KENDİNİ TANIMAYANIN BAŞARISI OLUR MU?
28.04.2010 00:15:15
Sayın
okurlar;
Herkes aklıyla bin yaşasın da,
başarı, gökten, Ali Cemali Efendi?nin zembiliyle inmez. Her başarıda,
aziz akıl, makul düşünce, yüksek insanlık, eğitim, öğretim, kültür,
inanç ve iman dünyası, saniyen, tecrübelerden ders almak başta gelen
konulardır. Sadece yatıp kalkmak, ense kulak büyütmek ve böylece
tıntın bir kafayla salınan da, başarıyı beklemek, hiç olmamış ve
olmayacak şeyi beklemek demektir. En kolayı yemek yemek o da
çiğnenmeden yutulmaz. Yolda yürümekten aciz, iki çayı getirirken
birisini yere düşüren kabiliyetsizin, başarısı olur mu? HER BAŞ DİL
İLE TARTILIR. MÜKEMMEL BAŞ DOĞRU YOLDA GİDERSE AYAK DA ONU TAKİP
EDER. ANCAK, BAŞI GÖKLERE YÜKSELSE DE KENDİNİ BİLMEYEN İNSAN, YİNE
CAHİL KALACAKTIR.
Sayın
okurlar;
Okumayan, öğrenmeyen,
düşünmeyen, tartmayan, anlamayan, sormayan sadece ve sadece Süperman
misali (GÜÇ BENDE) diyen bir kafada, başarı ne zaman görülmüş ki,
bundan sonra görülsün. Kaldı ki, bu işler, sadece okumakla, yazmakla,
diplomayla da olmuyor. Yani, iz bırakanlar sınıfına girebiliyor
muyuz, bir hünerimiz var mı? Ortada görülen bir eserden
bahsedilebiliniyor mu?
İnsanlar,
kıyafetlerine göre karşılanırlar, fikirlerine göre de yolcu
edilirlermiş. En basit ifadesiyle, evini, eşini ve işini bilen
kadının, ne dereceye kadar başarılı bir bayan olup olmadığı daha
süpürge tutmasından bellidir. Örneğin; çaldığı sazın akordunu
yapamayan, kamyonların arkasına sözüm ona, keklik resimleri yapanlar,
neredeyse büyük bestekarımız Hacı Arif beyle, büyük ressamımız Osman
Hamdi beyle aşık atacaklar. Ben bunları genel olarak anlatıyorum ve
diyorum ki, ( her kimse bilmiyor, bildiğini zannediyor, laf
ebeliğinden öteye hiçbir numarası yok, gel gör ki, başarıyı da
herkesten evvel bekliyor. Yarasa güneşe yaklaştım desin dursun. Hiç
bilmiyor ki, bu yarasa o mağaranın içinde dönüp duracak ve baş aşağı
tüneyip gidecektir.) Bekri?nin mekânı, akşam meyhane, sabah işkembeci
dükkânı olur. Beleş beyinli at hırsızı, çaldığı beleş atın, yaşı
için, dişine bakar mı? Bu işler böyle. Sen diyorsun bayram haftası, o
zannediyor mangal tahtası. Yani, laf üstüne laf, çay gelsin kahve
gitsin. ( At martini debreli Hasan, dağlar inmesin) Hiç bir şey
yapma, alın terini silme, bir eserden bahsetme, ondan sonra kalk
başarı bekle. Bu soruyu her zaman sormuşlardır. Hayatın da ne yaptın,
ne çalıştın, ne ortaya koydun? Sadece lafla pilav pişseydi, deniz
kadar yağ getirenin haddi hesabı olmazdı. Çalışanı, sabredeni,
faydalı ve verimli olanı Allah sever. (BELAYA SABRETMEDİR ÂLEMDE
HÜNER) Yani birileri çeksin zahmeti, cefayı, parazitler sürsün
sefayı. Her zaman dediğim gibi Allah çalışanların, inananların
yardımcısıdır.