• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

YEMEN ELLERİ

16.01.2013 00:50:20

 

Yemen Arap yarımadasının güney batısında kahvesiyle meşhur başkada ciddi bir zenginliği olmayan, sahilleri ve doğu tarafları düzlük geri kalan yerleri oldukça dağlık ortalama deniz eviyesinden 2500 metre yüksekliğe sahip, yaşamanın bir sanat olduğu halkının yaşadığı sürece erbain çıkardığı bir memleket.

Daha önceleri Memlukluların olduğu halde 1517 Ridaniye savaşından sonra Yavuz selimin mısırı aldığını duyan Memlukluların atadığı vali Yemen halkını da toplayarak Osmanlıya biat etmiş, etmez olasıca adam. Etmesiyle de beraber belayı da bohçalayıp Osmanlının kucağına koymuş adeta.

Bu tarihten itibaren kucağındaki bohçadan hep bela dökülmüş. Osmanlı burayı savunacağım derken Anadolu’nun yağız Mehmetlerini küçük küçük aşiretlerin başındaki imamların (önder) çıkardığı isyanları bastıracağım diye adeta hiçbir padişah ve sadrazamın görmediği yerlere ölüme göndermişler, hangi kafaya hizmet ettilerse? Nur içinde yatasıca yağız Mehmet, çaresizlikle sesini duyurmaya çalışmış ama bu feryada sandalyesini korumak için mücadele edenlerden bir cevap alamaz bir türlü. İşte onun feryadı.

 

Havada bulut yok, bu ne dumandır?!

Mahlede ölü yok, bu ne şivandır?!

Ana ben ölmedim bu ne figandır?!

 

Eli yemendir, gülü çemendir!

Giden gelmiyor, acep nedendir?!

 

Kışlanın ardında, üç ağaç incir;

Kolumda kelepçek, boynumla zincir!

Zincirin yerleri ne yaman sancır!

 

Ayni nakarat

 

Kışlanın ardında, sıra söğütler;

Zabitler oturmuş, asker öğütler.

Yemen'e gidecek bu koç yiğitler

 

Ayni nakarat

 

Benim köyümden de biri kolunu, diğeri de bacağını yemen ellerinde bırakıp gelmiş iki kardeş vardı. Maksut’un sağ kolu dirsek üstünden kesilmiş, İbrahim’inse diz üzerinden bacağı kesikti.

Bunlardan diz üstünden bacağı kesik olan topal İbrahim oldukça şakacıydı ki onun bu şakacılığını yemen ellerinde çektiği acıları unutabilmek için yaptığını sanıyorum. Bacağının diz üstünden kesik olmasından dolayı topal İbrahim denmesini hiç sorun etmiyordu.

Nerede öğrendiğini bilmiyorum ama zaman zaman da köyde vakitli vakitsiz dişi ağrıyanların İbrahim amcaya acılarının dindirilmesi için başvurduklarını da biliyorum.

Bir gün İbrahim amca atına binerek, bir işi dolayısıyla bizim köyün Mezrası olan Kırmıtlı ’ya gider. Bir arkadaşını evine misafir olur. Ev sahibi vasıtasıyla İbrahim amcanın işinin olduğu adamı da çağırılar. Sorunu çözerler. Bu arada İbrahim amcaya izzet ikram bol bol yapılır.

Vakit de epeyce ilerlediği için İbrahim amca ‘’Vakit akşam, yol ırak ‘’diyerek ev sahibinden yola çıkmak için izin ister. Ev sahibi tarladan yeni gelmiş olan oğullarına İbrahim amcanızın atını getirin diye söyler. Çocuklar ahırda bağlı olan atı getirirler. Kapının önünde olan İbrahim amcalarının ayakkabısın düzeltmek isterler ama ayakkabının birini bir türlü bulamazlar. Ayakkabıyı köpek götürdü sanarak köpeği güzel bir döverler.

Bu arada İbrahim amcada sabırsızlanır .’’Ne oldu yahu ?‘’der. Ev sahibi oğullarına bağırır. ’Ne oldu ?‘’diye.  Çocuklardan birinin babasına ,’’Baba İbrahim amcanın ayakkabısının birini bulamadık. Onu arıyoruz ‘’dediğini duyan İbrahim amca ,’’Çocuklar zahmet etmeyin onu da gelecek gelişimde alırım’’ diyerek koltuk değnekleriyle evden çıkınca, çocuklar İbrahim amcalarının bir bacağının olmadığını görünce çok şaşırırlar. Topal İbrahim de hiç bozuntuya vermeden ev sahibinin de yardımıyla ata binip köye doğru atını sürer. Çocuklarda İbrahim amcalarının arkasından baka kalırlar.

HOŞÇAKALIN

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: