SÖZÜN SERMAYESİ TUTULMAKTIR
14.06.2010 00:26:35
Sayın Okurlar;
Söz adamın mihenk?idir ve söz ağızdan
çıkar. Günümüzde, iktidarı, muhalefeti, iktisatçısı, sanayicisi,
amiri, memuru, velhasıl, sivili resmisi her kesim konuşuyor.
Konuşmak, insanoğlunun en önemli özelliklerinden birisidir. Ancak,
söylemek var söylememek var. Düşüncesiz, desteksiz, nişangâhsız ve
mantık süzgecinden geçmeyen sözlerin isabet kaydetmesi çoğu zaman
mümkün değildir. İnsanlar (YAZMAK İÇİN YAZAR, KONUŞMUŞ OLMAK İÇİN
KONUŞURLARSA,) pek tabi sonuçlarına katlanacaklardır.(dilim seni
dilim, dilim dileyim, başıma ne geldiyse senden dileyim) Aslında,
söylemekten çok, dinlemek daha yeğ?dir. Söylemekten söz uzar, emek
artar, ancak, söyleyenden çok, dinleyeninde Arif olması gerekmez
mi?
Aslını, astarını, cinsini ve
kökü bilen nohudun (kabak leblebi oldum) sözü, nohut kafaya ne kadar
yakışıyor değil mi? Burada bir başka gerçekte, söyleyenden yana
değil, dinleyenden yana yer alması halidir. Asıl önemli konu,
KONUSUNUN İNSANI OLMAK. Bir kişi, sadece soru sormakla görevli olsa
dahi, o konunun, %50?sini bilecektir. Aksi halde, öyle an gelir ki,
soru sorduğuna da pişman olur.
Sayın
okurlar;
BİLEN, GÖREN, DÜŞÜNEBİLEN,
İNANAN BİR DÜŞÜNCEDE (AĞIRLIK, OLGUNLUK, DOLGUNLUK, BEYAN, TAVIR
ASALETİNİ NASIL BELLİ EDİYOR. Netice itibari ile, bilgiden, görgüden,
tecrübeden ve de terbiyeden yoksun her kafa da bundan böyle şeklin,
şovmenliğin, satıcılığın, cıvıklığın, yalakalığın çöreklenmesi
olacaktır. ( bir serseri taş gelip, altın bir kaseyi kırsa, o altın
kase değerinden bir şey kaybetmediği gibi o serseri taşa da,
kırmasından dolayı bir değer ilave edilmez.) (Mesnevi)