Ekrem Çetinkaya [email protected]

FIŞKIRAN TARİH, TOPLANAN TRAFİK

25.05.2012 00:21:10

Sene kaçtı bilmiyorum. Çocuklukla ergenlik arası olsa gerek. Beynimiz henüz cinsel organımızla yer değiştirmemiş. Maceracı ruh hala bünyede ziyadesiyle mevcut.

Bugün Belediye binasının arkasında, yine belediye tarafından kullanılan, Fırkaya yaslanmış binanın son katındaki, bir zamanlar dershane olarak da kullanılmış olan katın arka kapısının karşısında, bizlerin mağara dediği bir oyuk vardı. Fırka tepesine doğru uzandığı varsayılırdı. Çocuk cesareti ile; çabuk bitmesin diye diğerlerinden uzun olan kırmızı dipli mumlarla bu oyuğun içine girerdik. Ne bulacaksak?

Mesafeler metreyle ölçülmedi, o günkü bir adımım kaç metre gelirdi bilmem, bir kısmında da dizlerimizin üstünde olduğumuzdan tam da kestiremem ama yaklaşık 50 adım sonra bu mağara sağa ve sola ayrılırdı. Yaklaşık 5 adım kadar sonra, yaklaşık 2.5 m yüksekliğe ama ortasından kırılarak < şeklinde bir kesitte hafif yan durarak yürürdük. Benim Yusuf ile münasebetim fazla olduğundan soldaki yoldan hiç gitmedim. Gittim diyenlerden de sonunu anlatan olmadı.

Sağdaki yolun sonunda, bir zamanlar banyo olarak kullanılan aliminyum leğenler üst üste dizili şekilde dururdu. Muhtemelen yukarı çarşıda bir dükkanın deposuna çıkardı. Hiç soruşturmadık. Kulaktan kulağa, mum islerinden rahatsız olduğunu duyardık. Kim olduğunu, nerde olduğunu hiç bilmedim.

Bu mağaradan son çıkışımızda, bir ekskavatör kapı ağzında bizi bekliyordu. Mağaranın girişi kapatılacaktı sanırım. Belki de ölümden dönmüştük.

Çarşamba günü, işte bu mağaranın olduğu tepenin bu kez üstünde bir kahvaltı vardı. Bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar, köşe yazarları ordaydı. Belediye başkanımız hissi hareket ettiği gerekçesi ile özür dilese de üslup yine ağırdı. Şimdi üsluba girip polemik yapmak istemem.

İşte buradaki tarih bu diyordu. Birkaç tane mezar, birkaç tane duvar, yakın dönemde döşenmiş olduğu anlaşılan büzler vesaire. Baktığınızda tarih bunun neresinde diyebilirsiniz. Ben de kendi kendime dedim açıkçası.

Kazılar esnasında bölgeden geçerken, yukarıda anlattığım mağarayı ortaya çıkarıp çıkarmadıklarını sordum. Kimsenin bundan haberi yok gibiydi. Belki de yoktu.

Bu zemin son katmanmış. Daha aşağıda bir şey çıkması mümkün değilmiş. Birileri buranın böyle kalmasını istiyormuş. İyi ama heykel nerde?

Şimdi proje revize edilip, buraya katlı otopark gündemde… Katlı otoparklara karşı değiliz. Ancak katlı otoparklar tek başına parsel bazında düşünülerek hazırlanabilecek projeler değildir. Şehrin tüm trafiği en azından bölgesel olarak incelenmeli ve proje buna göre hazırlanmalıdır. Aslında böyle bir proje de var. Ve belki Bolu için yapılmış en önemli projedir. Keşke burada düşünülen otopark, bu planla çelişmese. Karşı çıkarken alternatif üretmemekle suçlanıyorsak, muhtaç olduğumuz alternatif, belediyenin ulaşım master planında mevcut. O projenin amacı farklı bir şey değil. O ayrı bu ayrı bir proje değildir. 1500 aracın bir otoparka girişi çıkışı düşünülmelidir. Ankara’da Samsun-Konya yolu kenarındaki alışveriş merkezine gitmeyen varsa bir gitsin görsün. Özellikle cumartesi günleri otopark girişindeki tıkanmayı, yolun kalan 4 şeritlik kısmına zaman zaman nasıl taştığını etüt etsin. Sonra da fırkaya yapılacak otopark ve otoparka ulaşan yollara göre bir ölçekleyiversin.

Sevelim sevilelim, sevmiyorsak da sonuna kadar dinleyelim…

Afiyetle…

Not: İş yoğunluğu sebebiyle biraz ara verdik, okurlarımızdan özür dileriz.

Haftanın Anketi;

Seçim kazanmak için ne yapılır?

a) Rakip karalanır, tutmadığı sözler hatırlatılır, aday olunur

b) Kendinden başka kimsenin aday olmaması istenir, aday olunur

c) Gönül kayar, çevre ister, aday olunur

d) Aday olunur

YORUMLAR (Toplam 1 yorum)

ercan ozdemir (30.05.2012 14:22:35)

Mağraları çok iyi bilirim Ekremciğim. Bence tarihimizi taramaya devam etmeliyiz düşüncesindeyim çünki boluya ziyarete gelen insanların merkezde bir (AT)TAN başka foto çektirecek ne var sence.