BU GİDİŞLE
16.09.2009 00:46:15
Sayın
Okurlar;
Başta doğal afetler olmak
üzere, benzeri bir çok konularda ? SİYASİLER? bir anlamda, işin,
telafisi yolunu değil de ?SENDEN KAYNAKLANDI, BENDEN KAYNAKLADI? gibi
laflarla, kamu oyundan, bir nevi rant sağlama hesabına
kalkışıyorlar.
Sayın
Okurlar;
Boş atıp, dolu tutulmaz. Boş
çuvalda ne yazık ki ayakta durmaz. Artistik, menfaatlere dayalı her
söz, kulakları patlasa da, bunlar, davul ve içi boş fıçı gibi çok ses
çıkarır. Dolayısıyla, çok langırdar. Mesele, yaraları sarmaksa, bu
gösterişle, cilalı sözlerle, milleti usandıran ve zaman kaybettiren
işgüzar toplantılarla olmaz. Hastanın iyileşmesi, bir an evvel,
teşhise, tedaviye, özetle bakıma yöneliktir. Boş kaşık, ne sağa, ne
hastaya şifa getirir. Herkes hizmetleri nispetlerinde, menfaatleri
için çalışacaktır ama kendisinin de ?ZARARDA? bir payının olup
olmadığını iyice düşünmesi gerekir. Kuru torba, ile at tutulmaz.
Beyanlarıyla, üç beş kişiyi, kendisine çekmekten ziyade, olayın
özünü, aslını ela almak ve böylece gerçekleri göstermek beklide en
faziletli olanıdır.
Sayın
Okurlar;
Sel gelmiş, bir sürü arazi, öte
yandan yüzlerce yol, ev, araç, gereç ve de işin en üzücü tarafı kırka
yaklaşık vatandaş selde sürüklenip her şeyini kaybetmiş. Şimdi, bu
kadar can ve mal kaybı ortayken, bu kısır çekişmeler nereye kadar
sürecek? Başta siyasiler olmak üzere bu konunun uzmanları, bir
anlamda azda olsa ? BİRAZ SENDEN OLDU AMA BİRAZDA BENDEN? niye
demiyor? Onlara göre, bütün mesele karşılıklı suçlamalar.?Peki? bu
suçlamalar bu zamana kadar ne getirdi ki, bundan sonra ne getirecek?
Sayın
Okurlar;
Şu afet manzaralarına bir göz
atalım. Ölen canlar, yıkılan yüzlerce evler, çamur ve balçık yığını
haline gelmiş yollar, sürüklenen ve selin önünde denize kadar gömülen
otolar. Öte yandan atıkların içinde, eli, yüzü, gözü, çamur ve
pislikler içerisinde yüzen, çocuklar, gençler, ihtiyarlar, bayanlar,
baylar, saniyen mikrop demeden, atıkların arasından çıkacak, kış
hazırlıkları için, yağlı, kirli, boyalı, odun parçalarını toplayan
muhtaç insanlar. NELER NELER. Bunları da bir tarafa bırakıyoruz ?
Halâ ve devamla, yok şöyleydi, yok böyleydi? ne diyelim. Kasap et
derdinde koyun can derdinde misali, işte
budur.
?Geç gelir, tez gelir diye, sefa
çekmekte keder? böyledir hali cihanın, BÖYLE GELİR BÖYLE GİDER Mİ
DİYECEĞİZ? 13.yüzyıldan günümüze kadar, bu türden düşünceler her
nasıl oluyorsa devam ediyor. ? Hep kendin söyleyip, mecliste fütur
verme? derler.
Sayın
Okurlar;
Canı yanmayanın, yüreği
ezilmeyenin, gözünden kanlı yaşlar gelmeyenin, ciğerinin başı
yanmayanın, gerçektende füturunda mı? ACILI BAŞTA AKIL OLMADIĞINI,
ZENGİN NEREDEN BİLSİN? ACIN, MASUMUN, MAZLUMUN GÖZÜ, EKMEK TEKNESİNDE
GEL GÖR Kİ, ZENGİNİ GÖZÜ ALTIN TEPSİSİNDE.(( SALTANAT BAKİ DERLERSE
DE YALANDIR. Cem Sultan))