
Ayşe KUDU
boluexpress@hotmail.com
Efenim, kendilik dediğimiz şey, kendimizi nasıl algıladığımızdan oluşur. Bu oluşum ise daha doğmadan başlıyor ve ilk 3 yaş bu oluşum üzerinde oldukça önem taşıyor. İlk üç yaşla sınırlı kalmıyor tabii ki, hayat boyu da şekilleniyor.
…
Irvın Yalom’un bu hafta okuduğum Din ve Psikiyatri kitabında ‘’insan bir anlamı olmayan dünyada kendisine anlam bulmaya gelir’’ yazısı dikkatimi çekti. Bu anlam arayışı ise Kohut’un kendilik psikolojisine göre doğumdan sonra kendilik nesnesi dediğimiz çocuğun yakın çevresinde olan kişiler tarafından oluşuyor. Kendilik nesnesi dediğimiz anne, baba veya bakıcının bebeğin kendilik gelişiminde üç rolü var: Varolmanın duyumsanması, güven duygusu gelişimi, narsistik (libidinal) gelişim.
…
Varolmanın Duyumsanması: Bebek doğduğunda henüz kendisini algılama yeteneğine sahip değildir. Çocuğun kendiliği, ihtiyacı olduğunda sürekli olarak yanında olan anne, baba veya bakıcısı tarafından oluşur. Yani anne, baba veya bakıcı olduğu sürece bebek, kendisinin var olduğunu, değerli olduğunu anlar.
…
Güven Duygusu Gelişimi: Anne karnında duyuları gelişmediği için olumsuz yaşantı deneyimlememiş bebek doğum travmasıyla birlikte hayata karşı savunmasız durumdadır ve kendisini sakinleştirecek bir yapıya sahip değildir. Bu noktada anne, baba veya bakıcı bebeğin güvenliğini sağlayarak bebek ile dış dünya arasında güvenli bir ilişki kurmasını sağlar.
…
Narsisizm Gelişimi: Çocuğun ilk üç yaşına kadar yaşadığı mükemmellik duyguları ileride olumlu bir kendilik tasarımı için gereklidir. Narsisizm gelişiminde anne ve baba iki işlevi vardır:
1.Aynalama işlevi: Çocuk anne ve babasından gelen tepkilere göre kendi büyüklüğü hakkında bir şema oluşturur. Onlardan onay görmeyi, beğenilmeyi ve takdir edilmeyi bekler.
Bebek çocukluğa geçerken mükemmel olarak algıladığı kendiliği, gerçek dünya ile karşılaştığında örselenerek aşınır. Bu aynı zamanda çocuğun egosunun oluşmaya başladığı dönemdir.
2. İdealizasyon işlevi: Mükemmel yapısının örselenmesiyle çocuk yüceleştirdiği anne babasına yönelir. Anne babasına güvenir ve onlara hayrandır. Güçlü, kusursuz olarak algıladığı anne ve babasının bir parçası olarak da kendisini güçlü ve güvenli hisseder. Annem babam büyük, ben de onların bir parçası olduğuma göre demek ki ben de büyüyüm algısı oluşur. Anne ve babayı örnek alarak onlar gibi davranmaya başlar. Aynı zamanda anne babanın eksiklerini görmesiyle çocuk kendi eksilerini ve artılarını bütünleyerek kendilik tasarımını sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmiş olur.
Dipnot: Kendilik tasarımlarımızı gözden geçirme vakti…






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!