• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

ONLARIN DÜNYASI

21.05.2012 00:00:01

ONLARIN DÜNYASI

21.05.2012

Gençlerin günüydü bir önceki gün, anneler günü gibi, babalar günü gibi ve nasıl 23 Nisanda çocuklarınsa.

19 Mayıs 1919 Atatürk’ün ulusal mücadeleyi başlatmak için Samsun’a geldiği tarih. Yani Kurtuluş Savaşımızın da başladığı bu gün, 20 Haziran 1938 de çıkan kanunla Gençlik ve Spor Bayramı olmuştur. 12 Eylül den sonra da Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak değiştirilmiştir.

Bu sene bu bayram alınan karar gereğince sadece Ankara’da stat da, diğer iller de ise okullar da kutlanması şeklindeydi. Danıştay’ın genelgenin yürütülmesini durdurma kararı alması üzerine, birçok il de kutlandı.

Bu günün en büyük özelliği, Atatürk’ün bu bayramı gençlere armağan etmesiydi. Zira o gençlere güveniyordu ve geleceği onlara emanet etmişti.

Gençlik hepimizin geçtiği, hiç büyümeyecekmişiz gibi ileriki yıllara özlemle bakındığımız, en güzel en çılgın çağlardır. Günümüzün gençleri 60- 70 li yılların gençleri gibi değil tabii. Değişen dünya ile birlikte bu kuşakta eskilere göre oldukça fazla değişti.

O yılları ve o yıllara ait olayları iyi bilen ve yaşayan ebeveynler, haklı olarak çocuklarını korumaya alıp, sorunlardan uzak tuttular ya da kendileri üstlendiler bu sorumlulukları. Aynı zamanda da televizyon ve internet başında bir kuşak oldular, sosyal çevre ve yaşamdan uzak. Bir kısmı kendi kendine yetinen, içine kapanık, çekingen bir gençlik, bir diğer kısmı da buralardan gördüğü örnek modelleri kendinde ve çevresinde uygulayan gençlik oldu.

Ergenlik fizyolojik, psikolojik, sosyolojik değişimlerle gençliğe geçişin sağlandığı ara dönemdir. Zaten kişilik tam oluşup, oturmadığı için ergenlik döneminde duygularda inişli, çıkışlıdır. Bir anda mutluluktan üzüntüye, sevinçten kaygıya, sıkıntıdan rahatlığa, kızgınlıktan sevgiye geçişler yaşanır. Çok severken bir anda nefret duyabilir, ilgiliyken yok sayabilir. Birde okul ve gelecekle ilgili sorunlar eklenince, kişilik yapısındaki gelişimi de olumsuz yönde oluşmaktadır.

Günümüz gençliğin büyük bir kısmında gelecekle ilgili kaygılar, korkular mevcuttur. Öyle ya iyi bir gelecek ve iyi bir iş imkânı için, iyi bir okul ve bölüm kazanılmalı, bunun içinde koştururcasına eğitim alınmalıdır.

İşte şimdiki gençlik küçük yaşlardan itibaren o sınav, bu sınav diye koşuşturmaktadır. Kazanamadığında ise kendilerine olan öz güvenleri yok olduğu gibi geleceğe olan güvende yitirilmektedir. Hayal kırıklığı, umutsuzluk, bezginlik, bıkkınlık içinde kendilerini yetersiz görüp bunalıma girmektedirler.

Eskiden ilkokul mezunu iş bulurken şimdi üniversite bitirmekte yetmiyor. Okul döneminde burs azlığı, harç fazlalığı, barınma durumu, eğitim yetersizliği, kitap alamama, staj yeri bulamama gibi sorunlarla uğraşmaktadırlar. Okul bittikten sonrada en büyük sorun olan işsizlik ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu durumda da yine çalışıp çabalamalarının boşa çıkması güven yitirilmesine ve bunalımına neden olmaktadır.

Tüm bu sorunların içinde kalan bu gençlik, kendilerine verilen bu bayramı, zaten sevinç içinde kutlayamamaktadır. Bizlere düşen görev ise onları, kazandırılmış güven duygusu içinde, ayağa kaldırmaktır.

Sevgi ve saygılarımla..

 Fatma Marmara

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: