
Ayşe KUDU
boluexpress@hotmail.com
Efenim iletişim bir anlatan bir dinleyenin var olmasıyla oluşan diyaloglar bütünü ancak görüyoruz ki bizi dinleyen birinin olması veya bizim dinliyor olmamız anlamak, anlaşılmak için yeterli olmayabiliyor. Kullandığımız her kelimemiz kendimizce bir anlam içerir, bu geçmişimize sarılı bir anlamdır… Bazen isteriz ki karşımızdaki kullandığımız kelimeleri anlattığımız gibi anlasın. Ama ne mümkün! İşte size bir deney... Dört arkadaş kolları sıvadık ve birlikte ‘’en sevdiğim oyuncak’’ı anlatmaya giriştik. Malumunuz oyuncaklar hayatı anlamlandırmanın ilk şartı… İşte, üç farklı geçmişten aynı konuya ilişkin üç farklı anlatım.
…
Çocuklar için dünya kadar anlam taşıyan oyuncaklar… Yatarken başucumuzdan ayıramayacağımız kadar değerli olanlarını, elde etmek uğruna yapmadığımız davranışı bırakmadıklarımız. Çevremizdeki nesneler her birimiz için apayrı anlamlar taşısa da renkli, capcanlı arabaların, bebeklerin; ulaşamadığımız, ulaşmak için büyük çabalar sarf ettiğimiz tüm oyuncakların çocukların dünyasında aynı anlamda dolaştığını düşünüyorum. Sarı, renkli Power Rangers… Anneme o oyuncağa sahip olmak istediğimiz söyleyemediğim, bu durumu ateşlenerek gösterebildiğim çocukluğuma ait en büyük anlam (S.D).
…
Lahana bebeğim… Saçlarındaki vanilya kokusu hala burnumda. Ne kadar da çok severdim onu. Onunla uyur, kalkar, yemek yerdim. Hiç ayırmazdım yanımdan. En çok da kabarık, pembe saçlarını ve çilli tombul yanaklarını severdim. Bir gün büyüyeceğim ve artık onunla oynayamayacağım diye korkardım hep. Evet ben büyüdüm ve o da evde raftaki yerini aldı. Şimdi ona ne zaman baksam çocukluğumun anıları canlanır hemen. O yüzden ufacık bir oyuncak deyip geçmemek gerekir. Oyuncaklar çocukluk anılarının en unutulmaz metaforudur (Y.P).
…
Çocukluk anıları unutulmayan anılardandır. Bunlardan en önemlisi de o çocuğun sahip olduğu oyuncağı ile kurduğu bağ… O oyuncak onun için çok şey ifade eder. Eski bile olsa oyuncağı, artık yeni modelleri çıksa da o oyuncağa bağlanmıştır bir kere. İşte çocukluk dönemindeki basit bir oyuncağın insanın ömrü boyunca etkisi budur. Benim için de eskimiş, artık modası geçmiş, parçalanmış olan ayıcığımın şuan bile etkisi var; bağlanma, değer verme, sahip olma duygusu (B.S).
Dipnot: Anılarımız anılarınız olsun. İletişiminiz bol olsun.
Bu yazıda emeği geçen, Sinem DEMİRTAŞ, Yeşim PEHLİVAN ve Burçin SAYAL teşekkürlerimle…






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!