Sayın Okurlar;
Anneler, evladı doğuruyor da bazen; her nasılsa gönlünü doğuramıyor. Bu nedenle olacak ki ( Alimden zalim, zalimden de alim doğar) sözü 13. yy’dan günümüze kadar söylenilmiş.
Sayın Okurlar;
İnsan hata yapar, dolayısıyla beşerde şaşar. Ancak, aynı hata bilerek, görerek, inatla ve ısrarla tekrarlanıyorsa, o akılda, ya çok büyük bir çıkar, yani şahsi, gizli, fevkalade bir menfaatlenme, bu yoksa, lokman hekimin dahi iyi edemeyeceği büyük bir kontaklık, dangalaklık ,bundan böyle telafisi mümkün olmayan arızalar vardır.
Sayın Okurlar;
İnsan hayatında, insanca bir düşüncede, doğru, güzel, iyi olan herşey benimsenir ve sevilir. Hain, zalim, arsız, nursuz, iffetsiz, şerefsiz, karaktersiz veya kişiliksiz olanlar, pek tabi sevilen kimseler değildir. Bu inançsız ve ahlaksız tayfa, veba mikrobundan daha tehlikelidir, hatta teşbihte bir hata olmazsa, bu densizler katır gibidirler. ÖNÜNDEN GİDERSEN ISIRIR, ARKASINDAN GİDERSEN TEPER. Dolayısıyla üstüne çıkıp dizginlerini ele almak, düşünülebilen en iyi yoldur. En tehlikelisi de ÜÇ KURUŞLUK ŞAHSİ MENFAATİ İÇİN, DÜNYAYI HİÇE SAYANLARDIR. TEK BİR YUMURTAYI PİŞİRİP, ZIKKIMLANMAK İÇİN, ORMANI DAHİ YAKMADAN KORKMAYAN, BUNDAN ÇEKİNMEYEN LEŞ AKILLAR HEP BÖYLEDİR. BÜTÜN BUNLARIN, SENİ BENİ OLMAZ. ÖNEMLİ OLAN ÖNCE İNSAN OLMAKTIR. Bundan sonra şu cümleye gelelim. Gayrimeşruluğa yönlenen bu tayfa, illet değildirde nedir? Çalana, kapana, kaçana, utanmayana inanmayan, bunlara iltifat eden bir kafanın yanında, öküz kafası, herhalde daha iyidir, çünkü bu kafa bir öküz kafası da olsa; ezmez, üzmez, çalmaz, çırpmaz ve de sıkışınca kaçmaz. işte olaylar, işte gazeteler, işte binbir türlü karşımıza çıkan nahoş olaylar. Millet dediğimiz toplum, hepsini görüyor. Bu işler öyle ite aslan postu giydirmekle bitmiyor.
Sayın Okurlar;
Biz sadede gelelim. YEŞİL AĞAÇLIKLAR VE ÇİMENLERLE, ÇİÇEKLERLE VE KUŞLARLA BEZENMİŞ BİR BAHÇEDE (YALNIZ BİR DAL GÖRÜYÜRUM, BİR TANE KUŞ SESİ İŞİTİYORUM DİYEN GÖZ KÖRDÜR, KULAK SAĞIRDIR, AKIL DA APTALDIR.) HAYVAN GİBİ OLAN İNSAN DA BİLGİSİZLİK, OTA TAPICILIK, SÜREKLİ YEMEK, MÜRÜVVETSİZLİK, TEMYİZSİZLİK, KISKANMA, HASİSLİK, ZULMETMEK, İKİYÜZLÜLÜK GİBİ HUYLARIN OLMASINA ŞAŞILMAZ. BUNUN İÇİNDİR Kİ, HAYVAN AHLAKI ATEŞ, MELEKLERİN AKLIYSA NURDUR. Ağacın üzerinde kuşu görüp de ağacı göremiyorum, saçı görüyorum başını göremiyorum, çadırı görüyorum ama sahrayı göremiyorum diyen kelimenin tam manasıyla aptaldır. Dolayısıyla, insan hayvandan nasıl ayrılır? AKIL, İDRAK, KONUŞABİLME YANİ MERAMINI ANLATMA, EĞİTİM, ÖĞRETİM, İMAL ETME, İNANÇ VE UTANMA DUYGUSU. BU ÖZELLİKLER İNSANDADIR. BÜTÜN BU ÖZELLİKLER, HAYVANIN DOĞASINDA VAR MI? ANCAK, HAYVAN DA OLSA, ONLARDAKİ VİCDAN, ONLARDAKİ ASALET, ONLARDAKİ YARDIMLAŞMA İKİ AYAKLI YARATILMIŞ ŞER İNSANLARDAN ÇOK DAHA GÜZEL, ÇOK DAHA FAZİLETİ DEĞİL Mİ?
baglar gazeli gibi feryadini kim anlar kim duyarsa ne mutlu ona sevgili hocam
kaleminize sağlık.maalesef kötülükler mikrop gibi iyilikler TOHUM gibi.
Değerli hocam çok beğendim yazınızı . Bizleri üstün bilgilerinizi aşıladığınız için teşekkür ederim .. Saygılar.
Sayın Üstadım selam ve saygılarımı sunuyorum, yazdığınız her kelimeye aynen katılıyorum ve bu güzel yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.