• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

MİNNOŞ’U OKŞAYAN MİNİK ELLER 2. Bölüm

13.04.2015 00:00:02

“Minik Avuçlara Konan Kar Taneleri” başlıklı yazımla aktarmıştım geçen haftaki konuğum Göynük’lü Eğitimci Yazar Ayşe Gülten Kırıcı ile sohbetimizi. Bu hafta da kaldığımız yerden devam ediyoruz.

-Çocuk edebiyatına yöneldiğinizden bahsetmiştik. Bu tarzı bir seri halinde yazmayı düşünüyor musunuz?

Evet. “Kar Taneleri”nin ikinci baskısını yapılırken, bir arkadaşım;

-Neden dört mevsim seri kitabı yapmıyorsun? “Kar Taneleri” kış olur, yaz ve sonbahar gibi her döneme ait bir çocuk kitabı yazarsın, dört mevsim serisi yapmış olursun. Dedi.

Böylece dört mevsime ait kitaplar serisine karar verdim.

- “Bala Kitap Topluluğu” ile tanışmanızdan bahsedebilir misiniz?

 “Kar taneleri” ilk baskısı çıkınca, “Bala Kitap Topluluğu” ile tanışmıştım. Aralarında değerli yazarlar var. Üzeyir Gündüz, Nazmi Şimşek gibi. Türk Edebiyatına dair araştırma yapıyorlar. Kitabınızı inceliyorlar. Yolum oraya düştü. Önce “Kar Taneleri” kitabımı incelediler, çok beğendiler. İkinci baskıda gerekli düzeltmeleri onların önerileri doğrultusunda yaparak çıkardım.

 

-“Minnoş” kitabınızdan bahsedebilir misiniz? Bu kitabı yazarken nereden esinlendiniz?

“Kar taneleri” baskı döneminde, “Minnoş” isimli kitabımı da yazmaya başlamıştım. Yazlıkta yavru bir kedi bulmuştum ve onun hikâyesi bu kitapta yer aldı. Ama bu kitap beni çok uğraştırdı.  “Minnoş” kitabımda da yeniden oturup “Bala Kitap Topluluğu” önerileri doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yaptım. Fakat ben “Minnoş” kitabımın kapağına mutlaka kedimin resmi olsun istiyordum. Bunun için birçok ressam arkadaşıma minnoş kedimin fotoğrafını gönderdim, “yapabilir misiniz?” Diye. Bana, “biz bunu resim olarak yapamayız” dediler. Sonra arkadaşım Fatma Marmara’ya gönderdim. Onun Göynük ve diğer tabloları çok güzeldi. Çok etkileyiciydi. Ama çok yoğun olduğunu da biliyordum. Bir teklif etsem yapar mı acaba? Dedim. O zaten kendisi çok verici bir insan ve herkesin işine çok canı gönülden koşar. Bu yüzden karakterlerimizin de aynı olduğunu düşünüyorum.  Kırmadı beni, “tabi yaparım” dedi. Hem “Kar Tanelerinin” hem de “Minnoşun” kapaklarını yaptı. Çok güzel tablolar oldu. Sıra tablonun kapağa dökülme aşamasına geldi. Çocuk kitabı olduğundan, kitabın içinin de çizim olması gerektiğini düşündüm. Yolum Hakkı Uslu Beyle çakıştı. Sağolsun, o da çok güzel bir şekilde içini resimledi. Her şey tam yerli yerinde oldu. Konuların aralarına resimler serpiştirildi. Çocukların ilgisini daha fazla çekecek şekilde düzenlendi. Böylece “Minnoş” 2014 yılının ekim ayında çıktı. Şuan da ikinci baskısı tükenmek üzere ve üçüncü baskı hazırlığına da girdim.

-Yazmakta olduğunuz ve yine yazmayı düşündüğünüz diğer kitaplar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Her seneye bir kitap düşünüyorum. Sonbahar mevsimini içeren kitap olarak da “Kurdeleci Kız” isimli kitabımı yazıyorum. O da incelemelerden geçecek. Yine kitap kapağını Fatma Marmara’nın tablosu süsleyecek, içi resimlenecek ve okuyucularla buluşacak. Geriye bir tek ilkbahar kitabı kalıyor ve umarım 2015 “Kurdeleci Kız” 2016 yılında da ilkbahar mevsimini içeren bir kitap olacak. Projesi kafamda, tabi yazmak bir süreç gerektiriyor ve çok da kolay gerçekleşmiyor. Yazdıktan sonra basım süreci var ve bunlarla hep tek tek kendim ilgilenmem gerekiyor ki kaliteli bir eser ortaya çıksın diye. Bunlardan sonra anı kitaplarımı da tekrar bir derleyip yeni yazdığım öykülerle birleştirerek, öykü sepeti veya öykülerin oluşturduğu bir kitap olarak tekrar ortaya çıkacak. Şiir kitabımın tekrar düzenlemesini bekliyorum bu arada.

-Göynük’le ilgili bir kitaba başlamıştınız ondan da bahsedebilir misiniz?

Memleketim Göynük ile ilgili bir kitaba başladım. Daha kaliteli bir şey ortaya çıkması için ve resim görselleri de olduğu için biraz emek sarf edilmesi gerekiyor. Göynük de olan bazı değişiklikler de benim kitabımı etkiledi. Biraz zaman alsa da en kısa zamanda bu kitabımı da yetiştirmeye çalışacağım. Bu kitapta Fatma Marmara ve Gürcan Dönmez arkadaşlarımın tabloları kitabımı süsleyecek inşallah. Görsel olarak zenginleşeceğini düşündüğüm bir kitap olacak. Biraz macera, roman tadında bir kitap ve Göynük’ün tanıtımı için bu tür bir kitaba ihtiyaç var. Kuru bilgilerin dışında, böyle akıcılık içeren bir kitap olacak.

-Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

Üç ay önce Bolu’ya geldiğimde arkadaşım Fatma Marmara ile beraber kütüphane uğramıştım ve çok büyük, çok güzel olduğunu gördüm. Kütüphane Müdürümüz Cemil Bey ile görüştüm. Kütüphaneler haftasında, burada bir söyleşi yapma fikri oluştu. Cemil Bey “sizi ağırlamaktan çok memnun oluruz” deyince hemen girişimlere başladım. Kendilerine ve tüm kütüphane görevlilerine buradan çok teşekkür ediyorum. Beni bir hafta boyunca burada en güzel şekilde ağırladılar. Okurlarla buluşmam için çok güzel planlamalar yapmışlar. Yine okullarında öğrencilerle buluşmamı sağlayan, okullarımızın müdürlerine ve öğretmen arkadaşlarıma da teşekkürlerimi sunuyorum.

Bu güzel bilgileri bizimle paylaştığı için, sözleriyle beni de onurlandırdığı için, ben de Eğitimci Yazar Ayşe Gülten Kırıcı’ya teşekkürlerimi sunuyor ve yeni eserleriyle en kısa sürede buluşabilmemiz için başarılarının daim olmasını diliyorum.

Sevgi ve saygılarımla…

 

Fatma Marmara

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: