• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

TUZLU KAHVE

21.01.2014 00:47:49

  

   Sevgi fukaralığının dengelerimizi bozduğu, içimizi kararttığı, geleceğe ait kaygılara gark olduğumuz şu son zamanlara belki merhem olur diye bu hafta sizlere bir Richard Fawler öyküsü anlatacağım.  Unutmamalıdır ki huzur, sevgi denilen ambalajla  sunulur bizlere. Sevgi ise sevilen için fedakârlık etmeyi gerektirir.  Tabii eğer istiyorsak!... İşte o öykü.

    …Kıza bir partide rastlamıştı. Harika bir şeydi. O gün kızın peşinden koşan o kadar çok delikanlı vardı ki. Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti. Kız parti boyunca dikkatini çekmeyen bu delikanlının davetine şaşırdı, ama kibarlık göstererek daveti kabul etti.

   Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.  Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı. "Ben artık gideyim" demeye hazırlanıyordu ki, delikanlı birden garsonu çağırdı. "Bana, kahveme koymak için biraz tuz getirir misiniz" dedi. 

   Yan masalarda oturanlar bile şaşkın yüzlerle delikanlıya baktılar. Kahveye tuz! Delikanlı utançtan kıpkırmızı oldu, ama garsonun getirdiği tuzu hiç tereddüt etmeden kahvesine döktü ve içmeye başladı.

   Kız, merakla "Garip bir ağız tadınız var" dedi.  Delikanlı anlattı: "Çocukken deniz kenarında yaşardık. Her zaman deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Ben bu tatla büyüdüm. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam da bu yüzden. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum. Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.  Onları ve evimi öyle özlüyorum ki."

   Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının. Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi ve aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri. Evcimen biri.

   Kız da konuşmaya başladı. Onun da evi uzaklardaydı.  O da çocukluğunu ve ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu. Çok tatlı ve sıcak bir sohbet. İşte  bu sohbet  bu güzel öykünün de başlangıcı oldu.

   Buluşmaya devam ettiler. Her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa, prensinin kahvesine içine bir kaşık tuz koyardı. Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü.

   40 yıl sonra, adam bu dünyaya veda etti. "Ölümümden sonra aç" diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında. "Sevgilim, bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için beni affet.

   Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.  O da tuzlu kahve konusunda. İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki, şeker diyecekken ağzımdan Tuz çıktı. Sen ve herkes bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki, yalana devam ettim.

   Bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim. Şimdi sen bu satırları okurken ben çoktan ölmüş olacağım. Bu yüzden artık korkmam için hiçbir sebep yok.

   Gerçek şu ki ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat. Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre kadar pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.

    Dünyaya bir daha gelebilsem, her şeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim. Yeniden bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam bile. "

    Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında bir gün biri, kadına "Tuzlu kahve nasıl bir şey" diye soracak oldu. Gözleri nemlendi kadının. "Çok tatlı!." dedi. “Çok tatlı.”

    Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

    Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: