19 Nisan 2024

Mesaj Defteri

baris onder14.04.2009 12:00:00
1 MAYIS HEPIMIZE KUTLU OLSUN 1 Mayis, bütün dünyada isçilerin ve tüm çalisanlarin uluslararasi birlik ve dayanisma günü olarak kutlanmaktadir. Globallesen dünyamizda emekçilerimiz, çagdas, demokratik ve sosyal devlet anlayisinin bir geregi olan sendikal haklarin kazanimiyla daha iyi kosullarda çalisma sartlarina kavusmustur. Böylelikle medeniyet yarisinda ülkemiz ekonomisinin birer lokomotifi olan emekçilerimiz önünde, hizla degisime ugrayan yeni bir dünya, yeni bir ufuk açilmaktadir. Globallesen ve degisen bu yenidünya düzenine uyum saglanabilmesi, imkânlarin verimli bir sekilde kullanilabilmesi, çesitli toplumsal kesimler arasinda saglanacak diyalogla mümkün olabilecektir. Bu nedenle çikar farkliliklarini akilci politikalarla dengelemek, ortak çikarlarin alanini genisletmek, uzlasma ve basariya giden yolu açici faktörler olacaktir. Bu nedenle 1 Mayis kutlamalarinda sendikalar ve sendikacilar, sadece tepki koyan bir anlayistan uzaklasarak çözüm üreten ve alternatifler gelistiren yaklasimlarla toplumu gelistiren, ona yön veren bir role sahip olmak durumundadirlar. Sivil toplum örgütlerinin etkinliginin arttigi çagimizda, isçi ve memur sendikaciliginin da degisen ve gelisen yeni kosullara paralel olarak kendini yenilemesi, yeniliklere ayak uydurmasi ve kisacasi kendini sorgulayarak bu degisim sürecinden geçmesi kaçinilmazdir. Çünkü endüstriyel demokrasi, çalisma hayatinin aktörlerinin nitelik ve niceliklerini degistirmistir. Günümüzde, toplumsal degerlerin sürekli olarak ideolojiler tarafindan istismar edilmesi, belirsizliklerin hâkim olmasina neden olmakta ve bu durum, kaostan menfaat uman gruplarin disinda hiçbir kesime, kitleye arti bir deger katmamaktadir. Bu nedenle, 1 Mayis?larin provokasyon pesindeki güçlerin emelleri için firsat olusturmasina ve bu güzel günün önceden ilan edilmis bir ?savas günü? olarak algilanmasina tüm insanlik adina engel olunmalidir. Dolayisiyla, 1 Mayis kutlamalari isçilerimizle birlikte, bütün milletimizin ortak duygular içinde, gelecegin güzelliklerine dogru umutlarimizin yesermesini güçlendirici bir bayram özelligi tasimalidir. Geçmiste, zihinlerimizde beraberinde hos olmayan anilari çagristiran, ancak son yillarda dostluk, beraberlik ve dayanisma duygusunu öne alan bu günün coskuyla baris içinde kutlanmasini diliyorum. 1 Mayislar kutlu olsun... Baris Önder
Kafeci14.04.2009 12:00:00
Bolunun bunca sorunu varken buraları babalarının çiftliği gibi kullananları kınıyorum oturun bi kafeye konuşun .Kafecide bu krizde üç beş kuruş kazansında birilerine faydanız olsun bari.
uygar koç13.04.2009 12:00:00
ERKENEKON DALGALARINA HERGÜN YENİ BİR DALGA EKLENİYIR.. İTALAY GLADYOSUNU TEMİZLERKEN; 2500 KKİŞİ SORGUYA ÇEKİLMİŞTİ.. BZİDE DALGA DAHA YENİ BAŞLADI.. GLADYONUN TEMİZLENMESİ; DEMOKRASİNİN YERLEŞMESİ İÇİN BU OPERASYONLAR GEREKLİDİR.... TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR VE HERKES HUKUK KURALLARINA SAYGILI OLMAK ZORUNDADIR... ATANIN ARKASINA SIĞINAN HUKUSUZLARDAN, DERBEYİLERDEN, DARBECİLERDE ,VURGUNCU VE SOYGUNCULARDAN ÜLKE TEMİZLENMELİDİR...
