
Kemal Bilsel Sarısözen
kbsarisozen@boluekspres.com
Sayın okurlar;
Türk milletinin, milli ve manevi değerleri, dünya milletlerinin, milli ve manevi değerlerinin rengini değiştirecek kadar, hem engindir hem de zengindir. Bunlardan ikisi de, Türk Halk Müziği ve Türk Halk Edebiyatımızdır. Halkın sesini, sözünü, sazını, yasını, neşesini, velhasıl her güzel yaşantısını, bize en doğal ve en doğru biçimde yansıtırlar. Karadeniz’de bir horon, Egede bir zeybek, Doğu Anadolu da bir halay, Güneydoğuda, Akdeniz’de, Marmara’da geleneksel bir halk ezgis,i ruhlara ve gönüllere, bir başka ferahlık ve letafet verir. Ancak, bu güzel ezgiler hem müzik bildiğini iddia edip hem de akıllara geldiği gibi söylenip ve çalınırsa, hiç şüphe olmasın ki o âşıklarımızın ve ozanlarımızın kemikleri sızlar. Çağdaş müzikte olsa, bilimselliğini ortaya koymak lazımdır. Yani çağdaşlık veya medeni olmak ayrı şey, özenti bozmalığı, soytarılık ayrı şeydir. Bütün bunlar, meselenin özünü bilmekle olur. Bir nebze bunları geçelim. Küçük beyinlerin, büyük gururları olur ve bütün büyük yanlışlıkların altında da gurur yatar. Yani, hem özenti hem desinlere bir gitme, yetmiyormuş gibi yaptığı işle de gururlanma… Her güzel bilgi, aşkın ve zekânın anasıdır. HER AKLA GELEN YAPILMAZ, HER BİLİNEN SÖYLENMEZ AMA HER SÖYLENEN DAİMA BİLİNİR. Bir meseleyi, bütün yönleriyle bilmek insanları alçak gönüllü yapar. Örneğin; karga kendini yırtsa, sesi de, yiyeceği şekeri de bellidir. Şakıyan, bir avuç içi kadar bülbülün, bu gürültülü kuşla ne işi olacak?
Sayın Okurlar;
Kabiliyetsizi, şuursuzu, şovmeni, özenti bozmasını, soytarıyı eğitmek, kubbede bir bil yayı, misketi durdurmak gibi bir şeydir. Müzikte ses, gönüllere ve ruhlara etki ediyorsa müziktir. Halk müziğinin içindeki o ruhu, o geleneksel kültürü, ortaya çıkıp da ne olduğu belirsiz, uydurukça potasına sokarsak, o güzel ezgiler, o seslerden, o sazlardan ve o kişilerden utanır. İnsan dediğin, evvela oturmasını, kalmasını bilir. Bilemiyorum ama bir gençlik aşkı da olsa, palyaço kıyafette at hırsızları gibi gösteriş budalalığına girmek, seviyeli bir sanatçının işi değildir. MAKSADINI, MODASINI VE EDEBİNİ AŞAN MAKYAJ, İNSANI ŞEBEK YAPAR. Ne diyelim ”ARSIZ GÜÇLÜ OLUNCA HAKLISI SUÇLU OLRMUŞ.” YİNE BİLİNMELİDİR Kİ KABENİN ÖRTÜSÜ, İPEK BÖCEĞİNİN HATIRI İÇİN KIYMETLENMEZ. KABEDE OLDUĞU İÇİN KIYMETLİDİR. Bir insan, aslını, özünü bilmeden, öğrenmeden ve bunlara kıymet vermeden başka şeylere kalkıyorsa, bir gün birileri çıkar (İslam’ın şartı beş ise altıncısı haddini bilmektir) der. Bunun için, her kütüğün başına karınca birikmez.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!