• resmi ilanlar
Ayşe KUDU [email protected]

Depresif Kavanoz

26.11.2015 00:00:02

Efenim, hiç keyfim yok bu sıralar. Hele konuşmakmış, bir başkasını görmekmiş, dışarı çıkmakmış… Düşüncesi bile bir o kadar uzak. Sanki yavaş çekimde yaşıyorum hayatı. Hareketlerim, ağzımdan çıkan kelimeler o kadar yavaş ki bir anda yoruyorlar beni.  Sürekli uyuyorum ben de, yemek yemek bile çok yorucu olmaya başladı. Öğünlerimi atlıyorum arada. O vakitte daha çok düşünüyorum. Düşünüyorum ama düşüncelerim sanmayın hayallerle dolu, mutsuz anılarla dolu. Evetevet kavanozumu mutsuzlukla doldurup rafa kaldırıyorum. Kaldıramıyorum da çok ağırlar…

Önceden böyle miydim ya! Neşeliydim, hareketliydim, insanlar benimle olmaktan keyif alırdı. Saz çalardım onlara. Arada söylediğim de olurdu hani. Hani şu kendinizi çok keyifli hissettiğinizde cesaretinizde bir o kadar arkanızda olur ya, öyle anlarda işte. Hadi gidelim dedik mi nereye istiyorsak kalkar giderdik.  O arkadaş ortamında birisine âşık oldum sonra. O kadar çok gülüyorduk ki. Evlenme kararını bile yine böyle gülme sırasında aldık. Evlendik. Değişti mi hayat. Değişmedi. Önceden ne yapıyorsak yapmaya devam ettik. 9 ay sonra eşimin hamile olduğunu öğrendik. Harika bir haberdi bu baba olacaktım. Çocuğumla yapacağım her şeyin listesini hazırladım 9 ay boyunca. Harika bir baba olacaktım. Kız ya da erkek olması önemli değildi. Sağlıklı olsun da. Erkek olduğunu öğrendik. Şimdiden torna tesviye oyuncaklarını koydum kenara. Doğdu çocuğumuz. Harika geçen zamanlardı.

Harika geçen zamanlar oğlumun benim dediğimi onayladığı ve yaptığı zamanlardı. Bana mükemmel olduğumun hissini veriyordu bu. Kendimi aileme adamıştım. Mükemmel baba, mükemmel eş olmak için çevremden, aktivitelerimden kopardığım çok oldu kendimi. Mükemmel bir çocuk yetişsin diyeydi her şey. Sonra oğlum büyüdü. Büyümeye kim engel olabilir ki…

Ergenlik dedikleri bir dönem var. Öyle lanet bir dönemdi benim için. Oğlum bana cevap vermeye, söylediklerimi yapmak istemediğini dile getirmeye, ne dediysem tersini yapmaya başladı. Arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirip eve daha geç geliyordu. Ben onun için vazgeçmişken tüm hayatımdan o arkadaşlarıyla dışarı çıkabiliyordu. Ben gitme desem bile.

Ben neden gitme diyordum biliyor musunuz? Çünkü kendimi o kadar kısıtlamıştım ki mükemmel baba rolünü oynamak için, şimdi mükemmelliğin o kadar anlamlı olmadığını gördükçe neden kısıtladığımın sorgulamasını yapıyorum ve tahammül edemiyorum oğluma. Ben kısıtlarken onun istediğini yapması yetersizlik duyguları yaşatıyordu bana. O ne kadar ergenlikteyse ben de orta yaş krizindeydim ve geçmişimi sorgulama sürecine girmiştim, mükemmel baba rolünü kaybettiğim bu günlerde.  Kayıp, üzüntünün gelmesi için gerekli bir yaşantı sanki… Düşündüren, olgunlaştıran ancak çok miktarda yaşandığında gerçeklerden de koparan… Oğlum büyüyor ve kendine bir kimlik ediniyor. Hem de benden bağımsız!

Dipnot: Ergenlik dönemindeki genç istemez ki isyan etmeyi. Anne babalar da istemez ki çocuklarıyla anlaşamamayı. Farkında olunmayan, olunsa bile ifade edilmeyen, edilemeyen bazı düşünce ve davranışlardır anne- baba ve çocuğun arasına giren ve onları iki düşmanmış gibi karşı karşıya getiren. Sonuçta ise ergenlik dönemindeki  gençlerin olduğu kadar, anne babalarının yaşadığı dönemdir çatışma sahnesinin diğer bir karakteri. Depresif kavanoz işte bu noktada belirdi babanın hayatında. Kışlıkları hazırlar gibi doldurttu kendini. Kazanan olmadı sahnenin sonunda, herkes kendini ve birbirini anlayana kadar… Hikâye hep devam etti…

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: