• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

OKUMAK DENEN ŞEY

07.04.2013 00:00:37

 

İnsanın tahsil yapması akıntıya karşı yüzmek kadar zor olsa da, su sporlarından sal yarışı kadar hem zor hem de oldukça heyecanlı bir uğraş olup bu dediklerimi ancak yaşayanlar bilir.

                Tahsili, akıntıya karşı yüzmek olarak kabul edince, yüzerken bir an kulaç atmayı bırakırsanız ilerleyecek yerde başladığınız yere geri dönersiniz. Sadece bununla kalsanız iyi. Selden canını kurtarmak için selin önündeki bir ağaca tırmanıp ta kurtarıcı bekleyen birine benzersiniz. Kısa sürede kurtarıcılar kurtarırsa ne ala. Aksi takdirde selin şiddetine bir süre direnç gösteren ağacında direnci kırılıp o da üzerindeki kurtarıcı bekleyenle birlikte sele kapılıp sonu belli olan sonsuzluğa sürüklenip gider. O halde kulaç atmaya ara vermemeniz gerekir.

                Bir başka açıdan da tahsil, dağcılık sporu gibidir. Zira dağın zirvesine çıkmayı arzulayan bir kişi dağın zirvesine vardığında, yorgunluktan bitap düşmüş olduğu halde, dönüp de aşağılara bakınca, gördüğü o muhteşem manzara karşısında, duygularını ifade edemediği gibi dağa tırmanmaya başladığı yerden göremediği yüzlerce kilometre ilerileri görme imkânına kavuştuğu için bir anda o yorgunluğunu unutup ayağının altına gelmiş gibi olan o muhteşem manzarayı hayranlıkla seyre dalar.

Dağa tırmanmayı göze alan bir kişi her ne kadar dağa tırmanış da, oldukça zorlanmışsa da doruk noktasından aşağıda görünen o muhteşem manzarayı görünce zirveye varmak için çektiği çileyi bir anda unutuverir.

“Hafıza-i beşer nisyanla maluldür .”diye boşuna denmemiştir. Zira o zorlukları gençliğinde yenebilenler bir daha o çileli günleri anmak dahi istemezler.

Bu tipler dünyada kendilerinin çıktığı dağın haricinde başka bir dağın olmadığını sananlardır. Hâlbuki gözünü, gördüğü manzaradan bir an uzaklaştıracak olursa, çıktığı dağın arkasında bir dağın daha olduğunun farkına varacaktır. Kısacası ömür biter ama tırmanılacak dağın bitmeyeceğinin bilincinde olmalı insan. Bu husus sadece kendisi için değil gelecek nesiller içinde aynı olduğuna göre herkes bu bilinçte evlat yetiştirmeli.

Yalnız bu noktada şunu da ifade etmeliyim. Zirveye tırmanmaya kalkışan insan daha tırmanmanın başında şayet gözünde at gözlükleri varsa, o at gözlüğünü çıkararak tırmanmaya başlamalı. At gözlüğüyle çıkanlar o muhteşem manzaranın sadece bir kısmını görmeye mahkûm olurlar. Açıkçası tamamını seyretmekten mahrum olurlar. İşte bu tip insanlar hayatları boyunca engelli olarak yaşamaya çalışırlar. Bu tiplere hangi konuyu açarsanız açın sadece bahsettiğiniz konunun bir boyutunu gördüklerinden, sizi de hayretler içinde bırakırlar.

Bu tiplere bir örnek verecek olursak; Eskiden ulema geçinen nargile içmekte olan birine, arkadaşı; “ Bu tokurdağı nereden aldın Allah aşkına? “ deyince bizim ulema ; “ Afrika’nın şimali şarkındaki Felemenk denen ülkeden getirttim.” Der.

Hâlbuki Afrika’nın şimali şarkı = Mısır. Felemenk denen ülkeye gelince o da bu günkü Hollanda. Gel de bu işin içinden çık. At gözlüğü takarak ilim yapanlar işte böyledir. Trenden farkları yoktur. Kendine mahsus rayların dışına çıkamazlar. Bunun için KPSS veya bu türdeki sınavlar gibi sınavlar yapmaya gerek yok. Akil bir kişi bu tipleri iki dakika bile dinlese anlar. Anlamakta zorlanacağını da sanmıyorum. 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: