İMANLI GÜNAHKÂRLAR

29.04.2014 00:00:01

Bir zamanlar bu başlığın karşılığı olabilecek insan sayısı bir hayli fazla idi. Tanımın iman kısmı geçen yıllar içinde iyiden iyiye erirken günahkârlar bölümü semirip gelişti.

Şimdi nereden çıktı bu mevzu diyeceksiniz. Üç aylar geldi. Benim hatıralarım arasında üç aylara gösterilen muhabbetle ve saygıyla ilgili pek çok anı var. Bu konuya da bu yüzden giriverdim.

Önce şuna bir açıklık getirmek lazım; İnsan hem inanır hem de günahkâr olabilir mi? Evet olabilir. Eğer Allah’a ve Resulüne inanıyor ve fakat nefsinize mağlup olarak bazı günahları işliyorsanız ve eğer bunların günah olduğunu da kabul ediyorsanız. O zaman imanlı günahkârsınız demektir.

Dahası kurtuluşa da yakınsınız, affedilip tertemiz olmak için size tövbe kapısı ardına kadar açık bekliyor demektir.

Allah korusun eğer iman noktasında zafiyetiniz varsa, dünyaya bir daha mı geleceğim diyerek fütursuzca günah işliyorsanız, işte o zaman çok kötü. Tövbe kapısı yine hep açıktır ama siz o kapıdan çok uzaktasınız demektir.

Hatırlarım çocukluk hatta gençlik yıllarımda yaşadığım çevredeki içki ve muhabbet müptelası pek çok insan üç aylarla birlikte içkiye ve eğlenceye son verir, ramazanı şerifte oruçlarını tekmil tutarlar ve bayramın üçüncü gününden sonra tekrar eski alışkanlıklarına avdet ederlerdi.

Oruç tutmayanlar asla açıkça yemez, sigara içmez, kahvehaneler servis yapmazdı. Kasabada hastaya yolcuya mahsus bir tek lokanta yemek çıkarır diğerleri iftardan önce yemek satmazlardı.

İçkili mekânlar ya kapanır ya da perdeleri sıkıca çekilmiş halde olurdu.

Günümüzde Allah’tan utanmayan kuldan da utanmaz sözü ispatı vücut etti. Artık kimse kimseyi kendine dert etmiyor. Üç ayların girdiğinden birçok abdestli namazlı Müslümanın bile haberi olmuyor.

Şimdilik durumu kandil gecelerinde mevlit dinleyerek, Tokadi Hayrettin hazretlerine çıkıp namaz kılarak idare ediyoruz. Bakalım gelecek zaman ne gösterecek.

Yazımızın başlığı, ehven-i şer denilen ( Kötü olan şeylerin arasındaki en iyi olan) bir durumu ifade ediyor.

Şu geldiğimiz duruma bakın ki mübarek günlere gecelere hürmeten kendilerini kızağa çeken alkoliklerin, zanilerin yaşadığı geçmiş zaman üç aylarına hasret çeker olduk.

Bütün bu tabloların olumsuzluğuna rağmen kuvvetle umut ve tahmin ediyorum ki insanlık artık Hakk’a ve hakikate doğru bir tekâmül içinde. Dünyada fark edilebilir bir şuurlanma ve İslam’a yöneliş eğilimi görülmektedir.

Dünya genelinde Müslümanlara karşı başlatılan kuşatmalar ve adete birer soykırım harekatı olan katliamlar, bu tekamülden duyulan korkunun açığa vuruluşudur.

Her halükarda Hak batıla galip gelir. Bu Allah’ın vaadidir. İnananlara düşen İman konusunda ve kullukta vahiy edilene hakkıyla uymaktan ibarettir.

Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

Huzur bulun, hayırla kalın.