AKİL OLMASI GÜZEL DE TATBİKAT DA AKİL DEĞİLSE NE OLACAK

19.11.2012 00:52:31

Sayın Okurlar;

Bir süredir, akil adamlar sözcüğü, aldı başını gidiyor. Yani ( gündüz adı Abdullah, gece, elinde kadeh neuzibillah.) OLDU MU? ÖNEMLİ OLAN İSİM, UNVAN, MAKAM, SIFAT DEĞİL Kİ, ÖNEMLİ OLAN, BU GÜZEL DEĞERLERİN, HAYATTA HAKKI İLE UYGUNABİLMESİ. Ne gezer? Bu köşeden kaç defa yazdık, kaç defa dile getirdik. Özetle ( kültür her ne kadar cehaleti kaldırsa da, eşeklik bakidir.) Bu darbı meselin, top yekün insanlık alemi ile işi var. Yani; sadece seninle, benimle, onunla değil. Nitekim, zamanımız da mükemmel akil insanlar varken, öte yandan, akil zannettiğimiz, bazı mürekkep yalamışların altından neler neler çıkıyor. İŞTE, BİR ÖRNEK. (İNTİHAL) KONUSU. BAŞKASINA AİT OLAN KAYNAK BİLGİLERİ, BELGELERİ, SAHİBİNE SORMADAN, DOÇENT VEYA PROF. OLACAĞIM DİYE DOSYASINA KİTABINA MAKALESİNE KOYMASI V.S. BUNA NE DERLER?

Sayın Okurlar;

Aslında, Osmanlıca A.S ekinden (yiyen, yiyici, hekimlik terimleri yapılırken 19. y.y PHAGE ve VORE olarak kullanılmıştır). Örneğin ( Akil-ül beşer, insan eti yiyen adam v.s)

Sayın Okurlar;

Adam gibi adam olmayanın eline bir mal, bir mülk, bir makam veya saltanat geçti mi, her tarafı akil olsa da kişi, evvela kendi rezilliğini ortaya koyar. Tüm çakalları kuzu postuna sarsan ne değişecek? Yürümesi, uluması, şekli, şemaili değişir mi? Nereden baksan, çakal işte. Bir yerde kelimeler, aksesuardır, kamuflajdır. Örneğin; sadece seviyorum demekle sevmek olmaz, okuyorum demekle de okumak olmaz. Bütün bunların, bizatihi yaşanması ve tatbikatı gerekir. Kendisinin çok akıllı olduğunu zanneden ve zaman zaman da (akilim, kamilim diyen eşek, o ırmağın ve o suyun kıymetini bilseydi, ayağından evvel başını suya kordu.) Gerçekten, akil olanları görelim de bırakın elini, ayağını öpelim. Görüşü bulunmayan, imtihanlar da sadece ve sadece rezil rüsva olan, ancak ünvanın da Akil yazanın gözü göz olsa neye yarar. GERÇEK AKİL, GERÇEK İRFAN, GERÇEK BİLGİ GÜNEŞİ, KESİNLİKLE GÖÇ ETMEZ. ÇÜNKÜ ONUN DOĞUŞ YERİ SADECE CAN VE AKILDIR. Aziz aklı, yüksek inancında, kalbinde, gönlün de taşımayan kafanın, her bir yanı Akilden görünmese dahi, Akili bu kafada mikroskopla arasan yine de bulamazsın. İşte bunun için, önce insan olduğumuz unutulmayacaktır. Bizden yazması ve söylemesi. Takdir, yüce okurlarımındır.

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

(kararı siz verin)

İŞ YERİ, FON MÜZİKLERİ

Efendim;

Geçen, bu köşemden, yine bir nebze bahsetmiştim. Birçok iş merkezin de, alışveriş yerlerinde içeride çalınan fon müzik bazen caddeye veriliyor. NEDEN? BU RESMİ BİR İLAN MI? CADDELER HEPİMİZİN. Yani; hiç kimsenin tekelinde değil. Kaldı ki çalınan müziklerin büyük bir kısmı da yabancı, yolda yürüyen her insanın, bu müzikleri sevmesi, dinlemesi gibi bir mecburiyeti mi var? Yetkili firma ve iş merkezi, çalıyorsa aheste ve asude bir şekil de kendi alanın da çalsın. Dışarıya vermek ne oluyor? Şehrin caddeleri, sokakları umuma açık mahallerdir. Böyle alanlar, her aklına gelenin hizmetine açık tutulursa, yarın insanlar, beşeri münasebetlerin de ister istemez sıkıntı çekeceklerdir. Örneğin ( kaldırımları işgal et, trafik düzenini boz, müziği caddeye alabildiğine sal. Bilemiyorum ama bütün bunları yapmaya ne hakkımız var? Kaldı ki bu arada Belediye hizmetlerine yardımcı olmak varken bir de üstüne üslük işini zorlaştırıyoruz.