
Fatma Marmara
boluexpress@hotmail.com
Hepimiz farkındayız, hayatımız hızla, koşarcasına geçip gidiyor. Şu an genç bir kız veya delikanlı olsanız bile, bakınız çocukluğunuz dün de geride kaldı. Ömür bu, didinip dururken, anlamadan geçiverir yıllar.
Hele yılların içinde daha da fazla yol aldıkça, avucunuzda kalan anılar da azalmaya başlayacak teker teker. Bazısı iyi, bazısı kötü, kalanlar ise kırık dökük, yarım yamalak.
Bizi dünyaya getirenler, bizi biz yapıp büyütenler, yaşlılarımız da gençti bir zamanlar. Yarın onların yerini alma sırası bizde.
Eskiler : “Yapı arkasında değil, kapı arkasında” derdi. İşte o kadar kısa yani, aslında uzun sanılan bu zaman.

Doğumla başlayan yaşam içinde, hem fiziki, hem ruhsal gelişimlerle de olgunlaşır insan. Yaşlılık da deneyimlerimizle oluşan bilgi birikimi ve kazandığımız olgunluk boyutunu da içine alan hayatımızın ileriki dönemidir.
Zaman içinde oluşan bu olgun bakış açısı, bize farklı bir boyut ve yaşamımıza da farklı bir anlam katar. Yürüyüp geride bırakılan yollarla, yıllarla ve yaşanmışlıklarla, birikimlerle dolu dolu bir dönemin içindedir artık.
Bedeninde ve ruhunda oluşan bu değişiklikler, onun geçen zamanla birlikte yıpranmasına, yorulmasına da neden olur. Artık yeni hücre oluşumu olmadığı gibi, var olanlar da yavaş yavaş yok olmaktadır. Bu da onun günlük yaşamını, öncekine oranla zorlaştırıp, çoğu zaman da yardıma muhtaç duruma getirmektedir.

Nasıl onlar, biz adım bile atmayı beceremezken dahi hep bizimleydiler, şimdi sıra bizde! Onlar da bu yorgun bedenle yürüyemezken, yaşamlarında zorlanırken yanlarında olmalıyız. Sorunlarına çözüm, hayatlarına kolaylık ve rahatlık getirebilmeliyiz.
Yaşamın ağırlığını, onların yorgun omuzlarından, sırtlarından almalıyız. Bu, aynı zamanda gelecek kuşaklara aktarmamız gereken; hem sorumluluk duygusunu aşılayan, hem gelenek ve görenek, hem de örnek teşkil edecek davranışımızdır.

Kurum ve kuruluşlar da bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Tüm yaşlılarımızın saygı ve hürmetle ellerinden öpüyorum.
Sevgi ve saygılarımla…






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!