• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

SEBEN’DE SANATIN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ -2.Bölüm

27.05.2015 00:00:01

 

-Halkaların gittikçe genişlemesiyle devam eden projede ki 4. çalıştayı nasıl değerlendiriyorsunuz?  İlerleyen dönemlerde başka ülkelerden de katılım olacak mı?

 Doç. Dr. Mehmet Alagöz: Hem kantitatif hem kalitatif olarak daha iyi olma durumu, hem de sayımızda da önemli artış var. Farklı illerden birçok ünlü sanatçıyla katılımlar arttı. Tüm Türkiye çapında katılımlarla da devam edecek. Önümüzde ki bahar döneminde 5. çalıştayımız Almanya’da olacak. Bu projenin Alman Devleti’nden çok büyük miktarda devlet desteği alınması söz konusu ve gittikçe büyüyerek devam edeceğini, 5-6 sene daha süreceğini düşünüyoruz.  Ama diğer ülkelerden katılım şeklinde düşünmüyoruz.

-Kültürlerarası Sanat Projesinin, Türkiye- Almanya arasında yapılmasının diğer bir nedeninden de bahsedebilir misiniz?

 Doç. Dr. Mehmet Alagöz: Bizim özellikle Almanya Türkiye arası yapmamızın bir nedeni de Almanya ile çok sıkı ekonomik ilişkilerimiz var. Orada üç milyonun üzerinde insanımız yaşıyor. Ekonomik ilişkiler ne kadar çok ve sıksa kültürel ilişkilerinde öyle olması lazım diye düşünüyoruz. O nedenle özellikle Almanya’yı önemsiyoruz. Almanya’da doğmuş büyümüş, Alman vatandaşı olmuş kişilerin bu çalıştaylara katılımı, kültürel anlamda da Türkiye ile ilişkileri devam ettirmesi ve gelecek kuşaklarına aktarması açısından çok önemli. Eski nesil işçiler Türkiye’den kopmuyordu ama bu yeni yetişen nesil, yani 4. kuşak bizim yaptığımız çalışmanın önemini daha da çok artırıyor.

-Türkiye- Almanya Kültürlerarası Sanat Projesinde, Bolu- Seben İlçesinin seçilme nedeninden bahsedebilir misiniz?

Doç. Dr. Mehmet Alagöz: Seben’de olmasının nedeni; burada devam eden sanat köyü projesi var. O nedenle özellikle Seben’de yapıyoruz bunu. Bu proje tamamlanıp evlerin yapımı bittiğinde, sanatçılarımız kendilerine ait alanlarına sahip olacaklar. Bizim burada bir sanat köyümüz, evimiz var deyip rahatlıkla gelip çalışmalarını sürdürebilecekler. Türkiye’den ve yurtdışından gelen gruplar, 5-10 günlüğüne gelerek sanat üretip, gidebilirler. Bu anlamda çalıştaylarda bunların bir ön işaretleri. Sanat köyü projesi olmasaydı, bu işlerde burada böyle başlamazdı. Başından beri sanat köyü projesine özellikle, anlayışla destek veren Bolu Belediye Başkanı Alaattin Yılmaz, Seben Belediye Başkanı Süleyman Özbağ, her iki kaymakamımızda, giden Alper Balcı ve şimdi ki Seben Kaymakamımız Osman Sayılır’a çok teşekkür etmek istiyorum. Zaten bu projeyi belediye ve kaymakamlık elbirliği ile yapmış oldu.

-İki ayrı kültürün, iki farklı ülkenin insanları bu çalıştaylarda kaynaşmış oldular. Aynı dil konuşulmasa da yinede çok güzel dostluklar oluştu. Almanya’dan gelen sanatçılarımızın burada ki izlenimleri, görüşleri düşüncelerini de aktarabilir misiniz?

Doç. Dr. Mehmet Alagöz: Evet burada birleştirici unsur sanat oluyor. Gayet düzgün şekilde yürüyor ve herkes çok memnun. Tabi yatacak yerler konusunda sorunlar oldu. Zira hepsini bir arada ağırlayabilecek bir yer yoktu. Sanat köyünün bitmesi bu sorunu ortadan kaldıracak. Bu işi organize ettiğimiz Rainer Gosslar Lavi Rehabilitasyon Merkezi Müdürü, organizatörler ve gelen sanatçılar bu çalıştaylardan çok memnun kaldıklarını ifade ettiler.

-Sayın Rainer Gosslar; Türkiye-Almanya Kültürlerarası Sanat Projesinin mimarlarından biri olarak, bu proje ilgili görüşlerinizi, düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?

Lavi Reh. Mer. Md. Rainer Gosslar : Almanya’da Lavi Rehabilitasyon Merkezi’nde ruh ve bedensel sağlığı bozuk olan kişilerle ilgileniyorum. Projenin başlangıcı; psikolojik hasta, ruh sağlığı bozuk insanlar için ve onlarla beraber başladı. Mehmet Alagöz’le beraber bu projede çalışıyoruz. Kendisiyle Almanya’da 25 yıldır beraber çalıştık. Ruhsal ve bedensel rahatsızlığı olan insanlarla çalıştığım zaman öğrendiğim ve gördüğüm bir şey vardı. Resim yapmak, şarkı söylemek, sanatsal olarak bir arada olmak onların tedavisinde çok yardımcı oluyor. Hastanemizde, çalıştığım yerde Türk olup, ruh sağlığı bozuk insanlarda olduğu için bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük ve böyle bir projeyi başlattık. Bu gerçekleşen 4. Proje. Hem Almanya’dan ve Türkiye’den katılanlar, hem de Almanya ile Bolu hastanesinden katılanlar oldu. Şimdiye kadar yüzden fazla katılım ve bu katılımlarda arkadaşlıklar oluştu. Devamı kesinlikle gelecek ve bu Avrupa’nın da desteklediği projelerden birisi olacak, bu konuda çalışmalar yapılıyor. Çok süper insanlarla tanıştık sergiler açtık. Canlı canlı sanatın nasıl olduğunu ve nasıl büyüdüğünü de gördük. Buraya gelirken bu proje hakkında çok düşündüm, çok ümitliydim, çok fazla hayalim vardı ve hepsi gerçekleşti. Bir sürü yeni arkadaş ve insan tanıdım. Her günü bir hediye olarak kabul ediyorum.

-Bu seneki 4. çalıştaya müzik grubu olarak sizlerde dâhil oldunuz. Sanatın her dalını kapsayıp büyümeye devam eden bu projede, müzik grubu olarak hedefinizden bahsedebilir misiniz?

AİBÜ - GSF Dekanı Prof. Dr. Nesrin Kalyoncu; Bu çalışmada çıkış noktamız aslında doğa ve doğadaki malzemeydi. Çalışmamızın adını da “İdil, Doğada Tınısal Olasılıklar” şeklinde koymuştum. Çünkü biz şöyle bir düşünce ile yola çıktık. İşin felsefesi; hazır malzeme çalgılar ya da bestelenmiş parçalar yanımızda getirmek değil oraya gitmek ve doğada ne varsa orada ki malzeme ile üretmekti hedefimiz. Ne bulursak, ne bulacağımızı bilmiyorduk. Vadinin sonuna kadar gözlem ve keşif gezisi yaptık. Sadece doğal malzemeler olmadığını, doğaya atılmış çok sayıda sentetik malzeme ve çöplerinde olduğunu da gördük. Bir yandan o çöpleri topladık ve onları da tını malzemesi olarak kullandık. Diğer yandan da oraları temizlemiş olduk aslında. Doğadan arındırmaya çalıştık.

Devam edecek

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: