
Fatma Marmara
boluexpress@hotmail.com
SUÇLU KİM?
09.10.2011
Son zamanlarda hep benzer haberleri duyuyoruz. Yaban hayattaki hayvanların, özellikle de ayıların insanlara ya da evcil hayvanlara saldırdığı.
Uzmanlar ayıların normalde insana saldırmadığını söylüyorlar. Böyle davranış sergileyen ayıların ya kuduz olduğunu, ya yaralandığını, ya da yavrularına birilerinin vurmuş veya yaralamış olmasından kaynaklandığını belirtiyorlar.
Aç olan ayılarında meyve bahçelerine ve kovanlara saldırabileceğini bu nedenle ormandaki yemiş türlerinin toplanmaması gerektiğini ısrarla söylüyorlar.
İşte bu açıdan bakıldığında düşünmeden edemiyor insan, o hayvanlar ne yapsın? Öyle ya aç ve oda karnını doyuracak, neslinin devamını sağlayacak.
Biz insanlar onların yaşam alanını daralttık, her şekilde girdik müdahale ettik.
Ekolojik dengeyi bozarak onların en önemli besinlerini, balları yapan arılarını yok olma derecesine getirdik. Orman içinde bulunan meyve ağaçlarını kestik, sahiplendik.
Göllerde, derelerde, bencilce, kireç dökerek, paraşüt ağları atarak, dinamitlerle yuvalarını bozarak, tuttukları balıklarını da yok ettik.
Vadilerinden, yamaçlarından nazlı nazlı süzülen her dere yatağına göz diktik. (HES) hidroelektrik santralleri ile akarsuları borularla yeraltına saklayıp hapsettik, binlerce muhtaç canlıyı ya da o sularda yaşayanları yok sayarak. Can suyu adı altında, salınacak suyu bile çok gördük, daha fazla para hırsı uğruna.
Eskiden aç ayı oynamaz denirdi, şimdi ise açlıktan o da bizim alanımıza giriyor ve saldırıyor doğal olarak.
Biz şehir civarındaki ekilen arazileri bina yapılan arsalara çevirdikçe, bizim de beslenmemizi sağlayacak yeni tarlalar bahçeler açıyoruz, daha ilerilerde, ormanların içinde.
Aslında onlar bize gelmiyor, biz onların yaşam alanlarına giriyoruz, adım adım.
Bir yerden bir yere giderken de gördüğüm, etrafta geziye çıktığımda da gördüğüm hep aynı manzara.
Islah adına, yol çalışmaları adına, maden arama adına, santral kurma adına, tarla açma adına ya da yeni yerleşim yerleri oluşturmak adına dağlarda, tepelerde, derelerde kesilmiş etrafta yatan ağaç gövdeleri, çıplak kalmış geniş alanlar çarpıyor gözlerime.
Bir diğer tarafta da kasten veya dikkatsizlik sonucu yanan, kül olan hektarlarca ormanlar.
Son yıllarda bu olaylar öyle çok artı ki normal karşılanır hale geldi. İçim acıyarak bakıyorum bu hızlı yok oluşa, talan edilişe.
E şimdi bir soralım kendimize onlar mı suçlu? Ya da bizde hiç suç yok mu? Diye.
Sevgi ve saygılarımla..
Fatma Marmara






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!