BOŞBOĞAZLIK ÜZERİNE

01.02.2014 12:00:00

Kimse kusura bakmasın. Bana göre yalakalığın da bir sınırı var. Bu ne izansızlık anlamış değilim. Yazıma böyle başlamam belki de çoğu kişiyi hayrete düşürmüştür. Buna neden olan; Benim kendi inancımla bağdaşmayan bir beyanda bulunan, halka dindar görünmeye çalışan iktidardaki AKP’nin Fevai Arslan isimli bir milletvekilinin, yeni bir telefon cihazı alıp ta onunla oyunlar oynayan çocuklar gibi benim inanmış olduğum tevhit dininin, Allah’ı tarif eden kelimeleriyle, liderini tarif etmesi oldu.

Bakın bu vatandaşın sayın başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı tarifine, inanan bir insanın bu sözleri onaması mümkün mü? “Allahü Teala’nın bütün vasıflarını üzerinde toplamış bir lider Sayın Recep Tayyip Erdoğan var.” Diyor.

İnternetten öğrendiğime göre bu çocuk, çocuk diyorum. Çünkü benden yirmi beş yaş daha küçük. Hala gelişmemiş. Hangi konumda olduğunun bile farkında değil. Allahtan ümit kesilmez. Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümüne devam ediyormuş. Oradan mezun olunca ne konumda olduğunun farkına varır diye ümit ediyorum.

Üstüne üstlük bir de İmam hatip mezunuymuş. Şayet imam hatip okulundan böyle çocukları mezun ediyorlarsa inanın üzüntüm ikiye katlanacak. Zira Kuran okumaktan başka bir özelliği olmayan kuran kursları öğretmenlerince verilen eğitime her zaman karşı çıkan biri olarak, dini bilgilerin, imam hatiplerce verilmesinden yana olmuşumdur.

Mütedeyyin bir insan olmam dolayısıyla bu söz beni çok yaraladı. Yaraladı yaralamaya da Sayın Hüseyin Çelik’inde böyle boyundan büyük gaflar işleyen birinin avukatlığına soyunmasına da bir anlam veremedim. Hüseyin Çeliğe göre dili sürçmüş beyefendinin. Bu ne biçim dil sürçmesi Allah aşkına? Ben ikna olmadım.

Yoksa Hüseyin çelikte mi böyle düşünüyor anlamadım gitti? Siyaseti fanatizme dönüştürüp de liderini putlaştıran biri, ateşe düşse bir kova su dökmem üzerine.

Sayın Hüseyin Çelik’e de bir sözüm var. Dünyevi bir mesele de partinizin aleyhinde olarak yorumladığınız bir kelime için ceza kuruluna sevk ettiğiniz bir yığın milletvekiliniz için cezalar yağdırdığınıza göre buna ne gibi işlem yapacaksınız.

Sayın Hüseyin Çelik sizde bilirsiniz ki; “Az ateş çok odun yakar.” Siyasette bir Akarsuya benzer. Şayet yönünü değiştirmeye kalkışırsanız suyun azaldığını görürsünüz. Bazı toprakların aşırı geçirgenliğinden dolayı âdete Türkmenistan’ın Karakum Çölünde kaybolan Tecen ile Murgap nehirlerine de dönebilir.

Arpadan da un olur ama yufkası açılmaz. Bu tipler her ne kadar lafla sizin partinize prim yaptırıyor görünse de diğer bilinçli insanların birikimlerini harcadığını görmeniz gerekir. En kısa sürede kamu oyununda bilgisi olacak şekilde en azından tektir edilmeli.

Buğdayın işi çıkmış. Bir yere gidecekmiş. Onun için çavdara; “Ben gelinceye kadar benim yokluğumu çaktırma, durumu idare et.” demiş. Çavdarda, buğdaya; “Baklava börekte olayım mı?” deyince, “Kardeşim sen doğru dürüst sacın üzerinde dur da diğer ince işlere karışma” demiş.

Öncelikle İhlas suresini okumalı zira orada ona denk birinin olmadığını görecektir. İman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte, iman ise her zaman farzdır.

Yapılan boşboğazlık benim gibi nicelerini çıldırtmıştır. Zira boşboğazı deveye bindirmişler o olanca gücüyle bağırıyormuş; “ Ayaklarım yere değiyor diye.”

Yine de Allah ıslah etsin diyelim en azından.

HOŞÇA KALIN...