• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

HİÇ Mİ HİÇ YAKIŞMADI

01.04.2013 17:33:02

HİÇ Mİ HİÇ YAKIŞMADI

01.04.2013

Şu sıralar, bir başka güzellik sunuyor Bolu’muz. Ağaçlar pembe beyaz gelin gibi çiçekten elbiselerini giyinmişken, beyaz bir pelerin ile kapatıverdi birkaç gün önce üzerlerine yağan kar. Ertesi gün, şehrin kuzeyi günlük güneşlik yaz günü, güneyi ise yağmurluydu. Dağlarında kalan karlarla, dallarından sarkan baharlarla her zaman olduğu gibi dört mevsimi yaşattı yine bizlere. Bayılıyorum Bolu’nun bu haline, işte gerçekten cennetten bir köşe.

“Çıkılır mı? Bu Gidişle Düze” yazımda da bahsettiğim gibi “mart ayı dert ayı”, “mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” derlerdi. Allah’tan bizde kısa sürdü ve geçti. Tabiat donmadan ve buzlanma yapmadan ama Avrupa da hala kar yağışının devam ettiğini takip ediyoruz haberlerden. Nisan ayına geldik, bahar mevsimini daha da coşku ile yaşayacağımız dönem başladı, şimdi buralar da.

Biz güneşi görürüz de durur muyuz evler de? Hemen kendimizi attık en yakın göllere. Baharın güzelliğini kareleyelim diye bir gurup fotoğrafçı arkadaşla gittik; Bolu’muzun en yakın gölü olan Gölköy’üne. Etrafta yemyeşil çimenler ve üzerinde renk renk çiçekler, baharın tüm güzelliğini sergilemeye başlamış bile. Mor sıklamenler, sarı sarı çuhalar, eflatun tonlarında ballıbabalar, beyaz beyaz yıldız çiçekleriyle donanmış yerlerde; badem, erik ağaçların dallarında açan çiçeklerle yarışırcasına. Bülbül, serçe sesleri, yükseklerden bizi seyreden şahin, kartal eşliğinde, başladık etrafı kare kare çekmeye.

Balıkçılar oltalarını atmış göle, heyecan içinde beklemekte. Tabi piknikçiler de yerlerini almıştı, daha günün erken saatlerinde. Alkol almak için gelen sırf beylerden oluşan gurupların sayısı, aile olarak gelenlerden oldukça fazlaydı, sözümüzde yoktu tabi. Benim sözüm içtikten sonra neden o şişelerinizi, çöplerinizi çöpe atmadığınızla ilgili.

Her tarafta kırık şişeler, teneke bira kutuları, havada uçuşan poşetler, kâğıtlar, etrafta bıraktıkları diğer çöpler. Ne oluyor bize anlamıyorum ki bu kadar sorumsuzca hareket edebiliyoruz. Biraz ileride çöp tenekeleri, çöp konteynerleri duruyor; bir zahmet niye oraya bırakılmıyor bu çöpler? Kim toplayacak sizin arkanızı? Üstelik söylüyor, yazıyor, anlatıyoruz da o çöplerle yaşamını, organlarını yitiren diğer canlıları. Biz böylemi gördük büyüklerimizden? Bu mu bizim kültürümüz, örfümüz, adetlerimiz? Yak, yık, kır, dök, pislet ve git. Bu mudur?

Oradan Çepni’ye indik, Akkayalar’ı da fotoğraflayalım diye. O güzelim yer ise ayrı bir perişanlık içinde. Allah’ın bize bahşettiği şifalı, mineralli kaynak suyuna sanki ulaşmayalım diye etrafı çevrilmiş dikenli tel, teneke ve tahta barikatlar ile. Allah’tan suyu bırakmışlar da kararmalar bir nebze de olsa azalmış; bu pamuk kayalarımız için sevindirici bir haldi. Tabi oranında Gölköy’den, pislik ve çöp konusunda hiçbir farkı yoktu.

Güzellikleri arayan gözlerimiz, oldukça fazla hayal kırıklığı yaşadı.  Gördüklerimizde bize ve bizim bu cennet şehrimize hiç mi hiç yakışmadı. Her zaman ki gibi yine sözüm, bu davranış içinde bulunan, sorumsuzca hareket edenlere.

Sevgi ve saygılarımla..

Fatma Marmara

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: