• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

ÇITAYI YÜKSELTMEK (I)

15.06.2013 00:25:48

Cenabı hak, dünyadan şeytanı çekse, dünyadaki şeytanlık işlerini, şeytandan daha iyi yürüteceklerine inandığım politikacılar var ya işte bunun için endişe etmeye gerek yoktur kanımca. Gerçekten de benim onlar hakkında ki bu düşüncelerimi doğrulayan projelerle karşımıza çıktıklarında inanın hiç de hayretler içinde kalmıyorum. Zira gün geçmiyor ki şeytani bir proje üretmesinler.

             Günün birinde bir politikacıyla bir şeytan ortaklık soğan ekmişler.  Soğanın hasadının yapılacağı günlerde politikacı şeytanı çağırıp; “ Bak arkadaşım, ben sağda solda dolaşıp dururken sen bu ortaklık malımıza her türlü bakımı yaptın. Bu konudaki emeğini inkâredemem. Dolayısıyla, senin benden fazla emeğin geçti. İşte bunun için sen üst tarafını al. Bende toprağın altında kalanı alayım ve de helalleşelim.” Der. Bu fikir şeytana da cazip gelir. 

             Bu paylaşımdan oldukça karlı çıkan politikacı yine bir gün şeytanı yakalar. Ve de ona; “ Geçen yılki gibi ortaklığımızı devam ettirelim der. Sonra da şeytanın ağzından girip burnundan çıkarak onu ikna eder. Bu seferde buğday ekerler. Zaman geçer, yine buğdayında hasat mevsimi gelince politikacı yine ortağı şeytanı çağırıp , “ Bak ortak, geçen yıl ki ortaklıktan dolayı mağdur olduğunu gördüm. Onun için bu yıl ben üst tarafın hasadını tapayım. Sende alt tarafın hasadını yaparsın.” Deyip şeytanı ikna ederek buğdayın hasadını yapar. İmam yıkama ücretini alsın da ölü ne cehenneme giderse gitsin dercesine şeytanın arkasına dolanıp yine gerekli olan üç puanını alır. İşte politikacı böyledir.

Şeytanı kafa kola getirdikten sonra sıra geldi bize. Buğdayların hasat zamanı geldi ya, insanların inanışlarını kullanıp içki yasağı getirerek çaktırmadan buğdayı biçmek için tarlanın başına biçerdöverleri getirdiler bile.

             Güya sağlıklı bir nesil yetiştireceklermiş. Ben yasaklarla bu işin önüne geçileceğini sanmıyorum.Ki bunu IV. Murat bile başaramadı. Yalnız bunun faydası şu olacak. Bunu çıkaranların buğdayınhasatını yaparkenkimsenin ses çıkarmamasını sağlayacağından eminim.

             Cumhuriyetin kurulduğunda bu yana, iki eşli olmak kanunen yasak değil mi? Yasak olmaya yasak ama köylerimizi kentlerimizi bırakın kanunları yapan milletvekilleri arasında bile iki evli olanlar yok mu? Var ama onlar karıncaya binerler, karıncanın belini incitmezler. Onun için farkedilmez.

             Eğer yasaklama değil de, okullaraher türlü alkollü içkilerin ve de uyuşturucu maddelerin zararlarını gösteren dersler konsaydı, bu kanunu çıkaranların samimiyetine inanırdım. Zira okullar da ilmen içkinin vücut denen makineyi tahrip ettiği konusu her yönden detaylı bir şekilde işlenirse, belki hemen netice alınmaz ama meselenin özüne yaklaşılarak ileriki yıllarda yüzde olarak daha başarılı sonuçlar alınabilirdi diye düşünüyorum.

             İnsanoğlunun mayasında yasaklara karşı, direnç gösterme eğiliminin olduğunu kim inkâr edebilir. Askerlik yapmış olanlar pek ala bilirler ki garnizonda çıkarılan yemekler birinci sınıf lokantalardan geri kalmayacak derecede kaliteli olmasına karşılık, garnizonun tel örgüsünün dışında yumurta ekmek veya sucuk, salamla,sağlıklı koşullardan yoksun yerlerde karın doyurmak hangimizin hoşuna gitmemiştir o zamanlar.

             İşte bu siyasiler dört parmak yüksekliğindeki bir taş bulsalar, derhâl üzerine çıkarakinsanlara dayak atılmasının gayri insani bir muamele olduğunu söylerken, sizin parayla pulla satın alınamayacak zamanınızı çalarlar. Peki, öyleyse insanları dayaktan daha beter hale sokan cezalar uygulayarak dinden imandan çıkarmanın âlemi nedir o halde?

             Ben ilkokuldayken yani bundan tam altmış beş yıl önce, ikinci sınıf okuma kitabında bir parça vardı. Konusu;

Bir vatandaş atıyla demiryolundan geçmek ister. Fakat atı ürküp demiryolundan geçmez. İner yularından çeker yine geçmez. Başlar atını dövmeye. O arada bir adam çıkagelir. Adamın elinden atını alıp demiryolundan biraz geriye götürür. Atı biraz okşar sever. Sonrada atı çekerek karşıya geçirir. Atın sahibi bunu nasıl yaptığına inanamaz ve de adama nasıl yaptığını sorunca, atı karşıya geçiren adam; “ Beyefendi ben emekli süvari zabitiyim. Cebimde biraz kuru üzüm vardı. Ata onu verdim. Sorun çözüldü hepsi bu kadar.  Herhalde demek istediğimiz anlaşılmıştır.

             Sanırım 1947 senesi tekel bakanlığı bütçesi görüşülürken, sigara ve alkollü içkilereyapılan zamlar dolayısıyla milletvekillerinin bombardımanıyla karşılaşan tekel bakanı kürsüye gelerek; “ Sayın milletvekilleri biz sigara içenlerin parasından, içmeyenlerinde sıhhatini kazanmayı amaçlayarak zam yaptık.” Diyerek kürsüden iner.

             Ne ise o günkü bakan küçük bir çalımla mızrağı çuvala sığdırmış. 

Gördüğüm kadarıyla el âlem bir binanın inşasına temelden başlarken,sizler çatının mahyasından başladınız. Anlaşılacak gibi değil doğrusu. Akil adamları Anadolu’ya gönderince yoksa elinizde akil adam mı kalmadı?

             Bunun çaresi okullar. Yoksa sizlerin, “sizi siz yapan okullara güveniniz yok mu?” Aşırı cezaların rüşvetin çıtasını yükselteceğini bilmiyorsanız sizlere yazıklar olsun.

                                                                            HOŞÇA KALIN

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: