OLGUN VE ÇİĞ BAŞAKLAR

19.10.2011 00:10:56

Sayın Okurlar;

Her insanın bir düşüncesi olacaktır. Aklımız fikrimiz Allah’a emanet ola. Dün olduğu gibi, bugünde hiç kimse birilerine akıl hocalığı yapmaya kalkmasın. Geçen yazılarımda da ifade etmiştim. Herkes, kendi ayıbıyla meşgul olursa, başkalarının ayıbını aramaya zaman bulamazlar. Bu nedenle, kalbimiz de Yüce Allahın iki parmağı arasındadır. Benim bu köşe yazılarımda ki yorumlar, sadece ve sadece, konularımı, sayın okurlarımla paylaşmaktır. Nitekim, her koyun ve her keçi kendi bacağından asılır.

Sayın okurlar;

Hayatımızın her devresin de her konumun da örneğin; Siyasette, Ticarette, Sanayide, Eğitimde, Öğretimde öte yandan, Sivilinde veya resmiyetinde az veya çok, güzel olaylara rastladığımız gibi, çok üzücü ve nahoş olaylara da şahit oluyoruz. Bütün bunları, birilerinin yapmış olması önemli değil. Önemli olan, sonuçlarının, topluma, insanlara ne dereceye kadar zararlı veya faydalı olup olmaması meselesidir. Bütün bunların yanında, unutmayalım ki birde hayata yeni atılan gençlerimiz var. GÜZELLİKLER DİYARINA GİTMEK VARKEN ÇİRKİNLİKLER DİYARINA GİTMENİN NE ÂLEMİ VAR? Örneğin; güzeller güzel örnek olur. Çirkinleriyle işimiz yok.

Sayın Okurlar;

Şimdi, güzellikleri ve ümitler diyarını, bir tarafa bırakalım. Örneğin; birilerini düşününki, haleti ruhiyesi bozulmuş, şuur altından hareketler yapıyor, dengesizlikleri, seviyesizlikleri konuşmalarındaki üslubu, ayyuka çıkmış, kompleksler, kaprisler her yanını sarmış. Birde bu arızaların tamiri mümkün değilse, yani eski deyimle DUMURA uğramışsa, işte o zaman ayıkla pirincin taşını.

Sayın Okurlar;

Bir genç düşünün. Okuduğuna ve irfan sahibi inandığı, böylece, sokakta gördüğü birisine “Günaydın” diyor, yol soruyor, bilgi soruyor. Verilen cevap “BANA NE!”. Şu cevabı düşünebiliyor musunuz? Böyle bir adama, EFENDİLİĞİ, İNSANLIĞI, ASALETİ, BUZ BALTASIYLA BEYNİNE ÇAKSAN, BU SAKAT KAFA, BUNLARIN HEPSİNİ BİR IKILAMADA GERİ ÇIKARACAKTIR. İşte yazımızın başındaki olgun başaklara geldik. KELLELER DOLU OLURSA, KÖKÜNDEN SAPINA KADAR BAŞAK, ALTIN GİBİ PARLIYOR. Birde, gübresiz, tarlası, toprağı verimsiz, susuz, çorak, kurak yerlerdeki ekinlere bakın. Kelleleri hem çok uzundurlar, hem de kelleleri diktir. NİYE? Niyesi miyesimi var? Yani, şimdi kalkıpta Türkçeden Türkçeye tercüme yapmanın bir anlamımı var? Hepsi iki kelime, KELLELER BOŞ. Yani altın başak değil. Bütün bunların yanında ASALETİ, FAZİLETİ, KÜLTÜRÜ, DÜŞÜNCESİ, KONUŞMASI VELHASIL TÜM BEŞERİ MÜNASEBETLERİ KENDİLERİNE ASALETEN ALAN, BÜTÜN BUNLARI KENDİSİNE EN GÜZEL, EN DOĞRU, EN İYİ ŞEKİLDE UYGULAYAN OLGUN VE DOLGUN BAŞAK MİSALİ İNSANLAR. Yani bir taraftan boş başaklar, diğer tarafta olgun ve dolgun başaklar. İnsanoğlu işte bunun içindir ki güzellikler diyarında kolay kolay iz bırakanlar sınıfına giremiyor. Bu güzelliklere sahip olanlara NE MUTLU. Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır.