VUR, KIR, YAK,
KAÇ.
18.12.2009 00:58:52
Sayın Okurlar;İnanır mısınız,
televizyonlardan, gazetelerden,
haberleri
itibariyle, bana şahsen öyle sıkıntı geldi ki, ruhum kararmaya
başladı. YANİ, memleketin havasını teneffüs et, toprağından,
suyundan, güneşinden azami ölçüde yararlan, ondan sonra kalk,
milletin huzurunu boz. Bunları yapanlar her kim olursa olsun, önemli
olan, halkın, neredeyse her an sıkıntılı saatler geçirmesidir. Bu,
böyle nereye kadar devam edecek? (VUR, KIR, KAÇ, YAK.) Olaylar, hemen
hemen her gün aynı boyutlarda ortaya çıkıyor. (GRUPLAR SOKAK ARASINA
KAÇTILAR, GÜVENLİK GÜÇLERİ TERÖRİSTLERİ KOVALADI.) En son haber de
bu. Buraya kadar yazdık da OLAYLAR BİTİYOR MU, BİTTİ Mİ, BİTECEK Mİ?
NE GEZER. Bizim oğlan bina okur, döner döner yine
okur.
Sayı
n Okurlar;
Zaman zaman söylemişimdir.
Yazdığım zamanlar da olmuştur. İyi doktor hastasına acımazmış.
Teşhisi doğru olan hastalığın pek tabi, tedavisi de gerçek olur.
Nifak, daima dostluğa düşmandır. Nimetler de külfete göredir. NİŞADIR
OLMADAN KALAY YAPILMAZ. Olaylar ortada, konular, planlar yakından
uzaktan herkes tarafından görülüyor. Öfke gelir, göz kararır. Öfke
geçer, gider, ama bu sefer de yüz kararır. İşte bunun için, her
akıllı insan, girmeden evvel çıkmayı düşünürmüş. (Bekle bekle, sabır
sabır, düşün düşün de ortada değişen bir şey var mı?) KASAP ET
DERDİNDE, KOYUN CAN DERDİNDE. İnsanoğlu, aynı hataya elli defa, yüz
defa düşmez ki. Çekemiyorsak, göremiyorsak, anlatamıyorsak, bu
arızanın bir nedeni olmalı. Bu kafa, bu baş herhalde bostanda
bitmiyor. Yani, arkadan düşman, yüze gelince dost olduğun zaman, bu
olaylar da böyle uzar, gider. BİR BAŞ SOĞAN, BİR BÜYÜK KAZANI
KOKUTURKEN, BİR AKILLI BAŞ DA YERİNE VE ZAMANINA GÖRE BİN TANE BAŞI
SAKLAR. Bir kere aldanışta, kabahat aldatanın olursa, iki kere
aldanışta bu kez kabahat aldananın olacaktır. (Akıllar) çobanına
minnet etmezse, pek tabi, kurdun hışmı da koyunları parçalar. Bir
insanın aklında, elinde, kalbinde, gönlünde ihtiyar ve tedbir ÂSÂSI
yoksa, ona mutlaka yön verecek bir rehber gerekecektir. Hiç kimse,
başkasının ağzıyla günah işleyemez. Aklın, iz?anın, planın, projenin
olmadığı yerlerde, kargaşa olacaktır. Olaylar belli. Sebepler ortada.
Kışkırtıcılar, hainler, gizli sıtmalar, yumuşak dikenler her an
pusuda. Acaba teşhisler mi yanlış? Eğer tabip yanlışsa, o zaman
akıllı, uzman bir tabip bulmak aklın gereğidir. Geçen yazımda da
ifade etmiştim: ?BİRİNCİ HAKARETİ KABUL ETMEK, İKİNCİYE MUTLAKA AMA
MUTLAKA DAVETİYE ÇIKARACAKTIR.? Bir gerçek de, bildiğim kadarıyla,
akıllı, fikirli, mantıklı insanın TUTUĞU YOLUN sonunu görmesidir.
Düşünmeden, mantık süzgecinden geçirmeden, ?hatırla, gönülle,
saltanatla, makamla, sıfatla? yürüyenlerin, hemen hemen her konuda,
düşünceleri isabetsiz olduğu için, bütün bunlar edep, terbiye ve
doğruluk yolundan sapacaktır. İki tane rüşvet karpuzuna tenezzül eden
kafa, yarın sana, on dönümlük bostan tarlasını bağışlayacaktır.
Dünyanın demokrasi ile idare edilen hiçbir ülkesinde, DEMOKRASİ, SANA
ON SANTİM, BANA BİR METRE OLMAZ. Bir ülkenin temel konuları arasında
EKONOMİ, ADALET, MİLLİ EĞİTİM, SAĞLIK VE SİLAHLI GÜÇLER FEVKALADE
ÖNEMLİDİR. Devletler ve ülke halkı bu mükemmel kaleyi koruyamadığı
müddetçe, yarın başı da, dişi de, midesi de ağrıyacaktır. Düşman
düşmandır.
 
;Sayın Okurlar;
Zaman bakalım neyi
gösterecek ama, gördüğüm kadarıyla bu manzaralar böyle devam ederse,
Allah korusun, ülkemiz ciddi olaylarla baş başa kalabilir. Cenabı
Hakkın lutfu ve ihsanı geniştir. Yüce Allah?ın kaldırdığını kimse
yere vuramaz ama, Ahmet?in, Mehmet?in kaldırdığını bir gün yere
vururlar. Kaldı ki, ülkemizde huzurlu olmaktan, huzursuz olan şer
güçler de az değildir. Önemli olan, yıkmak, yakmak değildir.
YAPMAKTIR.