EĞİTİM

20.01.2016 00:00:02

Geçen hafta kızımın son sınavları vardı… O çalışırken eğitim sisteminin vahametini düşündüm.

Aklıma güzel bir Hint filmi olan “3 Aptal” geldi.

Ve orada geçen bir öğretmen öğrenci diyaloğu…

*****

“Öğretmen sorar: Makine nedir?

O arada gülümseyen bir öğrenci görür: Neden gülüyorsun sen?

-Mühendislik okumak benim çocukluk hayalimdi, efendim. Sonunda burada olduğum için çok mutluyum. O nedenle gülüyorum.

-O kadar mutlu olma. Makineyi tanımla bakalım…

-Makine, insanın daha az emek harcamasını sağlayan herhangi bir şeydir.

-Daha ayrıntılı, lütfen!

Öğrenci başlar anlatmaya:

-İşi kolaylaştıran, ya da zamandan kazandıran herhangi bir şeydir makine. Sıcak günlerde, bir tuşa basarsınız, serin hava gelir. Klima bir makinedir mesela… Kilometrelerce uzaktaki arkadaşlarınızla konuşursunuz. Telefon bir makinedir… Saniyeler içinde milyonlarca işlem yaparsınız. Hesap makinesi bir makinedir…

Etrafımız makinelerle dolu. Kalemden fermuara kadar hepsi makine! Aynı saniye içinde aşağı ve yukarı...

Öğretmen araya girer: Tanım dedim sana.

-Ben de tanım yaptım, efendim.

-Sınavda bunu mu yazacaksın? Yok şu makine, yok bu makine, yok aşağı, yok yukarı… Aptal şey! Başka tanımlayacak olan?

Öğretmen göze girmeye çalışan başka bir öğrenciye söz verir: Evet!

-Efendim, makineler hareketleri kısıtlanacak şekilde bir araya getirilmiş parçalardan oluşan bir bütündür ve bu da demektir ki, güç ve hareket, vida ve yuvasına girmesi, levyenin kaldıraç gibi kullanılması, çıkrık ve dönme noktası vb. olaylarda, aktarılabilir ve dönüştürülebilir hale getirilir. Özellikle de az ya da çok komplike olarak, hareketli parçalar kombinasyonundan, ya da tekerlek, levye, dişli gibi basit parçalardan oluşan yapılardır.

Öğretmen mest olmuştur: Harika, mükemmel! Oturabilirsin.

Diğer öğrenci hemen araya girer: Efendim, ben de aynı şeyleri, sadece daha basit bir dil kullanarak söyledim.

Öğretmen sinirlenir: Daha basit bir dil istiyorsan, git güzel sanatlara kayıt ol.

- Ama efendim, anlamını da bilmemiz gerekmiyor mu? Sadece kitaptaki tanımı ezberlemenin mantığı yok ki!

-Kitaptan daha mı zeki olduğunu söylüyorsun? Geçmek istiyorsan, kitaptaki tanımı yazacaksın küçük bey!

-Ama başka kitaplar da var.

-Çık dışarı!

-Neden?

-Daha basit bir dille, dışarı! Aptal!

Öğretmen derse dönmüştü ki, öğrenci geri gelir.

-Neden geri döndün?

-Bir şey unutmuşum efendim.

-Ne unuttun?

-Görsel ya da dokunsal yollarla; aydınlanma, anlama, bilgiyi artırma, beynin eğitilmesi amacıyla yapılmış olan; resimli, resimsiz, kauçuk kapak, kâğıt kaplama, jelâtinli, jelâtinsiz türleri olup; içerisinde önsöz, tanıtım, fihrist bulunan; bilgileri kaydeden, analiz eden, özetleyen, organize eden aletleri…

Öğretmen boş gözlerle bakar: Bu da ne demek?

-Kitap, efendim. Kitaplarımı unutmuşum, alabilir miyim?

-Neden daha basitçe söylemedin?

-Az önce denemiştim, efendim. Ama basitçesi işe yaramadı.

*****

Ne dersiniz? Sanki bizdeki eğitim sistemini özetliyor gibi…