• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

FIRÇA VE KALEMLE PAYLAŞIMLAR 4. Bölüm

23.07.2012 23:01:01

FIRÇA VE KALEMLE PAYLAŞIMLAR

 IV. Bölüm

23.07.2012

Urfa sergimiz ve yolculuğumuz da; gördüklerimi, duyduklarımı, yaşadıklarımı aktardığım yazı dizimin 4. Bölümü.

 İç Anadolu’nun tahıl ambarı olan toprakları gece boyunca geçmiş olduk. Aslında bu durum iyi oldu ben yeşili görmeliyim, ağaçları, aksi takdirde çok sıkıcı bir yolculuk olurdu. Alışmışız yemyeşil ormanlara.

  

Pozantı’ya girerken sarp kayalardan oluşan dağların arasında yolculuk yapıyoruz. Sabah aydınlığında, ürkütücü de olsa, kayalar harika bir görsellik sunuyor. Gülek Boğazı’ndan (Kilikya Kapısı’ndan) geçiyoruz. Burası İç Anadolu ile Akdeniz’i birbirinden ayıran kapı durumunda ve karasal iklimin bittiği bölge aynı zaman da.

 Bir kız ile bir ejderhaya benzetilen Gülek geçidinin, ilginç bir de efsanesi var. Çok eski çağlarda Toros Dağları'nın tepesinde bir kral kızı yaşarmış. Dağların çevresi çok sık bir ormanla çevrili olduğu için buralarda dolaşmak tehlikeliymiş. Çünkü ormanda büyük bir ejderhanın yaşadığı söylenirmiş. Kral da kızına sık sık, çevreyi tek başına dolaşmamasını söylermiş. Günlerden bir gün, kızın canı çok sıkılmış ve ormanda dolaşmaya karar vermiş. Bir süre gezdikten sonra dik ve sarp bir kayalığın üzerine oturarak Gülek Boğazı'nı seyretmeye başlamış. Birden büyük bir gürültü duymuş. Aşağı baktığında kayalıklardan ejderhanın geldiğini görmüş. Ne yapacağını şaşırmış. Kurtulamayacağını anlayınca

 "Allah'ım, beni ejderhaya yem yapacağına burada taş yap daha iyi" 

diyerek Tanrı ya dua etmiş. Kızın duasını kabul eden Tanrı hem kızı hem ejderhayı orada taşa çevirmiş.

  

Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına katılan Pozantı’ya, Mondros Ateşkes Antlaşması ile Fransızlar yerleşmiş. 1920 de Kurtuluş savaşı ile işgalden kurtarılmış. İlçe sınırları içerisinde eski ve yeni Anahşa kaleleri, Demirkazık Zirvesi, Çiftehan Kaplıcaları, Ulukışla, Karagöl, Bolkar dağları önemli turizm alanlarıdır.

  

 Arka arkaya sıralanmış Kırk Geçit tünellerini geçerek, aşağıya doğru indikçe yeşil alanlar artmaya başladı. Adana’ya gelmeden nezih bir tesiste mola verdik. Her zaman olduğu gibi ben yine başladım gördüklerimle sohbet etmeye. Bizim halkımız her nerede yaşarsa yaşasın, sıcakkanlı, gülümseyen yüzlü ve konuşkan. Bu arada tesisin bahçesinden mimoza tohumları topladım, onları da başka bir yerlere serpiştireceğim yine.

  

Adana bölgesinde ki yollar söylendiği gibi gerçekten daha güzel ve bakımlı. Hemen sağ yanımda geniş bir alanda  agave (sabır otu, sabır ağacı) bitkileri var. Bazı türleri 5 ile 40 yıl arası yaşasa da genelde 15 yaşında ve ömründe bir kez çiçek açar 16 yaşında da ölür. Bitkinin özsuyu tıpta ve ziraat de kullanıldığı gibi tekila üretimi de yapılır.

  

Türkiye’nin 5 büyük şehrinden biri olan Adana, Seyhan Nehri’nin üzerinde kurulu. Krom, demir, manganez, kurşun, çinko yataklarına ve her türlü tarıma elverişli geniş bereketli topraklara sahip. Hitit yazıtlarına göre Tesup veya  İshkur olarak da bilinen gürültü tanrısı Adad’ın ismi bu bölgeye verilmiş. Bölgeye daha çok yağmur  ve  bolluk gelmesi içinmiş. Saygı ve sevgi duydukları bu tanrının şerefine bölgeye “Unu Adaniyya” yani Adana bölgesi demişler. 3.000 yıllık tarihi Paleolitik çağa dayanıyor. Kurtuluş savaşında Ankara antlaşması ile Fransızlardan geri alınan bölge, 1955 de ABD ile yapılan anlaşma gereği NATO hava üssü kurulmuş. Birçok doğal ve tarihi eserleri, dokuyu üzerinde barındıran bölge, hem yurtiçi hem yurtdışı her türlü besin yetiştiriciliğinin en önemli ve en büyük payına sahip merkezi konumunda.

                                                                                                          Devam edecek

   Fatma Marmara

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: