BU KADAR KONUŞMALAR NEREYE GİDİYOR

05.12.2012 00:23:33

Sayın Okurlar;

Bir konuşmanın aslı, özü, faydalı ve verimli ise zaten gök kubbe de çınlıyor. Ancak, sözler boşsa, hatıra fetva verilerek söyleniyorsa veya öyle konuşulmak zorunda kalınıyorsa, bırakalım her şey orada kalsın. Nitekim, halkımızın (cami ne kadar büyük olursa olsun imam bildiğini okur sözü boşa söylenmemiş) Bu menfaatleşme, bu köşe kapmaca, bu yerini koruma ve ya bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesinden hareketle gidiyorsa, bu takdirde değişen ne olacak? Kısaca; bu türden sözler sadece ve sadece KONUŞMUŞ OLMAK İÇİN KONUŞMAKTAN ÖTEYE GİTMEYECEKTİR. Madalyonun birde diğer yüzü var. İşin önemini, geçmişini ve geleceğini gören arif insanlar, pek tabi sözlerini, hem tartarak, hem de gerçeklerden hareket ederek konuşmalar yapar. Bundan dolayıdır ki, gerçekçi konuşmalar da laf ebeliği görülmez.

Sayın Okurlar;

Evvela, edepte başarılı olmayı, Allahtan dileyelim. İnananlar da bilir ki edepsizler her daim Allahın lütfundan mahrum kalır. Sadece, kendi menfaati ve yararı için konuşan (bir başka anlam da, atı görüp aksayan, suyu görüp susayan, söz cambazlarının dikenli sözlerini anlayanlar, anında ağzının payını verirler.) Bunun için, yalaka ve yalama ağız, ikinci bir şarlatanlığa zemin hazırlayamaz. İyilerin ve kötülerin imtihanı, altını kaynatılıp, tortusunun ortaya çıkması içindir. (MESNEVİ) Boş ekinlerde çok sivrilir ama buğday tanesi olmadığı için kelle dik durur, gel gör ki içi boştur. BOŞUNA DEMEMİŞLER (OLGUN BAŞAĞIN BOYU EĞİKTİR.) Sonuçta, kazanmak müminler içindir, ahirette kaybetmek ise münafıklar içindir. ÖZÜ BİLMİYENİN, SÖZÜDE KENDİSİNE, YÜZÜNE BENZER. ÇIFIK NE Kİ, SADAKASI NE OLSUN? Bundan böyle, bilerek yanlış ve yalan konuşanlar, gölgeye ok atan uyduruk okçulara benzerler. Bunların suları kesildi mi, kandiline yağ damlamadı mı bir anda ejderha kesilirler. YOLDAŞI, HASET VE FESAT OLMAYANLARA NE MUTLU. KALBİ KARA, DÜŞÜNCESİ SARA OLAN KELEK KAFA, YALANLARI İLE DE YATİNMEZ, YAPTIĞI HİLESİ İLE BADEM HELVASINA SARMISAĞI KOYMAYIDA İHMAL ETMEZ. SAATİN BİR ANLAMDA ALTIN OLMASI ÖNEMLİ DEĞİLDİR, DOĞRU ÇALIŞIP ÇALIŞMAMASI ÖNEMLİDİR. Her fırıldakçı, bir buz dağı da olsa, güneşin karşısında eriyeceği kaçınılmazdır. Gerçeklerde (bölüm, sayı, parçalamak, ayırmak diye bir şey yoktu. Sadece ve sadece gerçekçilik vardır. Ancak, bütün gerçek sözleri, düşündüğü, anladığı halde bunların tatbikatına yön vermiyorsa, o zaman da böyle bir kafada elbette ki tamiri mümkün olmayan arıza vardır. Bizim bildiğimiz hiçbir menfaat gözetimi, gerçeğin üstüne çöreklenemez. Normal akıl bunu düşünür, bunu gösterir.

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

(kararı siz verin)

SEBEP – SONUÇ

Efendim;

Örneğin; zamanın da meselenin ne başını, ne de sonunu görebilmiş insanlar, hep benim dedikleri için, teşhisinde de dolayısıyla tedavisinde de yanlışa girmişlerdir. Bundan böyle, bir insan, işine, gücüne, nasıl uygun gelmişse, yapıcı uyarıcı her türlü, nasihatlere ve güzel sözlere her ne kadar kulağını tıkamışsa da netice itibari ile zamanın da sebebi tedavi edemediği için, sonuçların tedavisine kalkmıştır. EVVEL EMİRDE AKIL, FİKİR, MÜSBET DÜŞÜNCE VARSA TECRÜBELER, NEREYE GİTTİ. YAĞMURDAN SONRA KEPENEK ALMANIN NE FAYDASI OLACAK? DEMİR TAVINDA DÖVÜLÜR, SULAR AKARKEN TESTİLER DOLDURULUR, TRENE İSTASYON DA ZAMANIN DA BİNİLİR. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkartamayız. İşte problem burada. Akıllı düşünmek, acele etmemek, tecrübelerden yararlanmak ve konunun ehil insanları ile birlikte olmak bunun için faydalıdır. ( gitme çolukla çocukla yola, başına gelir bin türlü bela) AĞIR OTURAN, AĞIR KONUŞAN BATMAN GELMİŞTİR.