
Rahmi Tamer Özçelik
rahmitamer@hotmail.com
Çalıştığı sektörün duayenlerinden olan saygı duyduğum bir ağabeyimin güzel bir tanımlaması vardır. Altın Vuruş…
Ona göre altın vuruş; Çalıştığı sektörde durumu kötü olan bazı işletmecilerin elinde avucunda kalmış olan son varlıklarını da ortaya sürüp “ya herro ya merro” dedikleri durumdur.
Şansı olanların çıktığı, şansı olmayanların ise batarak piyasadan silindikleri davranıştır altın vuruş…
Tabii ki bu tanımlamanın uyuşturucu müptelalarının aşırı dozda uyuşturucu almak suretiyle hayatlarına son verdikleri eylemden farkı yok…
Aslında bu durum, toplumumuzda ki bazı dibe vurmuş meslek grubu çalışanlarının da davranışlarını tanımlıyor…
Özellikle de kendisini sanatçı, sporcu, politikacı veya gazeteci sanan birçok şahsın yaptığı gibi…
Hiç dikkat ettiniz mi?
Adını sadece skandallarla duyurmuş uvertür bir şarkıcı veya ikinci sınıf bir manken artık piyasadan silinmeye başlayınca, işinde başarılı olan, adını ülkede duyurmuş olan bir meslektaşına mutlaka çamur atar veya sataşır. Bununla da yeniden magazin sayfalarında görünmeyi, bu sayede de bir kaç iş kapmayı amaçlar…
Aynı şeyi spor programlarına baktığınızda da görebilirsiniz.
Aktif olarak sporculuk veya hakemlik kariyerlerinde bir baltaya sap olamamış şahıslar, televizyona çıkınca hala gündemde kalabilmek için ona buna hakaret etmekten asla çekinmezler.
Ne yazık ki televizyon kanalları da reyting uğruna buna aracılık ederler.
Bazı politikacılarında bundan farkı yoktur. Bu ülkede siyasete soyunanların büyük çoğunluğu ellerine yetki geçirdikleri anda kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanırlar ve bir daha asla o koltuklardan kalkmayacaklarını düşünürler. Yeniden aday gösterilmeyince ya da seçilemeyeceklerini anlayınca da yola birlikte çıktığı arkadaşlarına çamur atmaktan, onların açıklarını piyasaya çıkarmaktan asla çekinmezler. Bu sayede başka bir partiden teklif alarak devletin bütün çarklarını sadece kendi şahsi menfaatleri için işletmeye ve sahip oldukları o parıltılı hayatlara devam edebilmeyi düşünürler.
Bana göre bunların hepsi “ALTIN VURUŞ…”
Yani kaçınılmaz sondan önceki son bir çaba…
Ne yazık ki en kötüsü de gazetecilerin yaptığı altın vuruş…
Görevleri halkı aydınlatmak, sistemin düzgün işlemesini sağlamak için aksaklıkları, hataları, yanlışları ortaya çıkarmak olan bu kutsal meslekte ki bazı çalışanlar, yavaş yavaş güçten düşmeye başlayıp iktidarlarını kaybedince, işi gücü bırakıp köşelerinde, onun bunun açığıyla, dedikodusuyla uğraşırlar.
Saltanat sahiplerinin borazancılığına soyunurlar…
Hiç utanmadan kendisine destek olmuş, güvenmiş ve inanmış olanların ipliğini pazara çıkarırlar…
Ne diyelim…
Allah kimseyi bu duruma düşürmesin…






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!