• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

SOYGUNUN ADI TİCARET

13.10.2012 00:47:46

 

1974 yılının ilk gününden itibaren, ben halamın oğlunun Karabük’te satın aldığı haddehanenin sorumlusu olarak işe başladım. Haddehane; 80x80 ebatlarındaki demir kütüklerden, ilkel usullerle inşaat demiri üreten bir fabrikadır. Her şey insan gücüne dayanıyordu. Oldukça tehlikeli bir işti. Haddehanede çalışmak isteyen işçilerin fabrika sahasına girerken vasiyetnamesini bekçi kulübesine teslim edip sonra içeri girmesi gerekirdi. Ama orada çalışan işçilerin buna hiç aldırış ettikleri yoktu.

Bu güç şartlarda çalışan işçilerin mensubu oldukları sendikanın başında olanlar resmen işçiyi küçük bir dünyalık karşılığı satıyorlardı. O sıralarda bende patronlardan yanaydım. Şimdi ise o günleri düşündükçe Allah indinde bunun hesabını nasıl veririz diye acı acı düşünüyorum

Karabük’e ilk gittiğimde demir olarak sadece balkonlardaki demiri tanıyordum. Bana demiri,  rahmetli ustabaşımız olan Orhan usta öğretti. Birinci derste, demir işlerinde daima ölçü olarak milimetre kullanılır diye başladı.

O yıllarda inşaat demiri üretimi iç piyasanın ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktı. İşte bunun için inşaat demiri üreticileri zevklerine göre demire fiyat biçiyorlardı. Demir çelik işletmelerinden en azından kilo başına bir iki lira fazlaya satıyorlardı. Demir çelik işletmelerinden üç yüz doksan beş kuruşa alınan kütük demir, mamul hale getirildikten sonra Demir çelik işletmeleri dört yüz seksen kuruşa satarken, haddeciler ilk günlerde beş yüz seksen kuruşa satılırken daha sonraları otuz liraya kadar çıktı. Karaborsa hortlamıştı. Halbuki Demir çelik işletmeleri, aynı inşaat demirinin, dört yüz seksen kuruş civarında olan fiyatında, hiç değişiklik yapmamıştı.

Sadece bu kazançla yetinseler iyi, patronları bu da tatmin etmiyordu. Her birinin fabrika haricinde birer de pazarlama teşkilatları vardı.

Bir de devletin vergi kaybını düşünün bir kere !.. İmalatta devletin öngördüğü tufal miktarı da işin cabası. Belirleyenler iki patronun keyfine göre belirliyorlar. Bu fire oranıyla patronlar sene sonunda neredeyse devletten alacaklı çıkacaklar utanmasalar.

Anadolu’da inşaat demiri ticaretini yapanlar telefonla siparişlerini verip bedeli olan parayı patronların pazarlama şirketine gönderiyorlardı. Bu parayı alan pazarlama şirketi, istenen cinsteki inşaat demirlerini telefonla Karabük’teki muhtelif firmalardan temin ediyor, sonra da kamyoncular veya treylerciler kooperatifinden bir araç çağırıp gelen aracın şoförüne hangi malı hangi haddehaneden alacağını belirten listeyi veriyor. Kamyon şoförü haddehane haddehane gezerek malları toplayıp yazıhaneye geliyor.

Kamyon şoföründen kilo başına on beş kuruş komisyon alınıyor. Kamyoncu komisyon faturası istediğinde “Şu anda muhasebecimiz yok. Neyse bu sefer böyle git de, gelecek sefere telafi ederiz” denilerek fatura vermeden kamyoncu gönderilir. Para gönderen Anadolu’daki tüccardan da beher kilo demir için kırk kuruş komisyon alınırdı.