BFTRH ÇALIŞANI13.04.2009 12:00:00
Biz mesai arkadaşları olarak Sedat Beyin davasının sonuna kadar takipcisi olacagız.Başhekimimiz olarak kendisine minnettarız.
yaz rehaveti13.04.2009 12:00:00
seçim bitti partiler tekrar uykuya daldı bir dahakı seçime kadar ninnide ninni
(AE)12.04.2009 12:00:00
zapatistaa’ya.. Duygularıma tercüman oldunuz.. teşekkürlerimi sunarımm.. Ayrıca ilave etmek isterimki.. Bolunun sesi ziyaretçi defterinde yalnızca yerel konular mevcut olmamakla birlikte çok değişik konularda yer almaktadır.. mesela sizin yazmış olduğunuz şiirler ve yerel olmayan birçok konu.. Editör ve kamuran beyefendi işine ne kadar sahip çıkıyor hep beraber görmekteyiz.. Editörün açıklaması, editötün ve kamuranın ve gazetesesinin nasıl bir hizmet anlayışına sahip olduklarının göstermek açısından çok önemli olduğunu.. bir okadarda talihsiz bir açıklama olduğunu göstermektedir... Saygılar...
lütfen... 12.04.2009 12:00:00
sevgili zapatistaa sana da lütfen. yazdıklarını bir kez daha okuyup onay vermen mutlaka daha güzel olacak. anlatım bozukluklarından ne yazdığını anlamak oldukça güç. benim şikayet konumda ne garipki sendin. yazdıkların ne kadar herkesi ilgilendiren konular... yerel konulara yer verilmiyor cümlesinden anladığın gibiyse her şey bence yazmayı bırak artık... selamlar
hakikaten lütfen 12.04.2009 12:00:00
yalan yanlış isimlerle mesaj yazanların yazılarını bu siteye koymayın lütfen.Sallayıp duruyorlar.psikopatlar gibi .madem o kadar hevesliller yazsınlar kendi hatıra defterlerine değilmi.
Nadja T.12.04.2009 12:00:00
"öyle garip bir dünyada yaşıyoruz ki, karalara bürünüp, kara toprağa verdiğimizi, beyazlara sarıyoruz?" "önüm, arkam sağım solum neyse ne" lik olduğunu söylediğimiz görüşsüzlere, çıkarcılara, en yakınımızdaki sömürücülere umut bağlıyoruz. diliyoruz işte. nihayetinde, bir ara kara toprağa verdiğimizi beyazlara bürüyüveriyoruz. ne oluyorsa vazgeçiveriyoruz, unutuveriyoruz dediklerimizi. asla umulmaz ama, bürüdüğümüz beyaz çürüyüp döküldüğünde, ortaya çıkan kokmuş bedeni görmek, hiç bir içten dileğin karşılığı olamaz. olmamalı. olamasın. yayınlar herkes için aydınlık ve güzellik dolu olsun. dilemekden öte;"Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu, onu yaratmaktır. -- Peter Drucker-- evet bencede yarınları yaratmak en iyisi:))))
hakikaten lütfen12.04.2009 12:00:00
dağlarda çicek şişede içecek yerde gezer böcek eğer buralara yazamazlarsa ne yapacak bu millet böyle yazanlara illet oluyorum.bunlara izin verenlerede.
zapatistaa 12.04.2009 12:00:00
derin siyah rumuzlu ziyaretçiye, başta spartaküs olmak üzere che’yi de ağlatan yazdıklarından ötürü tebrik etmiştim. farklı BİRİ sanarak. bu tebriğimi geri almak istiyorum. saygılarımla...
Derin Siyah= Nadja T.12.04.2009 12:00:00
derin siyah tan sonra ne olur ne olmaz:) Nadja ya da bir tebrik göndermeden, yani sizi geri alma zahmetinden kurtarmak için... "Nadja ümit, umut demek... " sanmamanız, emin olmanız için!!!!!!!!
Kanun12.04.2009 12:00:00
Burası psikoloji kliniğini geçti. Sanki Guguk kuşu filminin yeni versiyonu çekiliyor. Diğer gazetelerin Internet ortamını da ziyaret ederek her tarafa aklına geleni yazanlarla, başka yazılardan aşırıp yazanlara güle güle deyin editör arkadaş. Bilişim kanunları bakımından sorun yaşayabilirsiniz. Okumuş insan kendisine, cahil insan hem kendisine hem de çevresine zarar verir. Gönderin bunları.
Polis12.04.2009 12:00:00
tüm yerel gazeteler polis teşkilatının kuruluşu ile ilgili olarak yaptığı haberlerde işin laylaylom kısmını takip etti. Polisin içinde olduğu zor şartlara vurgu yapan tek haber gazetenizde yayınlandı. Bir emniyet mensubu olarak bu duyarlılığı göstermenizden ötürü duyduğum mutluluğu sizinle paylaşmak istedim. Diğer gazetecilerimizinde olayın mağazin boyutu ile değil yaşamsal boyutu olan sosyal tarafıyla ilgilenmelerini isterdim.
AE RUMUZLUYA11.04.2009 12:00:00
güzel kardeşim kim üzdü seni bu kadar. Cenab-ı Hak doğrunun yardımcısıdır. Düşünelim sakin sakin, nefis terbiye olmuyor amma ve lakin. (amin). İftira kötü bişey dediğin gibi.
Harun Tandoğan11.04.2009 12:00:00
Polis teşkilatının kuruluş yıl dönümünde gazetenizde kullandığınız manşet haberiniz için tebrik ediyorum. Çok önemli bir konuya parmak başmışsınız. Umarım bu haberi yetkililerde okur.
Türk Vatandaşı11.04.2009 12:00:00
Abant’ a geçen hafta gittiğimde giriş kapısında bulunan türk bayrağının yırtık ve yıpranmış olduğunu gördüm. bu nedenle girişteki cevre orman bakanlığının doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğünün görevli memurlarına Türk bayrağının yırtık olduğunu ve değiştirilmesi gerekteğini bir vatandaş olarak belirtmek istedim. görevliler bu durumu kendilerinin de bildirdiklerine rağmen değiştirilmediğini belirttiler. 28.03.2009 tarihinde 269130 nolu biletle tekrar abant’a giriş yaptım. aradan iki hafta geçmesine rağmen türk bayrağımızın halen yırtık ve değiştirilmemiş halde olduğunu görünce görevli arkadaşlara tekrar hatırlatma gereği duydum. aldığım cevap aynıydı. sizlerin de bu konuya en az bizler kadar hassasiyetle yaklaşacağınızı düşündüğümüzden bildirmek istedim. gereğini yapacağınızı ümit ediyoruz. saygılarımla...
zapatistaa 11.04.2009 12:00:00
iki elinle kapatıp yırtığını yaranın koynunda yıldız taşırsın ama düşer yine yıldız düşeceksen sen de bir akşam alacası güneş gibi düşmelisin ardında binlerce yıldız derin siyaha tebrikler.
zapatistaa11.04.2009 12:00:00
Psykhe (Ruh) bir kralın üç kızının en güzeli idi. Gerçekten o kadar güzel, o kadar alımlıydı ki görenler onu Aphrodite sanıyorlar ona tapınıyorlardı. Aphrodite bir ölümlü ile karıştırılmaktan hiç hoşlanmamıştı. Bu yüzden bir gün oğlu Eros’u yanına çağırdı ve onu dünyanın en çirkin erkeğine aşık ederek cezalandırmasını istedi. Eros annesinin isteğini yerine getirmek için hemen yola koyuldu. Psykhe’yi bulduğunda, çok gururlu olan ve kimseye aşık olmamakla övünen bu genç kızı, dünyanın en çirkin, en kötü erkeğine aşık etmeye niyetliydi ancak kalbini nişan alarak oku atmak üzereyken Psykhe’nin güzelliği aklını başından aldı. Onu başkasına aşık etmek isterken kendisi aşık olmuştu. Psykhe’yi alıp sihirli bir saraya götürdü. Bu saray uyuyan bir ormanın ortasında kurulmuş, muhteşem fakat ıssız bir saraydı. Kanatlı güzel delikanlı gece karanlık düştükten sonra kendini göstermeden saraya giriyor ve sevdiği ile buluşuyordu. Sihirli sarayda bir insanın isteyebileceği her şey vardı. Fakat Psykhe’nin tek istediği kendisini deliler gibi seven bu delikanlının yüzünü görmekti. Fakat Eros bunu kabul etmiyordu, gece hep karanlıkta geliyor ve güneş doğmadan da gidiyordu, akşamları sarayda ateş yada mum yakılmasını yasaklamıştı. Psykhe ne kadar yalvarsa da fayda etmedi. "Aşkımızın sırrını kalbinde taşıdığın sürece mutlu olacaksın" dedi Eros "Beni görmeyi aklından bile geçirme, kim olduğumu yada kimin oğlu olduğumu öğrenme, bilmeden tanımadan beni körü körüne sev..senden gizlenen şeyleri öğrenmeye çalışarak mutlu olma fırsatnı elinden kaçırma." Psykhe de bunu kabul etmiş.. Eros’u görmeden kim olduğunu bilmeden körü körüne sevmişti. Birlikte çok mutluydular ancak Psykhe’nin kızkardeşleri onların bu mutluluğunu kıskandılar.. Bir gün kardeşlerini ziyarete geldiklerinde ona sevdiği delikanlının dünyanın en çirkin en iğrenç en vahşi görünüşlü adamı olduğunu söylediler. Eğer güzel bir delikanlı olsaydı, sevdiğinden yüzünü gizlemezdi, seni böyle ıssız bir sarayda tutmazdı dediler. Ona gece sevdiği gelmeden önce yanan bir lambanın üzerine vazoyu ters çevirip koymasını söylediler. Böylece Eros uyuduktan sonra vazoyu kaldırıp aydınlıkta onun yüzünü görebilecekti. Psykhe merakına engel olamayarak kardeşlerinin dediklerini yaptı. Yanan lambayı bir vazonun altına gizleyerek sevdiğini beklemeye başladı. Eros her şeyden habersiz saraya dönmüş kendini sevdiği kadının kollarının arasına bırakmıştı. Kısa sürede uykuya daldı. Psykhe Eros uyuyunca gürültü yapmadan yavaşça yataktan kalktı ve ters çevirdiği vazoyu alarak lambayı eline aldı, yatağa yaklaştığında gördükleri karşısında hayrete düştü. Çirkin ve iğrenç bir erkek görmeyi beklerken genç çok yakışıklı bir erkekle karşılaşmıştı. Eros’un yakışıklılığı dünyada ki başka hiç bir erkekle kıyaslanamazdı. Yüzü tarif edilemeyecek kadar güzel bu delikanlıyı görünce Psykhe’nin ona duyduğu aşk daha da arttı..sevdiğini alnından öpmek için eğildiğinde elindeki tabağı düz tutamadığından içinde fitil bulunan lambanın kızgın yağından bir damla Eros’un çıplak omzuna damladı. Eros duyduğu acıyla sıçrayarak uyandı. Sevgilisinin kendisini dinlemeyip yüzünü görmek için ona oyun oynadığını anlayınca hemen kanatlarını açıp uçarak oradan uzaklaştı.
lütfen...11.04.2009 12:00:00
sayın yetkili, lütfen korsan yazılar koymayalım şu mesaj defterine. bu sayfa birilerinin egosunu tatmin yeri mi yoksa paylaşım, köşe yazarlarını ve boluya ilişkin ifadelerimizi paylaşım yerimidir? neler var neler mesaj defterinizde lütfen rica ediyorum... teşekkür ederim şimdiden göstereceğiniz duyarlılığa...