BAZI
GÖREVLER,NEDENSE, ÖZENDİRİCİ OLUYOR
15.04.2009 00:37:23
SAYIN
OKURLAR;
Türkiye de, bazı makamlar ve
meslekler var ki, vatandaş, bilgisi ve kapasitesi içinde buralara,
adeta hücum edercesine koşuyor. Örneğin; ?Milletvekilliği- Genel
Müdürlükler- Müsteşarlıklar- Gümrük Kurum ve Kuruluşları- TRT-
Belediye Başkanlıkları ve Meclis Üyelikleri- Muhtarlık- Denetleme
Kurulu Üyelikleri vs?
SAYIN
OKURLAR;
Genel bir görünüm de olsa, siz,
hiç, meteoroloji kurumuna, yukarıdaki meslek grupları gibi büyük bir
izdihamla başvuranlara rastladınız mı? Keza, ? milli parklar?
alanına, kuruluşundan bu güne kadar ilgi ne olmuştur? Gelgelelim,
bir milletvekilliği yakalayabilmek için, vatandaş varını yoğunu
harcıyor. Hatta daha ileriye giderek, maddi konularda, seçilebilmek
uğruna bankalardan faizli para da çekiliyor. Bunu bir kalem geçelim.
Gelelim gümrük kapılarına. Örneğin; gümrüğe alınacak beş kişi ise,
mübalağa da olmazsa, müracaat eden beş bin kişi. Adam, meteoroloji de
güneşin doğuşunu, batışını, havanın sıcaklığını, soğukluğunu,
yağmurun, karın, dolunun yağışını söyleyecek o kadar. Bir ay sonra,
kadrosundan, derecesinden de maaşını alacak hepsi bu kadar değil mi?
Gümrüklerde namuslu ve ehil insanları, takdirle anarız ve tenzih
ederiz. Ama dikkat ederseniz, bu türlü yerlerde suiistimallerin haddi
hesabı olmuyor. Gelgelelim, ilahi adalet de tecelli edince Allah
iyileri koruyor, kötülerin belasını da
veriyor.
SAYIN
OKURLAR;
Kaza ile pençeleşen, hiddetli
ve kötü adamlarla, kaza da pek alâ savaşa girer. İnsanoğluna çalışma
da, deva da, dertte haktır. Ancak MÜNKİR kimse ? çalışmayı inkâr da
ısrar eder durur.? Başkalarının minnet yükünden, kendi mihnet yükümüz
daha hayırlıdır. Çocuğu olanın çocukluk çağı çoktan geçmiştir.
Tevilli yollara girmenin, şu yalancı dünyada ne âlemi var? Dünya da,
deliliğin kırk çeşidi görülmüştür. GEL GÖR Kİ SAĞDUYUNUN, BİRDİR.
Dost sanma, şanlı vaktinde dost olanı. Ancak dost bil, gamlı vaktinde
elinden tutanı. Netice itibariyle, Ahmet?in, Mehmet?in kaldırdığını
bir gün yere yıkarlar. Ancak, Cenabı Hakkın kaldırdığını kimse
yıkamaz. Bunun için, Allah daima imhal eder, ihmal etmez. Nitekim,
Allah?a, olmak isteyen asi, gitsin, ya mütevelli olsun ya da vasi.
Dolayısıyla her şey parayla, pulla, köşe kapmacayla, kartvizitle
olmuyor. ?Anasını, babasını dinlemeyen evladı, üzengi ve kamçı ile
yürüyen atı hemen bırakırlar veya satarlar. ? Elbette ki, ağız laf
yapınca, akılsız suçlu olacaktır. Önemli olan konu niyettir.
Fikrinde, zikrinde, kalbinde, gidişatında evvela hizmet değil köşeyi
dönme başrolü oynuyorsa, Allah?ın o adamı ıslah etmekten başka çaresi
var mı? Altından ağaçlarımız olsa, zümrütten yaprakları dalları
sarsa, akıbet gözünü doyuran yine bir avuç toprak değil mi?