KANAAT ALTINOLUKTUR
25.07.2006 00:40:17
Sayın
Okurlar;
Aşağılık her düşünce, kanaatsiz her gönül,
şerefli şeyler kazanmak istese de, onların ardında mutlaka bir hile
ve düzen vardır. Şeyhülislam Yahya Efendi (tevekküldür fakirin
kıblegağı, kanaat ise, hod oluktur diyor. Ruşen?de, bu konuda şöyle
söylüyor(Çun kanaat, kişiye adet olur, her ne etse, taat olur).
Burada taat kelimesi, ibadet anlamında
kullanılmıştır.
Sayın Okurlar;
Bir konuda veya bir kurum veya kuruluşta veya insanlarda, birden bire
kanaat oluşmaz. Zamanla, kişileri, kurumları, kuruluşları iyi tanımak
durumu vardır. İnsanoğlu, her olaya farklı farklı bakar, bundan
böyle, o konu hakkın da, birden bire kanaat sahibi olamaz. Adalet
teşkilatında, iyi bir hâkim, iyi bir savcı, iyi bir avukat, dosya
münderecatını iyi tetkik eder, olayla ilgili bilgileri, belgeleri,
kaynakları, kişileri, çok iyi inceler. Bunun içinde, konusu hakkında,
davasıyla ilgili ani kararlar vermez. Üç kuruşluk sarraflık
bilgisiyle, altını, gümüşü, anlamaya çalışan kuyumcu, bunları mihenk
taşına da sürse, yine bir şey anlamaz, BUNDAN UTANAN YİNE MİHENK TAŞI
OLUR. HER KONU, HER İŞ, DÜŞÜNÜLEREK, TAŞINILARAK, NETİCEDE ERBABINA
VERİLİR.
Sayın Okurlar;
KANAAT,
NEFSİN YULARIDIR. KANAAT SERVETTİR VE TÜKENMEZ BİR HAZİNEDİR.
Tarihte, İsa, nın eşeği, eşek iken, gönül feyzini bulup, kanaat
edince, akıllıların makamında konaklamıştır. İşte bunu içindir ki,
kanaatkâr olmayan, kani olmayan APTALA, KUDRETİ ANLATMANIN BİR
FAYDASI YOKTUR. Günümüzde, şükretmesini bilmeyen, bundan böyle,
midesi işkembeden, yüzü köseleden, düşüncesi yermek ve yemekten başka
bir şey düşünmeyen azmi aç gözlü insan var. Doymak bilmiyor. Az
tamah, çok ziyan getirir derler. İşte bunum için, kanaat nefsin
yularıdır.
Kanaat, ikna olmaktan, almamaktan, doğru
görüp doğru düşünüp, çözebilmekten hareketle yola çıkar. Kanaatkâr
olmak, böyle bir konum içinde, kendisini bulmak la olur. Sadece lafla
kanaat olmaz. Kanaat, aklını, kanaatindeki, tatbikatla görende ve
uygulayanda olur. Hayatın birçok döneminde, bir kısım insanlar (
kanaatim var demiştir ama meseleyi, mantık süzgecinden akıllı bir
şekilde geçirmediği için, yanlışa düşmüştür). Aslan, bir yerde kanaat
edip doyuyor ama, çakalların, sırtlanların, karnı gözü hiç doyuyor
mu?.
Bi-niyaz olduk kibarın, lütfü
kahrından,
Biz bu alemde, kanaat gibi devlet
bulmadık.
(BELİĞ)
Kalbin şahitliği,
işte bunun içindir ki, yüz şahitlikten daha iyidir. Aklın, esiri olan
bir kalp sevilmez. Hop oturup, hop kalkanın, laf ebelerinin,
seviyesizlerin, merdivenini tanıyamayanların, ahkâm kesenlerin, aklı
ihtirası bir karış havada olanların, nerden bakılırsa bakılsın
düşüncelerindeki kanaat?e güvenilmiyor. Zamanımızda bu tür konular,
her geçen günde biraz daha yaygınlaşıyor. CEMAL?İN, MUSHAFIN, AÇMA
RAKİBE, ÇÜNKÜ KÂFİRİN ÖNÜNDE KUR?AN YARAŞMAZ.
(Ahmet
Paşa)