UYULMAYAN KURALIN BİR HAYSİYETİ YOKTUR

17.12.2014 00:00:02

Yukarıda ki söz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na ait.

Diyor ki başkan; “Kurallar uyulmak için konur. Uyulmayan kuralın bir haysiyeti yoktur.”

Peki, o zaman şöyle bir çevremize bakalım neler görüyoruz etrafımızda…

Refah düzeyi iyi olan, iyi imkânlar içinde yaşayan, iyi giyinen, arabası evi olan, toplum içinde makam sahibi olan, herkesin gidemediği yerlere gidebilen kendisini “medeni” olarak tanımlıyor. Hele bir de üniversite bitirmişse yanına yaklaşılmıyor. O zaman “süper medeni” statüsünü yakalıyor…

Ama bu tiplerden bazıları iş birlikte yaşamaya gelince“kurallar bozmak için konur” mealinde yaşamayı tercih ediyor.

İnsanın sosyal bir varlık olduğunu ve birlikte yaşamak zorunda olduğunu unutuyor…

Bu insanlar medeni toplum olabilmenin temel şartının, toplumsal yaşam kurallarına uymak olduğunu ve bu kuralların yıllarca araştırılarak, denenerek, yani tecrübe ile toplumun yararına olacak şekilde tespit edildiğini ve sağlıklı bir ilişki içinde yaşayabilmemiz için oluşturulduğunu anlamıyor…

Onlar lafa gelince mangalda kül bırakmıyor, ahkâm kesiyor, işine gelen kuralı beğeniyor… Ama kuralın ucu birazcık kendisine dokundu mu cıyak cıyak bağırıyor…

Kurallara uymadığı için yaptırımla karşılaşınca da hemen makamını, parasını, çevresini kullanmaya kalkıyor…

*****

Son günlerde Bolu’da güzel bir proje başladı: “Önce yaya…”

Bu konuda afişler, broşürler basıldı dağıtıldı, toplantılar yapıldı…

Yaya geçitlerinin önüne tabelalar asıldı, işaretler çizildi, kasisler konuldu…

Amacı ise insanların zaten uymak zorunda oldukları kuralları nazikçe hatırlatmak…

Ama ne oldu? İnsanların çoğu bunu sahiplenirken, kendini akıllı zanneden ya da gerçekten okuma yazma bilmeyen bir kaç kendini bilmez çıktı; polis, zabıta varken kurala uydu, kontrol yokken kimseyi takmadı.

*****

Diğer bir konu ise, güzel ve kullanışlı bir proje olan Kültür Park altındaki çok katlı otopark…

Bolu’da yaşayan herkes gibi benim de en çok hoşumuza giden şeylerden biri, ailemle birlikte Bolu Pazar’ında gezmek…

Bunun için evden çıktığımız zamanlarda, arabamızı Kültür Park’ın altındaki çok katlı otoparka bırakıyoruz. Zorlanmadan pazar alışverişimizi tamamlayıp, yukarı çarşıdan almamız gerekenleri de alıp rahatlıkla evimize dönebiliyoruz…

Ama gel gör ki kendini zeki zannedenler orada da karşımıza çıkıyor…

Adamlar ne güzel yapmış… Nereden gideceksin, nereye park edeceksin, nereden çıkacaksın? Her şeyi tabela ve ok yardımı ile göstermişler…

Ne yazık ki adam elli metre gitmek yerine dönülmez yerden dönüyor, park edilmez yere park ediyor. Laf söylediğinden ise hemen kabadayı kesiliyor…

Altı katlı koca otoparkta bile trafiği kilitlemeyi başarıyor…

Ondan sonra da medeniyetten bahsediyor…

Devlet de çıkmış Osmanlıca okutacağım diyor…

Adam daha Türkçeyi sökememiş ki…