AL SANA BİR KAYA, NERENE DAYARSAN DAYA

04.05.2012 00:56:54

Dilimizi bilmeyenler, dilimizin oldukça zor bir dil olduğundan şikâyet ediyorlar her zaman. Nedenini şimdiye kadar benim uğraş konularımla uzaktan yakından alakası olmadığı için hiç de merak etmemiştim, elime geçen bir yazıyı okuyuncaya dek. Yazıyı anlayabilmem için en azından Farsça Arapça Fransızca İngilizce dillerine ait sözlüklere ihtiyacım vardı.

Şikayetçi olan yabancılar gerçektende haklıydılar. Meğer Türkçeyi dünya karması bir dil haline getirmişiz Bu konuda ki başarımız gerçektende inkâr edilemez. Bundan dolayı ne kadar öğünürsek öğünelim hak etmiyor muyuz yani?

Türkçeyi öğrenmeye kalkışan bir yabancı en azından Türkçenin yanında üç dört dil daha öğrenmesi gerektiğinden pek başarılı olamıyor. Bir lisan öğreneyim derken dört beş lisan öğrenmek de her babayiğidin harcı olmasa gerek.

Dil eğitiminde okullarda arzu edilen başarılı sonuçlar alınamayınca, temele inmek gerektiği kanaatine varılarak, evlerden başlamışlar dil öğretimine. Bu konudaki başarılarından dolayı gelmiş geçmiş bütün, Milli Eğitim Bakanlarını ve de dil konusunda çalışan kurumlarımızı kutlamamak mümkün mü?

İnanın yakın bir gelecekte, kısa zamanda gösterilen bu başarılardan dolayı güiness rekorlar kitabına adımızı yazdıracağımızdan eminim.

Bunun için cumhuriyetin ilk kuruluşu sırasında rahmetli Atatürk ve o günün dil uzmanlarının çabalarıyla oluşturulan ne varsa bir anda paketlenerek, Osmanlılar tercihlerini Fransız dilinden yana kullanırken, şimdikiler de tercihlerini İngiliz dilinden yana kullanıp, bize ait ne varsa, dehlizlere kapayarak, eski çağlarda ki cüzamlılara yapılan muameleye maruz kalmış dil çalışmaları. Bu gün ise tamamen kulak arkası edilmiş gibi geliyor bana.

Milli Eğitim Bakanlığı lisan öğrenimini evlere kadar getirmiş diyorsam, mutlaka benimde bir bildiğim var ki böyle yazıyorum. Aşağıda vereceğim bazı örnekleri görünce sizlerde bana hak vereceksiniz.

Yazılı ve görsel basın sayesinde her gün aşağıdaki kelimeler defalarca tekrarlanarak bizlere öğretilmiyor mu? Maşallah bu sayede bizim çocuklarımız dört beş lisanı birden yani Farsça, Arapça, Fransızca ve de İngilizceyi sökmediler mi?

Rahmetli Ziya Gökalp bu konuda oldukça fazla mesai sarf etmiş bir kişi olarak dil konusunda düşüncelerini şöyle aktarıyor bizlere. Ama kulak veren kim?

Güzel dil Türkçe bize,

Başka dil gece bize,

İstanbul konuşması,

En saf, en ince bize.