On üçüncü yüzyılın ikinci yarısıyla on dördüncü yüzyılın başlarında yaşayan Yunus Emre hakkındaki tek bilgi kaynağı, kendi şiirleri ile çağdaşı şairlerin şiirlerinden çıkarılan ipuçlarından ibarettir.
Yüzyıllara damgasını vura, vura günümüze ulaşan bu büyük tasavvuf adamını, bütün dünya tanımış ve kabul etmiştir. Dünya Kültür Teşkilatı’nın bir yılı Yunus Emre barış ve sevgi yılı ilan etmesi, onun çağları aşan Allah İnancına dayanan felsefesinin bütün insanlığa ışık olduğunu gösteren en bariz delilidir.
Bu büyük gönül adamının Bolulu olduğuna dair birçok ipucu bulunmuştur. Bu konuyu 2002 yılında o zamanlar çıkmakta olan Bolu Gazetesi’ndeki köşemde yazmıştım. Ancak bununla ilgilenen bir akademisyen çıkmadı.
Daha sonraki yıllarda bu konuyu bir ziyaretimde A.İ.B.Ü. Eski Rektörü Sayın Atilla KILIÇ Beye de anlattım. Dinlediklerinin kendilerini heyecanlandırdığını bu konuyu araştıracaklarını ifade etmişlerdi. Ancak kısa bir süre sonra Rektörlük görevinden ayrıldıklarından sanıyorum bununla ilgilenemediler.
“ Kamus’ul-Alam da (Şemsettin Sami) Yunus’un Bolulu olduğu belirtilmiştir.” (1) “Bolu ve yöresinde derlenen yüzlerce cönkte Yunusa ait pek çok şiir vardır. Hatta Yunus’un İlahileri ile düğün törenlerinde gelin ve damat bir kumaş birkaç kez yürütülür. Bu adet halen birçok köyde devam etmektedir.
Dörtdivan ilçesi Doğancılar köyü eşrafından Merhum Eyüp ŞAHİN’de bulunan cönklerden biri de Ümmi Kemal Hazretlerinin talebesi olan Molla Celal’e ait bir mecmua tarzındaki cönktür ki, yalnızca 22 sayfası kalabilmiş en eski tarihli bu cönkteki şiirler, Yunus Emre’nin dil ve şiir ahengini ihtiva eder ve Anadolu Türkçesi ile yazılmıştır. Bu yüzden bu cönkler önemli bir belge kabul edilmektedir. Şiirlerde Yunus Üstat muhabbetiyle zikredilmiştir.
İşte bu şiirlerden örnek.
Bir var idi bir var idi
Emre dede dirler idi.
Taptuğı’nı sevmiş idi
Yunus gibi ırlar idi
Bolu Merkez Banaz Köyü’nden derlenen cönklerden birindeki ölümü anlatan ilahinin bir kısmı şöyledir.
Eletüp kabre koyalar
Sual meleği geleler
Oku defterini diyeler
Yetiş ya Muhammet yetiş
Yunus Emrem söyler Bunu
Zari kılur düni güni
Cümle peygamberler kani
Yetiş ya Muhammet yetiş
***
1980 yılında Bolu çevresinde yapılan araştırmalarda bulunan ilginç bir cönkte Derviş Yunus ile çiçek şiirde konuşturulmaktadır.” (2)
İşte o şirden alınmış iki kıta (bu şiir ilahi olarak da bestelenmiştir)
“Derviş eydur ey çiçek
Sizde ölüm varmıdur
Çiçek eydür ey derviş
Ölümsüz yer varmıdur.
Derviş eydür ey çiçek
Yunus’u bilirmisin
Çiçek eydür ey derviş
Yunus kırklar eridür.” (3)
Yunus’un seyri sülukunu tamamladığı Tapduk Dergahı Nallıhan’ın Emere köyündedir. Bu köyün hemen karşındaki Ayman Köyü’nün yaylası bu gün hala Aladağ da Kıbrısçık yolu üzerindedir. Yani bu köyde yaşayan insanlar Aladağ’ı yayla olarak kullanmaktaydılar.
Yunus’un Tapduk şeyhle karşılaşmasının bu yaylalarda olduğu söylenebilir. Zira Tasavvuf ehlinin ve Türkmenlerin yazın yaylalarda eğitim ve örgenim gördükleri cönklerdeki şiirlerden anlaşılmaktadır.
Ayrıca at yaylasında bulunan halk arasına tapuk çayırı olarak söylenen taptuk çayırında, Taptuk erenleri olarak bilinen mezarlar vardır. Burada her yıl dini tören yapılarak gelenlere yemek ikram edilir.
“Bolu Livası Salnamesi’nin edebi ve kültürel yönünü hazırlayanlardan Ahmet Talat ONAY
Yunus Emre’ye büyük yer ayırmış, hayatı, lisanı, mesleği, edebiyesi ve tarikatına dair çok önemli bilgiler vermiştir. Şöyle demektedir.
“ Divanından lalettayin nakil edilen bu şiirler, Yunus’un ahlak ve itikadi sofiyanesini pek bariz bir surette göstermektedir. İfadedeki selaset ve vuzuhı üslupta revnaklık cidden şayanı takdir ve hayrettir. Altı asırdan beri Osmanlı Türklerinin ruhuna hâkim olan Derviş Yunus gibi bir şahsiyeti sine-i fiyakında yetiştirdiği için Bolu toprağı iftihar etmelidir “(4)
Tabii eğer ona sahip çıkmaya değer gören biri çıkarsa.
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.
Huzur bulun, hayırla kalın.
1-1998 Bolu Yıllığı. 2- A.G.K. 3-A.G.K. 4- A.G.K