• resmi ilanlar
Ayşe KUDU [email protected]

Kaygılı Kuyu

10.12.2015 00:00:02

Efenim, pek bir evhamlıyım bu sıralar. Aklıma türlü türlü gelen felaket senaryolarından günlük hayatıma adapte olmakta zorlanıyorum desem yeridir.  Ayrılık kelimesini duyduğum an bile baş ağrılarım, karın ağrılarım başlıyor. Nasıl ağrımasın, ya ayrılınca başımıza bir şey gelirse?

Evden ayrılırken sokakta başıma bir şey gelecekmiş gibi hissediyorum; başıma bir şey gelecek ve ben bunu kontrol edemeyeceğim. Ya kontrol edemezsem, ne yaparım o zaman?  Düşüncesi bile insanı tedirgin yetiyor. Böyle düşündüğüm zamanlarda ben ne yapıyorum peki! Tabi ki dışarı çıkmıyorum. Böylelikle kontrolümü de kaybetmemiş oluyorum. Başlarda dışarı çıkmaktan kaçınmak iyi geliyordu. Arkadaşlarımla buluşmamaya, komşularımla görüşmemeye başlamıştım. Sorumluluk bile almadığım oluyordu işimle ilgili dışarı çıkmamak için. Ancak şu sıralar ya evde başıma bir şey gelirse, o zaman ne yapacağımı düşünmeye başladım. Hakikaten ne yaparım ki?

Eşim yanımdayken daha güvenli hissediyorum kendimi. O yüzden onunla gidiyorum bir yerlere. Hayatımla ilgili kararlar almakta zorlandığımda ona soruyorum, yoksa baş edemem kararlarla. İşim ile ilgili konularda yapmam gereken işler arttıkça gerilmeye başladığımı hissediyor ve kontrol edemeyeceğim korkusunu yine yaşıyorum. Fiziksel belirtiler ortaya çıkıyor o zaman. Kalbim hızlı atmaya başlıyor, ellerim terliyor, duvarlar üstüme üstüme geliyor bazen. İşim ile ilgili kaygılarım olduğu zamanlarda diğer konularda da kaygı düzeyimin arttığını fark ettim, sanki kaygı dediğimiz dipsiz bir kuyu, içine girdikçe daha da çekiyor bizi. Kaygım arttıkça daha geniş alanlara yayılıyor…

Ne zaman başladı bu durum diye düşündüm geçen gün. Yine gözlerimden akan yaşlarla geldi cevabı. Annemi kaybettikten sonra. Daha öncesi var mıydı? Sanırım vardı. Çocukluğumdaki ben de kaygılıydı. Annemin müdahaleci olması ve babamın yanlışlarıma kızması ve anlaşılmazlık duygularım ne yapacağımı bilememe durumu yaratmıştı bende. İyi yapmazsam kızıyorlar, eksik yapınca da tamamlıyorlardı. Demek ki bir şeyleri tam yapamıyordum. Yapamayınca da başıma babamın kızışları geliyordu. Şimdi de kontrol edememe durumunda başıma bir şey gelecekmiş korkusu belki de bundandır. Kim bilir!

Çok gerildiğimde derin nefes alıp veriyorum iyi geliyor. Yürüyüş yapmak da öyle. Hatta bazen bir şey olacaksa olur diye cesaretlenip dışarı bile çıkıyorum. Bir şey olmadığını gördükçe yapabileceğime dair inancım da artıyor hem de her alana karşı. Çevreme karşı müdahalelerim de azalıyor.  Zaten  kontrol edemediğimiz bir sistemimiz varmış otonom sistemi dedikleri. Korku anında normal olarak yaşadığımız şeylere, ben biraz daha felaketleştirme düşünceleri ekliyormuşum meğerse. Bunları öğrendikçe ve uyguladıkça biraz daha rahatım sanki. Artık bağımsızlaşma zamanı.

Dipnot: Düşünceleri, duyguları bastırmadan önce; bastırılmış düşünceler, duygular kaygıya dönüşmeden önce; kaygı gündelik hayatınıza müdahale etmeden önce fark edin!

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: