
Kemal Bilsel Sarısözen
kbsarisozen@boluekspres.com
Sayın Okurlar;
Bir nebze, siyaseti bir yana bırakalım. Herkeste bilir ki. Tenkit etmek kolaydır. Ancak, yapmak zordur derler. Örneğin; zamanında, zeminin de dikkatte almayacağım, düşünemeyeceğim, bu arada bazı zafiyetler göstereceğim, özellikle, sebepleri tedavi etmeyeceğim, daha sonra sonuçlara bakıp, dilime de nokta virgül koymadan devamlı konuşacağım ve tenkit edeceğim. Bu konular ortaya çıkarken, daha evvel akıllar neredeydi? Pek tabi bir gün bir Mallo Kasım çıkar, elbette ki bazı sorular sorar.
Sayın Okurlar;
Genelde, başarı merdivenlerine tırmanmak öyle, elleri cebinde yürümekle olmaz. ZAFER İRADEDEDİR. TERAZİ TARTIYLA, HER ŞEY VAKİT İLE KAİMDİR. Topuğumuza yetişemeyen dereye küçümsersek, zaman gelir boyumuzu aşar. ÜLFET, KUVVET BULUNCA, KÜLFETTE ARADAN KALKAR. ÜSTADLARIN DUASINI ALMAYAN, NASİHATLARINI DA DİNLEMEYEN BERHUDAR OLAMAZLAR. Önce düşünelim, sonra söyleyelim. Yani, Safiye’yi, kafiyeyi bırakalım da evvela işin sonunu görelim. Zaman, dönüş olmayan bir nehirdir. Nitekim, namaz, kazaya bırakılır ama fırsat kazaya bırakılmaz. Bundan böyle (gözlerimi kaparım, vazife mi yaparım) düşüncesi, şimşeğin göz yalamasından farksızdır. İşini bilmeyen kasabın da MASAT elinde kalır. Çok sözler, boş sözlerdir. Ne diyelim? Aziz aklı zamanın da kullanamazsam, sonuç için, laf ebeliği başlayacaktır. İşin özüne gelelim. Meselelerin başında, güzel, doğru, ilkeli, tecrübelere bağlı kalarak düşünmüş olsaydım, elbette ki mühür bende olurdu. Her iş bittikten sonra konuşmaya devam edelim, Allah aşkına ne değişecek? Geçti Borun pazarı, sür eşeği Niğde ye. Hayırlısını dilemekten başka, elimizden ne gelir? Tilkinin kurnaz ve öğücü sözlerine inanan karga, sesinin gerçekten güzel olduğuna bakar, ötmeye başlarsa peyniri de tilkiye kaptırır. BIRAKALIM KURU SIKI LAFLAERI. BİLİNMELİDİR Kİ EVVELA SONUÇ DEĞİL, SEBEP TEDAVİ EDİLİR. Tesiri, etkisi olmayan bir söz, suya yazılan yazıya benzer. KONUŞ DUR. Sonuç? El elde, baş başta. Özetle; dünyada, başarı kazanmanın iki yolu vardır. Bunlardan birincisi, kendine güvenen ve müsbeti düşünebilen aziz akıldan yararlanmak, bir diğeri de başkalarının akılsızlığından faydalanmaktadır. Ben şahsen böyle düşünüyorum. Sayın okurlarım nasıl düşünür bilemem.
KÖŞEMDN BİR GÜNCELLEME
( kararı siz verin )
LAF OLA
Efendim;
İktidarı muhalefeti, her ne hikmetse, her daim tenkit, her daim itham ve bolca laflarla kulvarların da koşmaya devam ediyorlar. Hepsine de hayırlı başarılar dilerim. Uzlaşmaya gelince, hemen hemen yok denecek kadar az. Sadece ben haklıyım, hayır, sen değil ben haklıyım. Neyi değiştirecek? Görüyoruz, okuyoruz, seyrediyoruz. Şehitler geliyor, kanlı gözyaşları, üzüntü ve sıkıntılar bitmek bilmiyor. Şimdi gelelim öze; sadece LAFLARLA dükkân açılmıyor. İş bitmiyor, karın doymuyor, menzil alınmıyor, peynir gemisi yürümüyor, pilav pişmiyor, borç ödenmiyor, değirmen dönmüyor, ağızlar da aşınmıyor. GEÇMİŞ YAĞMURA DAHA SONRA KEPENEK ALMANIN NE FAYDASI OLACAK.
Ne çıkar, öğrenmişsin, mesahası pi diye
Geçti Borun pazarı, sür eşeği Niğdeye
( Namdar Rahmi Karatay)
Girmeden evvel çıkmayı düşünsek daha iyi olmaz mı?






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!