Fatma Kubilay

ATATÜRK’Ü ANLAMAK

01.05.2012 00:33:16

Son günlerde bir cami tartışmasıdır, gidiyor. Bu pek çok vatanını seven Türk vatandaşı gibi beni de çok rahatsız etti. Sayın Yılmaz Özdil Hürriyet Gazetesindeki köşesinde bu konudaki ayrıntılı bilgileri vermişti. Ben Türkiye Cumhuriyeti ‘nin kurucusu, eşsiz devlet adamı ve büyük insan M.Kemal Atatürk’ün yüce dinimize verdiği değerin ve halkımızın dinimizi en doğru şekilde öğrenmesi için göstermiş olduğu çabanın üzerinde durmak istiyorum;

Atatürk’ün silah arkadaşlarından olan ve henüz düzenli bir ordu kurulmadan önce de Yunanlı’larla savaşan Halil Nuri Yurdakul’un oğlu, Prof.Dr.Yurdakul Yurdakul‘un derlediği Atatürk’ten Hiç yayınlanmamış Anılar kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. Bu kitapta Ata’mızla birlikte savaşan, onunla kader arkadaşı olan kişilerin anıları yer alıyor. Yaşanmış gerçek olaylar anlatılıyor.

Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa’nın karargahında çavuş olarak görev yapan, Atatürk Erzurum’a gelince Karabekir Paşa’nın Atatürk’ün emrine verdiği Ali Metin’den (Metin soyadını da kendisine Atatürk vermiş) anlatılan “Cami Yaptırma Derneğine Yardım” başlıklı yaşanmış olay özetle şöyle dir:

Mihalıççık köyünden (Mihalıççık şu anda Eskişehir’in ilçesidir) Ali Metin ‘in askerlik arkadaşları ziyarete gelince köye bir cami yaptırmak istediklerini, mümkünse Atatürk’ün derneğe biraz yardım yapmasını isterler. Atatürk’e durumu bildirdiklerinde hiç tereddüt etmeden hemen Mihalıççık köyü cami yapımı için 5000 lira köye yollanır. Sene 1930’dur ve o zamana göre 5000 lira çok büyük bir kıymet ifade etmektedir.

Hiç tereddüt etmeden büyük meblağda bir parayı cami yapımı için gönderen bir insan, dinine bağlımı dır, değilmi dir? Yorumu size bırakıyorum.

Hafız Yaşar Okuyan’ın anılarından birinde, Atatürk’ün her yıl Çanakkale’de şehitler için mevlid-i şerif okuttuğunu, 1932 yılında yine Çanakkale’ye mevlid-i şerif okumak için Süleymaniye baş müezzini Hafız Kemal, Sadettin Kaynak, Beşiktaş’lı ve Sultan Selim’li Rıza beyler, Hafız Burhan, Beylerbeyli Fahri, Vaiz Aksaraylı Cemal, Muallim Nuri gibi pek çok ünlü hafızla birlikte Gülcemal vapuru ile gittiklerini, kendilerini büyük bir kalabalığın karşıladığını anlatmaktadır.

Sonra Şehit Mehmet Çavuş Abidesine gittiklerini ve 10 hafız hep bir ağızdan önce tekbir aldıklarını, sonra hafızların sırayla kürsüye çıkıp mevlit okumaya başladıklarını, kendisinin tam Veladet Bahri’nin okurken bardaktan boşanırcasına yağmur yağdığını ama kendisinin kesmeden devam ettiğini belirtmektedir. İstanbul’a döndükten sonra Dolmabahçe sarayında Ata’nın huzuruna çıkıp, mevlidi etraflıca anlattığında, Ata’nın ayağa kalkıp, heyecanla, elini masaya vura vura “Aferin hafızım, Aferin sana. Din ve vazife ciddiyetini herkese göstermişsin, yağmurda bile görevine devam etmişsin. Aferin sana. Aferin sana !” diye kendisini defalarca tebrik edip, kutladığını anlatmıştır.

Yine mübarek gecelerde camilerde okunan mevlid-i şeriflerin radyodan naklen yayınlanmasını da ilk Atatürk başlatmıştır.

Bunların değil de niçin sadece Ata’mızın içki içtiğinin üzerinde duruluyor? Niçin yaptırılan camilerin, okutulan mevlid-i şeriflerin üzerinde durulmuyor, anlatılmıyor da asılsız iddialar ortaya atılıyor.

Niçin Atatürk sadece eleştiriliyor, anlamaya çalışılmıyor ? Tabii Atatürk’ün her davranış ve sözünün bize birer öğüt, ders, rehber olduğunu herkesin anlaması zor. Anlamak içinde, anlamayı istemek gerekir.

Büyüksün ATAM, her zaman izinde olacağız .NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

ÜLKÜCÜLER BELGESELİ

Sinemalarda gösterime girdiğinden bu yana Bolu’ya gelmesini iple çekiyordum. Nihayet Bolu’da da Becikoğlu AVM’de bulunan sinemada gösterime başladı.

Pazar günü gittim. Daha iyisi yapılabilirmiydi? Muhakkak yapılabilirdi ama emeği geçenlerin eline, gönlüne sağlık. İzlerken bu güne kadar benzer bir film yada belgeselin olmadığı da göz ardı edilmemeli.

Herkesin izlemesini tavsiye ediyorum. Özellikle Milliyetçilikle, Müslümanlık bağdaşmaz diyenlerin seyretmesini tavsiye ediyorum. 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrası ülkücüler neden ölmüş ? sadece millet mi demişler? “Rehber Kur’an, hedef Turan”, “Yolumuz Allah Yolu” demişlerdir. (1980 öncesi kaosu ve şiddeti kesinlikle onaylamıyorum, yanlış anlaşılmasın … ) 1980 ihtilalinden sonra cezaevinde o kadar çok işkence görmelerine rağmen “Devletimize düşman olanlara, devletimizi şikayet etmeyiz …” diyerek köşelerine çekilmişler ve tüm yapılanları sineye çekmişlerdir. Ortada fol yok yumurta yok veryansın edenler izleyip, görsünler. ..

12 Eylül ve öncesi hep başka açılardan izlendi, birde onların açısından izleyip, görün derim.

Vatan sevgisi, millet sevgisi her şeyin üzerinde benim için … NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE …

Sağlıcakla kalın …