
Kemal Bilsel Sarısözen
kbsarisozen@boluekspres.com
Sayın okurlar;
Hani derler ya (İNSANLAR, KIYAFETLERİNE GÖRE KARŞIANIR, FİKİRLERİNE GÖRE YOLCU EDİLİRLER) Kıyafet mevzuu, bir başka anlamda, insanların şartlarına uygun giyim ve kuşamıdır. Bu da yöreye, örf adet ve törelere, eğitime, saniyen, zevk ve moda anlayışına göre değişiklikler gösterebilir. Biz, pek tabi, kimsenin zevkine, kuşamına karışacak birisi değiliz. Ancak, her yaşın, her başın, az veya çok bir giyimi kuşamı olacaktır. (Zamanımızda, bil hassa bazı gençlerin, hızmalı, çakmalı, boyalı, öte yandan (pantolonu düşük aleme gülüşük) hali ne kadar düşündürücü. Hele bu gençler birde, öğrenci olursa.) Dikkat ederseniz, ağır yongaları, yel kaldırmaz, asiller azmaz, balda kokmaz. Netice itibariyle, her ağaç kendi meyvesini verecektir. Bırakalım bunları da öze gelelim.
Sayın okurlar;
Sevgi oldukça sitemde olacaktır. Biz, sadece görünenlere hükmederiz, ancak sırları yüce Allah bilir. Dünyamızda, her geri zekalı, arıza dolu kafalar, akşamdan sonra daha da çok azarlarmış. Bunlarda, müspet bir düşünce olmadığı için, (anlamak, dinlemek gibi) onurlu kelimeler zaten semtlerine uğramamıştır. Bugüne kadar kötü, iyisini bilseydi, iyisini söylerdi ve de iyisini yapardı. Burada en önemli konu, bunların gelecekteki kuşaklara, ne dereceye kadar iyi veya kötü örnek olacaklarıdır. Üzüm üzüme baka baka kararır. ANA KONUMUZ BU. Bilinmelidir ki herkesin, çoluğu çocuğu var. Yeni yetişecek olan bu gençlerin, iyi şeylere layık olmaları icap ederken, kötü örnekleri niye görsünler? Soytarılara, divanelere, serserilere, yasak olmazmış.
SOYDUR ÇEKER, HUYDUR GEÇER. ASLANLA GEZENLER TAŞA, İTLE, ÇAKALLA GEZENLER İSE LEŞE KONARLAR. HER KIZ EVDE TANINIR, HER İPEKTE TEZGÂHINDA BELLİ OLUR. NE OLDUĞU BELİRSİZ İNSANLAR, GÜÇLÜ OLUNCA, HER NEDENSE HAKLI SUÇLU OLUYOR.
Ne olduğu belirsiz bu insanlara, öğüt ne zaman fayda vermiş ki, bundan sonra fayda versin. Dedik ya, aklı ihtirasının bir karış yukarısında. Asılsız her söz, sahibine yüz karası gelir. Hanım efendilik, bey efendilik, elbette ki, bir asalet, bir maya, bir cibilliyet meselesidir. Azgın itlerle uğraşanlar, neticede onun muhatap alırlar. Kendi başına buyruk, sadece, iki kanat bir kuyruktur. Kendi parmağı ile kendini ölçemeyen zavallı, eli nasıl ölçecek? Kılığını, kıyafetini, fikirlerini basitleştirenler, köpeklerin ve farelerin ziyaretçisi olur.
İLLER İÇİNDE, BU MESEL SÖYLENİR
AKILLI, EDEPSİZDEN EDEP ÖĞRENİR.
Bİ-EDEPTEN EYLE DOSTUM, TAHSİL-İ EDEP
( Hıfzi )






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!