı olmayıp da matematikte bir terim olsaydı, matematikteki ne bir formüle entegre olurdu, ne de bir problemin çözümünde kullanılabilirdi. Ama şimdi Allahı var, inkar edemeyiz, bölme işleminde çok iyi bir bölen olurdu. Dedim ya geçen sene çok eleştiri aldım diye, işte bu sene bir değişiklik yapıp eleştirileri azaltmak istiyorum. DTP?yi bir açı olarak niteleyip matematiksel doğruların üzerine fazla gitmiyorum. Artık DTP?yi tamamen silip BDP ile yeni yıla yeni bir başlangıç yapmak istiyorum. Sayın okurlarımdan ?Sen sabit fikirlisin, ormanın içinde yürüyorsun gözlemlerini böyle yapıp sığ yazılar yazıyorsun? şeklinde eleştiriler almamak adına, atlıyorum bir helikoptere ve ormanın üzerinde ufak bir gezinti yapıyorum. İşte temel sorun olarak gördüklerim ve BDP?nin dikkate alması gereken çözüm yollarım. Her son yeni bir başlangıçtır mantığıyla hareket edip, bundan önce farklı isimlerle kurulan partilerin programlarının dışına çıkmayı ilk hedef olarak görecek. DTP, Kürt sorununu ırkçı bir mesele gibi görüyor ve işine böyle daha çok geldiği için bunu sürekli deşmeye çalışıyordu. BDP ise normalde bu ırkçı söylemlerini bırakıp, Kürtlerin doğu haricinde batıda da büyük bir yoğunlukta yaşadıklarını artık anlayabilse, doğudaki kimlik sorununun ve fakirliğin batıda da aynı şekilde olduğunu kavrayabilse ve etnik parti kimliğinden sıyrılıp, bir Türkiye partisi olma çabası gösterse çözüme biraz daha yaklaşabilecek. DTP gibi İmralı Kuşçusu?ndan medet ummayı bırakıp, kendi politikasını bir Türkiye partisi disiplininde oluşturabilse sorunlara çözüm yolları bulma yönünde bir ivme yaratabilecek. Yerel seçimlerde %60?lara varan oy oranlarını kötüye kullanmayacak. Yöre halkının bu oyların yolsuzluğa değil, hizmete dönüşmesini beklediğini aklından çıkarmayacak. Terör örgütünün adını ağzına almayacak ve örgütle olan bağlantıları sağlayan tüm birimlerini tasfiye edecek. Bekleyip göreceğiz. Ben kendi adıma 2010 yılında BDP ile ilgili beklentilerimi sabırla bekleyeceğim. Ölçüp biçip tartacağım. Yazımın başındaki gibi bir açı gibi görüp ne şekilde duruş sergileyeceğini gözlemleyeceğim. Dik veya dar açı olma yolunda emareler gösterirse sert eleştirilerime başlayacağım. BDP?nin DTP gibi diklikten ve darlıktan kurtulup, geniş olabilmesi en büyük temennimizdir. Baran Yücesoy [email protected]
  • Sadettin Altınsoy07.01.2010 14:00:00

    Akaryakıta sürekli zam gelmesini protesto etmek adına arabamı daha az kullanıyorum. Benzin alırken de deponun ancak 1/4 ünü dolduruyorum. Sürekli zam yapanları da buradan kınıyorum.
  • Esnaf07.01.2010 14:00:00

    Sayın İmdat Aslan; yazınız her günkü gibi tam isabet olmuş. Hangi esnafa baksan Ahmet Yoltaş’ın esnafın hakkını gözetmediğinden, esnafa sahip çıkmadığından dem vurur. Ama iş seçimlere gelince kimsenin gıkı çıkmaz. Bizim aidatlarla geçinen Ahmet Yoltaş’ın bu kadar duyarsız ve yüzsüz olması içime dokunuyor. Yüzsüzlük öyle boyutlara ulaştı ki kendi yapması gereken ama yapmadıklarını başkalarından bekler oldu. Dediğiniz gibi ’’bir dönüm bostan yan gel yat ahmet’’ ne güzel memleket. Aldığın maaşı haketmek için insan da biraz çaba olur. Siz ne söylerseniz söyleyin Ahmet Yoltaş ’’Yarabbi şükür’’ diyecek. İnsanda her şeyden önce gurur olacak...
  • Sadullah Alp 06.01.2010 14:00:00

    AKP’nin zamlarından bıktık. Memur ve işçi maaşlarına kaşıkla yaptığı artışı, vergi artışlarıyla, elektrik, akaryakıt, sigara ve içki zamlarıyla kepçeyle aldılar. Okurlardan birisi 100 liralık akaryakıttan 67 lira vergi alındığını yazmış. Adalet bunun neresinde. Bolu’nun sayın milletvekilleri bu durumu açıklasalar da biz de anlasak. Tabi bu durumun açıklamasını yapamazlar. AKP zamlarla günü kurtarmaya çalışıyor. Ama Allah büyük, biz de onlara sandıkta gereken dersi vereceğiz.
  • Murat06.01.2010 14:00:00

    Memur Sen in TOKİ ile yapmış olduğu konutlarda oturan mağdurlardan biriyim. Mağdur diyorum artık çünkü burada oturan 400 küsür hane dahil burada hepimiz resmen eziyet çekiyoruz. 21. yüzyılın sonunda hergün elektrikler kesilir mi? Bu yazıyı yazarken bile yemin ederim 3 kere gidip geldi. Artık canımızdan bezmiş vaziyetteyiz. Tuvalete banyoya gitmeye çekinir hale geldik. ya elektrikler giderse diye. Oturanlar bilir Abartmıyorum. Yol sorununa hiç girmeyecem desem de her şey meydanda zaten. Yollara yol demeye bin şahit. Belediyemiz o kadar çok çalışıyor ki Sayın Alaaddin Bey i ancak reklam panolarında görebiliyoruz. Memur sen TOKİ nin 5km yapılacak yolu var 7 aydır yapamadılar. hadi yolu yapmayın Köy yoluna asfalt dökün yok onu da yapmıyorlar. Bu eziyet değil de nedir? Karşımızda muhatap bile bulamıyoruz. Memur Sen Başkanını aradığımızda Üslup aynen şu "Taşınmasaydınız Koşulları Biliyordunuz" Bu cevap bile herşeyi özetliyor. Ne yazık ki biz her şeyin en kötüsüne layığız. Saygılarımı Sunarım.
  • helin demir05.01.2010 14:00:00

    TERÖRDEN KURTULMAK VE TESLİM OLMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE! 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu?nun 221/2 maddesine göre, PKK?dan kaçıp güvenlik güçlerine sığınanların, eğer silahlı eyleme katılmamışlarsa ceza almamaları için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmaları sağlanıyor. Bundan hareketle de her geçen gün örgütten kaçan ve herhangi bir eyleme katılmayan PKK?lılar teslim olmaya devam ediyor. Sabah gazetesinin haberine göre PKK?dan kaçarak teslim olan 7 teröristin örgütteki pek çok arkadaşlarının ?etkin pişmanlık yasasını? bilmediklerini söyledikleri bildiriliyor. Teslim olan teröristlerin ilk ifadelerinde "PKK’daki adaletsiz uygulamalardan, kendilerine yapılan insanlık dışı muamelelerden ve bazılarının infaz edilmesinden dolayı büyük hayal kırıklığına uğradıklarını" belirttikleri kaydediliyor. Örgütte "Yaşam koşullarının son derece kötü olduğunu, liderler hariç kimsenin telefonla bile aileleriyle görüştürülmediğini, bu sebeple ailelerini ve özellikle de annelerini çok özlediklerini" anlatan PKK’lılar, "TCK’nın etkin pişmanlığı düzenleyen 221’inci maddesinin pek fazla bilinmediğini, bu maddenin bilinmesi halinde daha fazla teröristin gelip teslim olacağını" söylüyor. TCK?nın 221.maddesi; 1)Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz. 2)Örgüt üyesinin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde hakkında cezaya hükmolunmaz. 3)Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde hakkında cezaya hükmolunmaz. 4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır. 5)Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir. hususlarını içeriyor. Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren etkin pişmanlık yasasından yararlanan terörist sayısının ise 700’ü aştığı belirtiliyor. Helin Demir [email protected]
Mesaj yazın !
Sağdaki kodu buraya yazın!  Gerekli

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: