
Kemal Bilsel Sarısözen
kbsarisozen@boluekspres.com
Sayın okurlar;
Müzik evrenseldir. Her milletin, kendine has bir musikisi vardır. Bu musikiye, ülkenin tarihi seyri içerisinde, beşeri münasebetleri, kültürü, sanatı, eğitimi ve daha birçok konuları etki etmiştir. Konu, müzik eğitimi olunca, pek tabi bilimselliği de ortaya çıkar. Bu tamamen, farklı bir konudur.
Bilinmelidir ki; müziğin dört ana konusu varken, diğerleri teferruattır. Bunlar, apresiasyon potasında, çalmak, söylemek, eser meydana getirmek ve dinlemektir. Bu özet bilgilerden sonra, gelelim müzikteki bazı özenti bozmalarına
Sayın Okurlar;
Düşünebiliyor musunuz? Bir insan, Türk asılı, Türk kültürü ve sanatı içerisinde yetişmiş, örf adet ve törelerini de öğrenmiş. Gel gelelim, Türk müziğine karşı bir alerjisi var. Bir müzik sevilmeyebilir. Ama kendi milletinin tarihine, kültürüne, musikisine, saygı duymaz mı? Yani bunlara göre, varsa da yoksa da batı. Burada, dikkat edilirse, kendisini musikide uluslar sosyetesinde görebilmenin kompleksi ve özentiliği var. Yani, eline gitarı aldığı zaman, Batılı, eğitimli, sosyetik, bağlamayı taşıyana; eşkıya düşüncesi. Buradaki adiliği, basitliği, seviyesizliği, düşünebiliyor musunuz? Hiç kimse, senin çalgına, sesine, bir şey söylüyor mu? Kaldı ki, ben şahsen, bu türden ahkâm kesen, müzik simsarlarının, ne çaldıklarını dahi bilmiyorum. Ortada yoklar. Bilinmelidir ki, müziğin, eğitimi ve öğretimi, çağdaşlığı ayrı şey, kendi milletinin kültürüne, sanatına, musikisine saygı duymak daha farklı şeydir. Gelelim genel görüşlerimize: Hırslı, tek taraflı, şartlı, bencil bir kimseye, dünya dolusu hazine ve mal verilse yine doymaz. Bilmediğini bilmeyen, arızalı kafadan, asil davranışlı bir düşünceye nerede rastlanmıştır? HALININ TOZU, DELİNİN SÖZÜ BİTMEZ. Kargalar kalkarda, bülbülle yarışmak isterse, işte o zaman, kalbinin karalığı, yüzüne de, sesine de vurur. Böylece daha fazla kararır. Kendini tanımayan, Hâşâ, yaratanını tanır mı? Arifler, gönül ve kalp insanları, kişiyi tek bir sözünden tanır, yani bir bakışta, yüz âlemi seyreder. İnsanoğlunun hayvandan ayıran unsurlar AZİZ AKIL, DÜŞÜNEBİLME, İMAR VE İMAL EDEBİLME, KONUŞABİLME SANATI VE DE UTANMASIDIR. Ayağında pantolonu yokken, kaba yele karşı duran biçare, zaten gafletin içindedir. Kendi başını bağlayamayan zavallı (gelin başı bağlıyorum derse, buna çok gülerler) Örneğin, Batı bir yerde kalsa, kaz dediğimiz hayvanın tüyünü saçına moda diye taksa, buna özenti duyan ve moda kabul eden bir insana ne denir? Özetle, kendini bilmeyeceksin, tarihini, ulusunu, sanatını, kültürünü, musikisini bilmeyeceksin, üstelik beğenene de kızacaksın, daha sonra bende bu ülkenin vatandaşıyım diyeceksin. SEVSİNLER SENİ. Böyle bir arıza dolu kafa, başkalarının ayıplarıyla uğraşana kadar, kendi ayıplarıyla uğraşsa daha faziletli olmaz mı? Anasını, babasını, ecdadını, kültürünü küçük gören, küçük bir beyin, sistemin ve olayların adamı zaten olamaz. Cenabı hak bir insanı bildiğinden ve inandığından geri koymasın.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!