AÇIKLIK-SICAKLIK HİLE-UTANMAZLIK
11.08.2010 00:16:38
Sayın
Okurlar;İnsan olarak yaratılmanın, en önemli üç büyük unsuru, bence
DÜŞÜNMESİ, KONUŞMASI VE UTANMASIDIR. Bu üç mükemmel unsurun, insanın
yaşı ile başıyla, makamıyla, saltanatıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü
insan insandır, bundan dolayı da insana düşünen insan denilmiştir.
Yani düşünmek, konuşmak, derdini, meramını anlatabilmek, mantık ve
müdrike ile insana ait olan bir özelliktir. Bunlar, dışarıdan enjekte
ile beyin merkezine verilen bir ilaç değildir. Ana konu burada,
insanın insan olma özelliğinden kaynaklanır. Örneğin ASLINDA BİLİYOR,
AMA BİLMİYORUM DİYOR. ?HALK EDEBİYATINDA BUNA TECAHÜL-Ü ARİFANE
DENİLİR? Öte yandan aslı varken, sureti ile uğraşıyor, gerçekler
varken, hakikatler ortada iken, hala bildiğini okuyor.
Sayın okurlar;
Şu nokta bir gerçektir ki, yalancılık,
yalakalık, konuşmuş olmak için konuşmak, yazı yazmış olmak için yazı
yazmak, her şeyin üstünde, şahsi menfaatlerini ön planda tutmak,
bundan böyle HAKTAN VE ADALETTEN uzaklaşmak, yine bilinmelidir ki,
insanoğlunun başına bela getirir. Kaldı ki, insanda, iki unsur
esastır, YA İSTER, YA İSTEMEZ. Yaranmak için cambazlıklara kalkmak,
gösteriş olsun diye salınmak, yukarıda ifade ettiğim gibi sadece ve
sadece, şahsi menfaatin peşinden koşmak, Tam bir avamı düşünce ve
davranıştır. Bırakalım bütün bunları da, senlik benlik davasını da
bir kenara koyalım. Evvela hakkın ve hukukun bir insanı olmaya
çalışalım. Gün gelir, devran gelir, ortada ne sen, ne de ben kalırız.
Hayatta, bu işler bu kadar ucuz değildir. Öte yandan, hiddet, şiddet
ve şehvet insanları şaşı yapmıştır ve çoğu kez doğruluktan da
ayırmıştır. İNSAN NE ZAMAN HİLE YAPTIYSA, BU HİLESİ KENDİSİNE
TUZAK OLMUŞTUR. Dolayısıyla kaza ile pençeleşirsek, kaza da bizimle
kavgaya tutuşacaktır. Bütün bunlarda ve bütün bu işlerde sen ben
meselesi olmaz. Her insan, sadece, suretlerin insanı olsaydı,
Ahmet?le, Ebu Cehil?de eşit olurdu. DANIŞMAK, SORMAK, DİNLEMEK,
DÜŞÜNMEK, MAKULU BULMAK VE SAYGI GÖSTERMEK İNSANOĞLUNA ANLAYIŞ VE
AKIL VERMİŞTİR. BURADAN HAREKETLE AKILLILARDA PEK TABİ AKILLARIN
YARDIMCISI OLACAKTIR. Kalemim rüzgârdan, kağıdım sudan olursa, ne
yazarsam yazayım hepsi kaybolacaktır. Azgın aklın hırsı, böyle bir
aklın sarhoşluğu, şımarıklığı, taşı gevher, yünü, yeşil taşı görecek
derecede, gözün ve gönlün bağlanması görmemesine dönüştürür. Kör
değilsek, körlüğü kendimizden bileceğiz. Kendimize kötü diyebiliriz
ama, başkalarına bunu birden söyleyemeyiz. Hayvanlık duygusu ve
mertebesi insanlığa her zaman esir ve mağlup olmuştur. ÇÜNKÜ İNSAN,
DÜŞÜNEN İNSANDIR.
Ülkemizde
yaşanan olaylar, bazen öyle bir noktaya geliyor ki, neredeyse adap,
usul, erkan sıfırlanacak duruma düşüyor. Allah korusun, yarın mahşer
gününde, tek kelimeyle (bu kötülüğü yaptım mı yapmadım mı? Sorusuna
verilecek iki ciddi cevap var. Ya evet, ya hayır. Yani üçüncü bir
kelime yok. Yalan söyledin mi, kılıç şah damara iniyor. ŞU
MUHTEŞEMLİĞE BAKIN.
İşte,
yukarıdaki başlığın gerçeği ortaya çıkıyor. Güzel insanların huyu,
AÇIKLIK VE SICAKLIK, kötü insanların huyu, elbette ki, HİLE VE
UTANMAZLIK olacaktır.