İş bu kadar basit olsa keşke. Elli yüz civarındaki Anadolu tüccarının gönderdiği para, pazarlama şirketinin eline geçtiğinde, kütük ithal eden fabrika sahiplerinin en çok paraya ihtiyaç duyduğu zamanı kollar pazarlama şirketi. Bu günü değerlendirmek için pazarlama şirketleri pusuda beklemektedir. İthalatçıya para verecektir ama bunun bir karşılığı olmalıdır. İthalatçı ile pazarlığa girişirler. Netice ithalatçı firmanın kendi fabrikasında üreteceği mamul inşaat demirini kilo başına otuz ila elli kuruş daha ucuza satışı konusunda antlaşma yapılarak,  ithalatçı firmaya satın alacağı mamul malın karşılığı parayı verir. Pazarlama şirketi Anadolu’dan gelen havalelerle bu avantajı yakalamıştır, ama bu kazançtan paranın gerçek sahibi olan Anadolu’daki demir tüccarına zırnık koklatmaz. Göndereceği malı yine her zamanki gibi fiyatlandırır.

İthalatçıya verilen paradan dolayı Anadolu’daki tüccara malını göndermeniz bir kaç gün gecikecektir mutlaka, bunu da yalanlarla kapatır pazarlamacılar. Mal sevk ettikleri kamyoncuya, sıkı sıkı “Abi bu mal dört gün evvel sevk edilmişti. Adamın kamyonu arıza yapmış. Onun için Gerede’nin orada, malı kamyondan kamyona aktararak ben aldım. Yani sizin anlayacağınız dört günlük gecikmeyle getirdim. Komisyoncunuzun sizlere çok selamı var.” Demesi için sıkı sıkı tembih edilir. Kamyoncu dönüşünde yük alabilmek için bile bile pazarlamacını tembihlediği gibi yalan söyler.

Piyasada güven sağlamışsanız, Anadolu’ya günde bin beş yüz, iki bin ton mal sevk ettiğiniz düşünün çok kısa zamanda paranın altında kalmanız işten bile değil. Çünkü affedersiniz her gün bir eşek yükü para adamı ihya etmez mi? İşte bunun sonucu olarak Anadolu’ya, Karabük menşeili en azından beş devasa çelikhane kuruldu.

Burada “İnsan insanın kurdudur.” Diyen bilgeye hak vermemek elde değil. Yani başını sokacak bir ev yapmak için yola çıkan insanımızı mahalli demir tüccarları, onları da Karabük ve Payas’taki demir komisyoncuları söğüşlüyorlar. Bir ev sahibi olabilmek için dişinden tırnağından artırdığı paraları, rızkın onda dokuzu ticarettedir diyenler resmen olmasa bile gayri resmi soyuyorlar. Yani insanların ıstırabı üzerine mutluluk tesis etmeye kalkışıyorlar.

Dün böyleydi. Sakın bu gün farklı sanmayın. Serbest ticaret rejimi diye hükümet elini eteğini çekmiş. Eski toplarda nişangah düzeneği olmadığından, batarya komutanı düşmana ateş edileceği zaman “Üç cezve barut, bir tutam fitil. Allah rast getir. Ateş” dediği gibi hükümet duyarsız kalınca fakir fukaranın işi Allaha kalıyor demektir.

Bu tiplerden bazıları ramazan geldi mi, evine bir hafız çağırır. Onu penceresini önüne oturtup pencereyi açıp ona kuran okutturur. Dosta düşmana ne denli Müslüman olduğunu göstermek ister. Bu tipler de var Allah’ım onları ıslah etsin diyelim en iyisi. Oruç tutmayıp da gelen müşterinin inanç durumuna göre bu gün oruç beni epeyce zorladı diyenleri de gördüm. Aynı kişiler şimdi bir yandan günah çıkarmaya çalışırken, diğer yandan yine soygunlarına devam ediyorlar. Kedi fare yemekten tiksinmiyor anlaşılan.

İşte böyle havada vurup da tavada yemeye kalkanların kaba taslak birazcık olsun tanıyın istedim.

HOŞÇAKALIN 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: