• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

USTANIN ÜST TARAFINDA DÜKKÂN TUTULMAZ

21.05.2008 00:16:37

   Sayın okurlar;

   Dünya?da, bir işi ehline teslim etmek kadar güzel bir şey yoktur. Ustanın çekici, daima bin altın olmuştur. Usta, ayrıca, hırsıza hayduta, hayatı boyunca kapı ve baca da olmamıştır. Dolayısıyla (ustasına rahmet sözü de buradan gelir.)

   Mesleğin konusu ne olursa olsun, ustasına verilmesinde büyük isabet vardır. Vermeyince ne olur? Ne olacak? Rezil rüsva olur gider. Konu bu kadar basit.

   İşte dünyamız, işte insanlar, işte olaylar. İş hayatımız çok çeşitlidir. Ticaret, siyaset, sanat, kültürel hareketler vs? dikkat edilirse branşların da ehli olmayanlar, nasıl dökülüyorlar. Yirmi beş kuruşluk gazeteyi okumaktan aciz, neredeyse SOKRAT?I sollayacak, ayrıca, yetmiyormuş gibi, bildiğinde de ısrara devam ediyor. Burada (okurla, bakarı) birbirine katmamak gerekir. Öte yandan, işi veren vermiş, alan da almış. Bu nedenle laf cambazları, şekil insanları çok cüretkâr olurlar. Acemi çaylağın uçması bellidir. Acemi nalbantta gâh nalına, gâh mıhına vurur. Bu tür insanların SENİ BENİ OLMAZ.

   Hiç demeyiz ki cihan, bize nispetle, çok geniş ve büyükse de HAKKIN huzurunda zerre bile değildir.

   Sayın okurlar;

   BİLİYORUM kelimesi gerçekten çok büyük bir kelimedir. Ben şahsen bu kelimeden çok korkarım. Hizmet yıllarım içerisinde yönetim kademesinde de çok bulundum. Ayrıca, kırk yıldır musikinin içerisindeyim ama hala denizin ortasında bir saman çöpü gibiyim. Şimdi musikiye gelmişken şu noktayı da ifade edeyim. İddiası olmayan, kendisine göre müzik yapanları ben çok severim. Ayrıca dinlemekten de zevk duyarım. Ancak, iddiasını ısrarla sürdürüp de, sol anahtarına kapı anahtarı diyen, saniyen, müzik değil gürültü yapan müzik simsarlarını hiç sevmem. Yine o kanaatteyim ki, Dünya?nın en tehlikeli insanları, BİLMEDİĞİNİ BİLMEYEN İNSANDIR. Bu noktayı bilse zaten öğrenecek.

   Nakış nakış iken, nakkaşın önünde ana karnındaki çocuk gibi acizim der. Yine bu nedenledir ki ( Nebiler ahireti cahiller dünyayı tercih etmişlerdir.) Manasını, maksadını, muradını, sıfatını velhasıl kendini bilenlerle oturup kalkanlar, Tanrı?nın huzurunda ( er kişi) sayılmışlardır. Bilenlerin eseri daima makbul şeyler olmuştur. Bilmeyenlere gelince, bunların hâsılatının tamamı, zulüm ve lanetten öteye gitmemiştir.

   Sayın okurlar;

   Bu işler, ense kulak yerindeyle olmuyor. Bazen öyle laflar duyuyoruz ki neredeyse Türkçeden Türkçeye tercümesi gerekecek. Meyveli bir ağacın gölgesi olmadıkça, bu ağacın gölgesinde ne uyulur ne de uykuya meyledilir. Danışmak, sormak bilenlerin, ehil insanların, ustaların işidir. Bunun için AKIL AKLIN SIRDAŞIDIR. Sineğin gözünde bir bardak su denizdir, deryadır. NİYE? Çünkü petek göz böyle görüyor. Bu sinek vızıldamayı, ısırmayı, mide bulandırmayı bir yana bırakıp, cüssesini de düşünseydi. Belki, talih onu Hüma kuşu ile birlikte uçurur, Hüma gibi kutlu kılardı. Gücü ve kuvveti zayıf olan dananın boyunduruğu çekmesi mümkün değildir. Ne demişler; ON KURUŞ FAZLA VER, İŞİ EHLİNE VER.
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: