
Kemal Bilsel Sarısözen
kbsarisozen@boluekspres.com
Sayın Okurlar;
Hain, içerden olduğu zaman, tehlikesi ve zararı daha büyük olur. ( İçi beni, dışı eli yakar ) Sözü de bu meyanda söylenmiş olsa gerek. Ancak, cevahirler çarşısın da boncuk bir arpa dahi etmez ama, sinekler küçüktür, gel gör ki mide bulandırırlar. HİÇ BİR HAİN İYİLERİN TERBİYESİNİ ALAMAZ. Bu şer ve şeytan tayfasından iyilik beklemek hiç olmamış ve olmayacak şeyi beklemek demektir. Lafı dön derip uzatmanın bir anlamı yok. Bu hainler, memleketin toprağın da geziyor, ekiyor, biçiyor, güneşinden, suyundan, toprağından, hakkından ve hukukundan istifade ediyor, arkasından böyle bir ülkeye hainlik düşünüyor. Pek tabi ( ben eşek olduktan sonra sırtıma binen çok olacaktır) BU NEDENLE, HAİNE İHSAN ADINI VERİLMESİ NE KADAR ÇİRKİNDİR. Yüzsüzlüğü, hayasızlığı ele alan hain, kendi şerefini düşündü de kaldı ki başkasının şerefini düşünecek. Güneş kadar aydınlık ve nurlu bu vatandan, yarasa misali bu hainler hoşlanmasa da güzel güneş ve nur herhalde kıymetinden bir şey kaybetmez. Geceleri itlerin ulumasına ayın hiç aldırış ettiği var mı? Yoluna, nasıl güzel devam ediyor.
Sayın Okurlar;
HAİN, BERHUDAR OLMAZ, AHAR BERDAR OLUR. ÖZETLE; HALKIN DEYİMİ İLE GEVURDAN, HAİNDEN, ZALİMDEN VEFA, ZEHİRDEN ŞİFA OLMAZ. Öte yandan, bu hain ve düşman tayfasına, her nasıl oluyorsa, düşmanın eşeği, düşmanın döşeği kıymetli oluyor. Dedik ya; hem hain, hem düşman. Böyle satılmışlar, bizim evde yalanır, Kirkor’un bağında ürerler ve ulurlar. Buğdayların yanın da acı otlar da olur, onlar da sulanır. Ne diyelim. Bilinmelidir ki NAMUSU AKIL, DİNİ NAKİL KORUR. Namertler, her zaman kendi kısmetlerini de tepmişlerdir. Bu hain, zalim ve şer tayfasına bir imkân tanırsa, en küçük bir fırsatta seni, beni, vatanı satmayı bırak, kendini bile satar. Böyle adilere, kalkıp ta nasihat etmek kürenin üstünde bilye durdurmaya benzer. HAYASIZDA İNSAF, İNSAFSIZ DA HAYA OLMAZ DİYE BOŞUNA LAF ETMEMİŞLER. Bunların vatana olan sevgileri ayının kinine benzer. SEVGİLERİ KİN, KİNLERİ SEVGİDİR. Mikrobu seyretmeye devam edersen çoğalır, tehlikesi de artar. En kısa zaman da çaresine bakılır.
KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME
( kararı siz verin )
MÜZİK – GÜRÜLTÜ
Efendim;
Müzik, kısaca, ruha ve gönüllere hitap eden, tertipli, düzenli sesdir. Bu güzel seslerin, alan içerisindeki frekansları da bellidir. Normal bir kulak için, gerek vasıtada, gerek odada, gerekse açık alanlar da müziği sonuna kadar açıp, kulağı tahriş etmenin ne anlamı var? Normal olarak, matematik bir ifade ile (56-7556) arasındaki titreşimler insan kulağını rahatsız etmez. Bunu, ziyadesiyle, yani müziği aşırı bir şekilde açıp ta dinlemek lüzumunu gören bir kulakta, elbette ki bir arıza vardır. Açık alanda müzik yapıyorum diye yeri göğü inletmenin ve bazı kulakları rahatsız etmenin ne anlamı var? Kaldı ki bu müziklerin çoğuna, bizim halkımız yabancıdır. MÜZİĞİN ADI NE ZAMANDAR BERİ GÜRÜLTÜ OLDU?






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!