
Rahmi Tamer Özçelik
rahmitamer@hotmail.com
Demokrasi, bir yönetim şeklidir. Ama öyle bir yönetim şekli ki:
Bütün vatandaşların, devlet işleyişinde eşit hakka sahip olduğu, çoğunluk, azınlık, fakir veya zengin olup olmadığına bakmadan işleyen, herkese değer veren ve herkese eşit mesafede duran bir yönetim şekli…
Bir demokrasinin tam olarak işleyebilmesi için, halkın tüm kesimlerinin özgür iradeleri ve söylemleri ile yönetim ve denetim süreçlerine doğrudan katılabilmesi gerekir.
Ana yurdu olan Eski Yunan'da bile Aristo ve Eflatun gibi filozoflar tarafından eleştirilmiş, hatta "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlarla nitelendirilmiştir
Ne yazık ki demokrasi ile yönetilen bir ülke olduğumuzu iddia ederken, yukarıda değindiğim aşağılayıcı söylemleri fazlasıyla yaşadık.
Geçmişte çobanın oyu ile benim oyum bir mi denilirken, günümüzde ben yüzde 51 ile geldim denilerek diğerlerini yok saymak suretiyle bir ötekileştirme, bir ayrımcılık yaratılmaya çalışılıyor.
Böyle olunca da vatandaşlar için var olması gereken devlet sistemi de, demokrasi sonucu iktidara gelen hükümetler sayesinde sadece kendisi gibi düşünen, kendisini destekleyenlere hizmet eder hale geliyor…
Eğer hükümetler, “ben gücümü halktan aldım deyip” kendisi gibi düşünmeyen ve kendisini tasvip etmeyen diğer vatandaşların iradesine ve ifadesine engel olmak isterse, o zaman demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
Ne üzücü bir durum ki, Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi “Tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel bu ülkem”;
91 senedir demokrasiyi hazmetmesi gerekirken, gözünü hırs ve intikam ateşi bürümüşler sayesinde demokrasiden süratle uzaklaşmaya başlıyor…
Daha önce birçok kez karşılaştığım aşağıda ki anekdotu bu hafta sonu ulusal bir gazete de görünce sizinle paylaşmak istedim.
Anekdot İranlı bir profesör olan Daryush Shayegan'ın Yaralı Bilinç adlı kitabından alınmış.
Yıllarca ülkesinden uzak kalmış genç bir adam, İran'a geri döndüğünde Tahran havaalanından çıkınca evine gitmek için bir taksiye biner. Yarı yolda şoföre ilk tütüncüde durmasını söyler.
"Tütüncüde ne yapacaksınız beyim?" diye sorar şoför.
"Ne mi yapacağım? Sigara alacağım."
"Sigara mı? Sigarayı camide satıyorlar."
"Camide mi? Yahu camii Allah'ın evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi?"
"Yanlış beyim! İbadet etmek için üniversiteye gidilir."
"Peki, o zaman öğrenim nerede yapılıyor?"
"Öğrenim hapiste yapılıyor, beyim!"
"Hapis hırsızların yeri değil mi?"
"Yine yanlış beyim! Hırsızlar yönetime geçiyor."






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!