BAŞ
19.03.2010 00:57:57
Sayın
okurlar;
13. yüzyıldan günümüze kadar,
BAŞ, BAŞKAN, LİDER gibi, tüm yetkileri, görevleri ve sorumlulukları
üzerinde taşıyanlar hakkında, az laf edilmemiştir. Bende köşemden
aynı konuyla ilgili bazı düşüncelerimi genel bir kapsamda ve anlamda
ifade etmeye çalışacağım.
Sayın
okurlar;
Evvela, baş ağır gerekir, kulak
ise bazen sağır olmak durumundadır. Ayrıca baş başa verilmeyince
işlerin sürüncemede kalması kaçınılmaz olmaktadır. Nitekim, baş başa
verildiği zaman, el birliği, düşünce birliği oluşunca, en ağır taşlar
dahi yerinden kaldırılır. Baş baştadır, her başta iki avuç
arasındadır. Sonunda, hüsrana uğramak istemeyen akıllı baş, hop
oturup, hop kalkmaz, ayrıca her söze iltifat etmez. En önemlisi, aziz
akıllarda, aziz düşünceler meselenin sonunu görür, başına bakmaz. Baş
büyük devlet, ayak ise büyük mihnettir. Bundan böyle her baş, dil ile
tartılmıştır. Öte yandan, baş eğmekle, baş da ağrımaz. Herkeste bilir
ki, bu baş bostanda bitmiyor. AKILLI BAŞ, BOŞ OLMAZ. Bu nedenle, her
şeye de anında baş üstüne denmez. Konumuna, anlamına göre
düşünülebilir denir. Ancak, yeri gelir, zamanı gelir uygunluğu da
gelirse, o zamanda pekala işi görülebilir. HERKESİN BİR BAŞI VARDIR.
BENİM DE BİR BAŞIM VAR. NE DERECEYE KADAR FAYDALI OLUP OLMADIĞINI
YÜCE ALLAH BİLİR. Çünkü Cenabı Hak bize şah damarımızdan daha
yakındır. Her başın bir yastığı vardır ama, gel gör ki, o yastık
başın hiçbir derdini bilmez. Bir çok başın burnu, gökleri delse,
çıksa da yine cahil kalacaktır. Önemli olan, o başın aziz akıldaki
olgun ve dolgun düşüncesidir. Başını, acemi berbere teslim eden,
cebinden pamuğu eksik etmez. Başını, dolayısıyla aklını evde unutan,
kalabalıkta kalpağını kaybedecektir. Akıllı, fikirli baş, yük
olmaktansa, yükünü kendisi taşır. Dışı kalaylı, içi alaylı baş
kaptanda olsa neticede kendisi de, tayfası da batacaktır.
Sayın okurlar;
İdare edenler ve idare edilenler
ülkesinde, her kurum ve kuruluşun mükemmel bir başı ve kurmayları
varsa, netice itibariyle bu kurum ve kuruluşlar çok faydalı ve
verimli hizmetler sunacaktır. Ancak, aklı, ihtirası bir karış
havadaki başlar, bir gün gelecek kurumunu da, kendisini de rezil
rüsva edeceklerdir. DAVULDAN GELEN ZURNAYA GİDER. ÇÜRÜK BAŞIN, ÇÜRÜK
İPİNE, ÇÜRÜK BİNANIN, ÇÜRÜK MERDİVENİNE İŞTE BUNUN İÇİN GÜVENİLMEZ.
AKILLI BAŞ YÜZ OK ATIP, YÜZÜNÜ DE BOŞA GÖNDERMEZ. PEKİ; NE YAPAR? NE
Mİ YAPAR? BİR TANE ATAR, 12?DEN VURUR.