
Kemal Bilsel Sarısözen
kbsarisozen@boluekspres.com
Sayın Okurlar;
Eskiden, bu tür kavramlara (deruhte-i mesuliyet) denilirdi. Bu, genel anlamda insanların sorumluluk duygusu anlamında kullanılmıştır. Tüm insanların bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk iş hayatına, hizmet alanına, görevdeki yeri bakımından değişik şekillerde sınırlanabilir. Önemli olan (görev, dikkat, sorumluluk ve yetkinin) zamanında yerinde ve hukukun içerisinde dikkatle uygulanmasıdır. Bizim de, zaman zaman ihmalimiz, kusurlarımız olmuştur. Rahmetli İsmet İnönü bu konuda (ben de çok hata yaptım ama aynı hatayı 2 defa yapmadım sözü gerçekten çok güzel.)
Sayın Okurlar;
Her nasıl oluyorsa, bazı zamanlarda insanlar göreve gelirken, çok yorulurlar, çok emek çekerler. Hatta gitmedik ve çalmadık kapı bırakmazlar ama göreve geçtikten sonra da bir de bakıyoruz, mütevaziliği, saygınlığı bir tarafa bırakmış, beşeri ilişkilerinde bir hırçınlıktır tutturmuş gidiyor. İşte asıl düşünce burada başlıyor. Sevilmek, sayılmak, hoşgörü, hürmet, nezaket kuralları varken, yukarı perdelerden konuşarak, hiçte yakışmayan beyan ve tavırlara kalkışmak, herhalde asalet sahibinin yapacağı şey değildir. Beşer şaşar, düşen kalkar. Kara taşlardan su damla damla akar. İlerde birikir, bir büyük göl olur, böylece arayan hakkını en sonunda bulur. Aslında, koltuğuna, makamına, ünvanına, sıfatına, layığı ile bilerek, hakkıyla gelmiş, bundan böyle görevine merdiven merdiven çıkmış kimselerden, böyle sakil, vasıfsız, ne olduğu belirsiz, tavır ve beyanlar görülmüyor. Bunun içindir ki, insanlar hangi makamın adamı olurlarsa olsunlar, gerçek odur ki evvela insan olduğumuz unutulmaması gerekir. Yetkisiyle donanmış, sorumluluğuyla mütenasip, hareketleriyle kontrollü ve asalaten yetişmiş, görmüş kimselerden bu tür çirkin hareketlerin görülmesi mümkün değil. Genel anlamda, (mazisi, hizmeti, liyakatı, kariyeri belli olmayanlar nasıl oluyorsa bir anda bakıyorsunuz hırçınlaşabiliyorlar.) BUNDAN BÖYLE, İNSAN OLMAYANIN ELİNE, BİR MAL, BİR MÜLK, BİR SALTANAT GEÇERSE EVVELA KENDİ REZİLLİĞİNİ ORTAYA KORMUŞ. KARNI AÇ İKEN, KARNI GURULDARKEN, BAŞINA NERGİS BAĞLAYAN KİMSE, ELBETTE Kİ ŞIMARACAKTIR. Olgun başakların boyunları eğiktir. Ağır yongaları, yel kaldırmaz. Asıl azmaz, bal kokmaz. Dikkat ederseniz (NAR AĞACI EVLADINI YANİ MEYVASINI BAŞINA TAC EDER. KOLAY KOLAY SÖKÜP ALAMAZSINIZ. ANCAK DUT AĞACINA, BİR TEKME VURDUN MU, YAĞMUR GİBİ BEŞYÜZÜ BİRDEN AŞAĞI İNER. ÇÜNKÜ DALINA PAMUK İPLİĞİYLE BAĞLANMIŞTIR. İŞTE BUNUN İÇİN, İNSAN HAYATINDA GÖREV, SORUMLULUK, YETKİ KAVRAMLARI ÇOK ÖNEMLİDİR. ESKİDEN, BİRİLERİMİZ AZ VEYA ÇOK BU DERSLERDEN İKMALE KALIYORDUK, ŞİMDİ SINIFTA KALIYORUZ. Bir insana, hatırlatmayla, ikazla, ihtarla iş yaptırılıyorsa, o adamdan uzak olan Allah’a yakın olur. Sivas’ın güzel bir sözü vardır. GARDAŞ; USTALARIN ÜST TARAFINDA DÜKKÂN TUTULMAZ.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!