• resmi ilanlar
Ayşe KUDU [email protected]

Aktif Yaşlanmanın İzafiyeti

01.10.2015 00:00:02

Efenim,  yaşadığımız her anın yaşandıktan sonra zamanın içinde televizyon ekranındaki görüntünün bir megapikseli gibi holografik bir yapıya dönüştüğünü varsayalım. Kaybolmuyor, yok olmuyor ama eski haline de gelmiyor. Belleğimizin bir parçası olarak beynimizde düşünce boyutuyla var olmaya devam ediyor. Anılar biriktikçe de yaşımız ilerliyor.

Bugün 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü. Yaşlılık; insanoğlu için ölümü çağrıştıran, yetenek ve becerilerin olmadığı, başkalarına muhtaç olunduğu, hastalıklarla uğraşılan bir dönem olarak anılsa da yaşlılıkla ilgili düşüncelerimiz çok da gerçekçi değil.  Çünkü yaşlanma sürecimiz biraz zamanı nasıl kullandığımıza bağlı…

Zaman denilince akla ilk saat gelir, takvim gelir. Zaman aslında bir boyuttur. Zaman boyutunu biz insanlar hafızamız sayesinde fark ederiz. Örnek verecek olursak; bir durakta bekleyelim ve yoldan geçen arabaları sayalım. Birinci araba geçsin, gitsin. Biz de ona bakış atalım. Bir dakika sonra ikinci araba geçsin. İki araba arasında bir süre geçtiğini düşünürüz. Halbuki, ikinci arabayı gördüğümüz anda birincisi zihnimizde sadece bir hayalden ibarettir, bir bilgidir. Biz var olduğumuz an ile bu bilgileri kıyaslayarak zaman boyutunun farkına varmış oluruz. Aslında zamanın ölçülebilme eylemi yapılan bu kıyastan ileri gelir. Bu kıyas olmasaydı zaman diye bir şey olmayacaktı(www.bilisimdergi.com/Izafiyet-Teorisi-14-1). Einstein buna 1905 yılından itibaren İzafiyet Teorisi adını vermiş.

İzafiyet Teorisi, diğer bir adıyla Görelilik Teorisi’dir. Görelilik denmesinin sebebi ise eş zamanda gerçekleşen olayların kişilere göre değişken olduğunu açıklamasıdır. Yani evrenin her noktasında zaman aynı hızda akmaz, sabit değildir; mekâna ve harekete göre değişir. Çok severek gittiğimiz bir yerde, bir tatilde zamanın çok hızlı geçmesini veya yaptırdığımız bir tahlil sonucunu, girdiğimiz bir sınav sonucunu beklerken zamanın hiç geçmiyor olmasını buna örnek verebiliriz. Zaman, biz keyif alırken hızlı; canımız sıkkınken yavaş geçer.

Zamanın değişken olması 70 yaşındaki iki kişinin aynı yaşta olduğu düşüncesini değiştirir. Biri hayatını aktif bir şekilde yaşarken; arkadaşlarıyla buluşurken, kitap okurken, resim çizerken, rafting yaparken, gezerken, fotoğraf çekerken, gülerken, çalışırken, şarkı söylerken, oyun oynarken, sinemaya giderken, piknik yaparken vs.; diğeri mücadele ederken kendini güçlü zorunda hissetmiş ve hep mücadele etmesi gerektiğini düşünmüş veya hayatındaki olumsuz anıları düşünerek önündeki yaşamını da olumsuz anılarla dolduruyorsa yüzlerindeki kırışıklıklar elbette ki farklı olacaktır. Hepimiz aynı olayları farklı algılama eğilimindeyken var olan zamanı aynı şekilde kullanmamız beklenebilir mi?

Tabi önce enerjimizi arttırmak için mutlu olacağımız aktiviteleri yaparak mutlu anılar üretmek veya daha önceki mutlu anıları bir gözden geçirmemiz lazım.

Dipnot: O zaman bugün komikli bir film izleyelim. Kendi sahnelerimizden. Musmutlu yaşlara…

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: