
Fevzi Saçlı
Çiçeklerde yaprakları arasında güzel görünür. Yaprakları koparılmış, sadece sapıyla gülün görünüşü hiç de hoş değildir herhalde. Sanırım bunun farkına varan sadece ben değilim. Gözleri budak deliğinden farklı olan göz sahiplerinin hepsi bunu görür. Ve de benim bu düşünceme genellikle katılırlar.
Çiçek ekili olan bahçe ve parklarda insanımızın çiçek konusunda belirli bir olgunluğa erişmediğini ima eder bir şekilde “ Çiçekler dalında güzeldir.” Veya ; “ Dokunmayın çiçekler yazık olur emeklere.” yazılı tabelalarla karşılaşırız daima.
Çok sevdiğimiz bir çiçeğe en yakınımızın bile dokunmasını istemez hemen onun dokunmasına engel oluruz. O çiçeği saatlerce dalında seyretmeye doyamaz insan. İnsana huzur verir onu seyretmek. Şayet boş boş seyretmezse insanı hakka götürür, simsiyah topraktan tüm renkleri nasıl bulduğunu düşünerek.
Kaba bir tabirle alt tarafı bir çiçektir deyip geçemeyiz. Anlayana çok şeyler ifade eder. Zira çiçek kemale ermenin işaretidir. Kemale ermeyen hiçbir canlı, kemale erdiğini böyle güzel bir şekilde anlatamaz.
Bana göre her kadında bir çiçektir. On sekiz on dokuzunda adeta bir goncayı andırır. İşte o çağlarda ona göz kulak olmak gerekir. Zira o çağlarda oldukça hassastır. Dalında oldukça güzel görünür. Her gören hayranlıkla seyreder. Ve de hoyratça onu koparmaya kalkarlar. Onun tanrının bir emaneti olduğu bilincine erenler buna asla izin vermezler. Aşağıda vereceğim örnekteki gibi ince eleyip sık dokuma gereğini duyarlar.
Adamın biri ; “ Bende kırk yıllık sirke var.” deyince, bunu duyan sirkeye ihtiyaç olan birisi hemen adamdan biraz sirke istemiş. Bunun üzerine bende kırk yıllık sirke var diyen adam, sirke isteyen adama; “ Her isteyene verseydim ben de kırk yıllık sirke kalır mıydı?” der.
Her insan, goncasından elde ettiği goncasını, kırk yıllık sirke sahibi gibi, ancak ondan goncalar yetiştirmeye ehil olanların, yemyeşil yapraklıyken koparmasına izin vermeli. Aksi takdirde tanrının huzurunda kendi hesabını vermekte zorlanırken, birde goncanın ne olduğunu idrakten yoksun birinin goncayı koparmasına izin vermesi halinde, koncanın hesabını vermeye kalkışır ki iki hesabı vermek geçekten zordur.
Gonca yetiştiricileri her hususta dikkat etmeli. Fazlada bekletirseniz, gonca açar. Sonra da şiddetli bir rüzgârla taç yapraklarının döküldüğünü görürsünüz. Bu durumu Karadeniz yöremizin insanı kısa ve öz olarak şu deyişiyle ne güzelde ifade etmiş; “ Evde sözün geçerliyse sen hâkimsin, geçerli değilse, sen kimsin?” sözünün ardından da, “Kız evde olsa da elden sayılır.” dedikten sonra; “ Allah’ın emaneti olan kız evlatları çay yaprağına benzer. Vaktini geçirirseniz kartlaşır.”
Böyle bir durumla karşılaşmamak için fidenin yetişip de gonca verecek hale gelinceye kadar gerekli özeni gösteren, bilinçli bir bahçıvan gibi yetiştirmek gerekir onları. Çiçeklerinde dilinin olduğunu belki de sizlerde duymuşsunuzdur.
Mümkün mertebe onların anlayacağı dilden konuşmak gerekir.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!