GÖREV
VERİLİRKEN GÜZEL, AYRILINCA KÖTÜ
03.07.2009 00:51:16
Sayın
Okurlar;
Başta, siyasi partiler, tüm
kurum ve kuruluşlarda, bazıları göreve gelebilmek için, saniyen,
makam ve koltuk sahibi olabilmek için, gördüğüm ve bildiğim kadarıyla
çalmadık kapı bırakmazlar. Doğru ve dürüst olanları elbette ki tenzih
ederim. Her nasıl oluyorsa, lüzumuna binaen, ayırma veya ayrılmada
bir zaruret hali hasıl olursa, bu işler istifaya kadar uzuyor. Yani
Anadolu yerel ağzıyla buna ( MENFAATİNE BİR DOKUNDA GÖREYİM ) derler.
Yukarı da ifade ettiğim gibi, şahsiyetli, onurlu, vakarlı ve
kanunlardan yana tarafsızlık içinde bulunanları bu potaya katmayalım.
Sayın
Okurlar;
Vazife duygusu, insanoğlunda,
en büyük ve terbiye edici güçtür. Pek tabii, düşünen dediğimiz
insana, görevin öğretilmesinden evvel, sevdirilmesi gerekir. HAK
HIRKASININ ASTARI GÖREVDİR, VAZİFEDİR. Şimdi gelelim saadete; Yani
görevi verirken, koltuğu teslim ederken GÜZEL, ayrılmayı veya
ayırmayı icap ettiren bir müspet konu gündeme geldim mi KÖTÜ.
Teşbihte hata olmaz derler ? Keçiler, dağın, bayırın, ormanın
yeşillerini, filizlerini kıyır kıyır yerken, OH NE ALÂ NE GÜZEL?.
Bunları bulamayıp, karnını doyuramadığı zaman veya otları
sevmediğinde, KEÇİ (KEÇİCE BAĞIRIR ORTALIĞI YIKAR.
OLDUMU?)
HER ÇİĞ TANAESİ İNCİ OLSAYDI
BÜTÜN ÇARŞILAR İNCİ DOLARDI. Bazen de, zahmete, zamana göğüs gererek,
feragatle çalışmak bir fazilettir bir asaletli harekettir. İnsan, ne
kadar ilim öğrenirse öğrensin, hangi makam ve koltuğun sahibi olursa
olsun, inandığı ve müspet bir yolda, bildiklerini yapmıyorsa, öte
yandan, bütün bunları, çoğu kez menfaate dayalı yapıyorsa, buna
nerden bakılırsa bakılsın kelimenin tam anlamıyla cahil derler.
Bilinmelidir ki, yeryüzündeki bütün ızdıraplar, aza kanaat etmemekten
doğar. SABIRLA, SÜKÛNLA, VE KANAATLA HİÇ KİMSE ÖLMEMİŞTİR AMA,
HIRSLA, KİNLE NEFRETLEDE KİMSE PADİŞAH OLAMAMIŞTIR. Kendi kendine
yetinenlere ne mutlu. Kime, yeteri kadarı az geliyorsa, ona hiç bir
şey yetmez. Hayvanlar dünyasında da köpek, kucağımıza sıçrar ve
oturursa, bu hareket köpeğin sahibini sevdiği içindir. Kedi aynı şeyi
yapıyorsa, kucağı sıcak bulduğundandır. İşte kediye nankör
denilmesinin sebebi de buradan gelir. Kediyi biraz azarlayıp
pataklayınca güvercinleri öldürmesi içten bile değildir. Yani ?vazife
verilmeden, göreve başlamadan, kapı kapı birilerini ararken, eldeki
kartvizitlerle bir çok insanı, yorulmadan, sabahın seherinden,
akşamın alacakaranlığına kadar arayıp dururken, netice o koltuğa
otururken insan oğlu mutlu.? Değirmenin suyu kesilince ve oradan kalk
denilince veya bunlara mecbur edilince ağızlara geldiği gibi
konuşacağız ÖYLEMİ?
Sayın
Okurlar;
Bir insan, kendisini
feşedebiliyorsa, zaferlerin en büyüğünü kazanmıştır. Asıl zaferse,
öfkesini yenebilenindir. UNUTULMASIN Kİ, ÇIKTIĞIMIZ KAPIDAN, BİR DAHA
İÇERİYE GİRME ZARURETİ DOĞABİLİR. ÖYLEYSE, ÇIKTIĞIMIZ KAPIYI SERT
KAPATMAYALIM.